Türkiye, 2024 yılının 10 aylık döneminde toplam 54 milyon 629 bin 687 ziyaretçi ağırladı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın verilerine göre; gelen ziyaretçilerin 47 milyon 306 bin 764’ünü yabancılar oluşturdu. Yabancı ziyaretçi sayısı bir önceki yılın aynı dönemine göre %7.03 arttı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’na 2024 yılında bütçeden 38 milyar 964 milyon TL ödenek ayrılmıştı, bu rakam 2025 yılı bütçesinde 53 milyar 202 milyon TL’ye çıkartıldı. Bu ödenek sadece turizme değil, kültürel faaliyetlere de ayrıldığı için; turizmin gelişimi için ayrılan ödeneklerin ne kadar az olduğunu söylemeye gerek yok. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na, Diyanet İşleri Başkanlığı’na (130 milyar TL) ayrılan ödeneğin %40’ını uygun görmek aslında durumun vahametini ortaya koyuyor.
2025 yılı merkezi yönetim bütçesi içerisinde Bakanlığın payı yüzde yarım bile değil. 2024 yılı turizm geliri hedefini 60 milyar dolar belirlemek çok iddialı. Bu kadar az bütçe ile bu hedeflere ulaşabilmek sadece hayal. Yüksek enflasyon ve fahiş fiyat politikasına rağmen; turizm istatistiklerinin hedeflerle uyumlu açıklanması, bu rakamlar ile ilgili tereddüt yaratıyor. TÜİK’ten geçmişi de kapsayan yeni bir revize bekliyoruz!
Turizm sektörü, bütçeden turizme ayrılan payın yetersizliği nedeniyle yapılan düzenlemeler ile Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’na turizm payı olarak yaklaşık 5 milyar TL, konaklama vergisi olarak tahsil edilen geçen yıl 6.8 milyar TL bu yıl da yaklaşık 13 milyar TL gelir yaratacak. Turizm sektörü sayesinde ödeneğin yarısı sağlanmış oluyor. Aslında durum şu; bütçeden çok az pay ayrılan, ayrılan payın neredeyse yarısını sektör sayesinde kasaya koyan iktidar, turizmin öneminin farkında değil mi? Bir önceki Orta Vadeli Program’da (OVP) 2025 yıl için 64.7 milyar dolarlık gelir hedefi konmuştu, bu rakam son yayımlanan OVP’de 63.6 milyar dolar olarak aşağı yönlü revize edildi.
Türkiye’de genel olarak 2 milyon 250 bin yatak kapasitemiz var. Geçen hafta yapılan Turizm Yatırım Forumu ön toplantısında, Turizm Yatırımcıları Derneği Başkanı Oya Narin’in; “On yıl içinde ilave 500.000 yatak kapasitesi için 75 milyar dolarlık yatırım ihtiyacından bahsetmesi” bu yılın ilk 9 ayı itibarıyla sadece 13 milyar dolarlık kredi stoku bulunan turizm sektörü için fetret devrinin çoktan başladığını gösteriyor. İlave yatağı bir yana koyup, mevcut yatak kapasitesinin yaklaşık yarısının yenileme ya da modernizasyon süreçlerine girmek zorunda olduğunun da altını çizelim. Yirmi, yirmi beş yılını doldurmuş tesisler yenileme sürecine girmek zorunda. Ülkemizdeki uluslararası standartlardaki tesisler için daha erken 10-15 senede bir yenileme ya da modernizasyon yatırımı gerekmektedir. Bakanlığın yaptığı yeni tahsislerle yatırımlar yapılmaya çalışılıyor ancak artık turizm sektörünün yatak kapasitesini artıracak, tahsis edilebilecek arazi de kalmadı. İstanbul, İzmir gibi şehirlerde daha çok özel mülklerde otel yatırımları olması sevindirici bir gelişme.
Turizm sektörüne uluslararası yatırımcılar gelmiyor gelemiyor. Ekonomik istikrarsızlık, yüksek faiz, yüksek enflasyon en önemli engel.
Bacasız sanayiyi herkes fark etti, biz unuttuk
Türkiye, bugün itibarıyla dünyada en çok turist çeken beşinci ülke olmasına rağmen; turizm gelirlerinde yedinci sırada, Birleşik Arap Emirlikleri ise gelirde 6. sırada. Turizm sektörü, geçen yıl cari açığın azaltılmasına 41.6 milyar dolarlık net katkı sundu. Çok az ithal girdisi olan ve bacasız sanayi olarak adlandırılan Türk turizm sektörünün dünyadaki şu anki konumunu çok yakın bir zamanda kaybedeceğini söylemek için kahin olmaya gerek yok.
Turizmde birçok sorunumuz var, en başta yeni yatırım. Rakiplerimiz, Ortadoğu’da ve Akdeniz havzasında ciddi miktarda teşvikler ve yatırımlar yapıyor; özellikle Ortadoğu’da turizm sektörüne oluk oluk para aktarılıyor. Yeni ve güçlü rakiplerimizden Suudi Arabistan 2030 vizyonu adı altında, içerisinde turizmin de olduğu birçok sektöre 800 milyar dolar yatırıyor. Suudiler, petrol gelirlerinin hiç olmayacağı dönemleri de öngörerek, bacasız sanayiyi keşfetti. Sadece inanç turizmi değil, dünyanın en büyük kültür ve eğlence turizmi ülkesi olmak hedefinde ilerliyorlar. Yunanistan, yatırımcılarına sağladığı Avrupa Birliği kaynaklı hibelerle, uzun vadeli kredilerle ön plana çıkmaya çalışıyor. Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) daha fazla turist çekmek için geniş çaplı ve yenilikçi yatırımlar yapmaya devam ettiğini hatırlatalım. BAE’nin bu yatırımlara 2030 yılına kadar 1.25 trilyon dolar bütçe ayırması, sektöre verdiği önemi gösteriyor. Öyle ki; ülkede kumarhane yapılmasına ve işletilmesine izin verildi ve inşaatlar başladı bile.
Türkiye, son yıllarda turizmde kan kaybediyor. Açıklanan rakamların doğruluğu şüpheli. Uçak sefer sayıları, otel ve restoran ciroları bu rakamları doğrulamıyor. Turizm sektörünün başta yeni yatırım finansmanı olmak üzere ciddi sorunları var. Hedeflere ulaşmak ve sıralamada geriye düşmemek için yeni bir vizyon ve yeni yatırımlar gerekiyor. Bunun için sektörün finansmana erişimini kolaylaştırmak şart.