Kentler büyüdükçe sorunda o oranda artmakta, metropol kentlerde ise durum tam bir felaket durumunda görünmektedir.
Artık 5 – 10 bin nüfuslu kasabalarda bile otomobilleri park edecek yer bulmak önemli sorun olarak görülmektedir.
Kentler büyüdükçe sorunda o oranda artmakta, metropol kentlerde ise durum tam bir felaket durumunda görünmektedir.
25 yıl sonra Galatasaray – Hatayspor maçına gidelim dedik, maç keyfinin yollarda çektiğimiz çileye değmeyeceği kanaati oluştu. Zira Ataşehir’den Galatasaray Stadına trafik rahat olsa 15 dakikada gidilmesi gereken yere 1,5 saatte gittik. İnsanlar kendi araçları ile işe gitmek ve dönmek için her gün 2 – 3 saat zaman harcamaktadır. Bu da tam bir zaman israfını arttırmakta, iş verimini düşürmektedir.
Bu sorunun çözümü için iki yol görünmektedir.
Birincisi toplu taşıma sisteminin geliştirilip büyük oranda yolcu taşımanın bu yolla yapılmasıdır. Ancak, bunun yatırım maliyetlerinin düşürülmesi için 40 – 50 yıl öncesinden ulaşım planlarının yapılıp, imar planlarında yerlerinin belirlenmesi gerekmektedir. Aksi halde kentler büyüdükten sonra metro veya tramvay hatlarının belirlenmesi kamulaştırma maliyetlerinin yaratacağı yüksek tutarlar nedeniyle karşılanamaz hale gelmektedir.
Artık İstanbul – Ankara – İzmir gibi büyük kentler dışındaki kentlerde de ulaşım önemli sorun haline gelmiştir. Kocaeli’de de özellikle sabah ve akşam saatlerinde bazı bölgelerde trafik kilitlenmektedir. Tramvayın devreye girmesi konusunda geç kalınmıştır. Esasen tramvay hattının uzatılması bu haliyle de otomobil trafiğine fazla çözüm olamayacaktır. Çünkü çok sayıda önemli kavşaklardan geçen tramvay hattı kara trafiği için sorun üretecektir. Zira sık geçen tramvay nedeniyle kavşaklarda trafik kitlenecektir.
Bu sorun sadece ülkemizin sorunu da değildir. Dünya kentlerinde de bize göre az olsa da önemli sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle artık dünya binek araç üretiminde sınırlamalara gitmek zorundadır. İkinci çözüm yolu bu olmalı diye düşünüyorum. Nitekim Ford Gölcük fabrikasında binek otomobil üretimini durdurmuş. Dünyada da belediyelerin otomobilleri kent merkezlerine sokmama kararları sonrası otomobil taleplerinin azalmasını sağlayabilir. Şehir içi ulaşımlarında mevsimlerin aşırı kış olmadığı dönemlerinde binbin diye adlandırılan scooterlerle veya elektrikli motosiklet scooterlerle sağlanması teşvik edilebilir. Bisiklet ile ulaşımlar teşvik edilebilir. Böylesi ulaşımların teşvik edilmesi ve otomobillerin şehrin yoğun bölgelerine girişinin yasaklanması ile şehir içi ulaşım rahatlayabilir. Böylece tramvay gibi toplu taşıt araçlarının kavşaklarda yarattığı sıkıntıda azalır hatların mesafesi ve yönleri de arttırılabilir.
En önemlisi de ulaşımla ilgili günü birlik kararlar yerine en az 20 – 25 yıl öncesinden ulaşım mastır planları devreye sokulmalıdır.
Kocaeli | Fikret GÖKMEN