Hem Maliye hem de SGK, çalışanlara yemek bedelinin yemek çeki, kartı veya kuponu olarak verilmesi halinde; bu kartlarla market alışverişi gibi alışveriş yapılması durumunda yaptırım uygulama peşine düşmüş durumda.
İşverenlerce iş yeri veya iş yerinin müştemilatı dışında kalan yerlerde hizmet erbabına yemek verilmek suretiyle sağlanan menfaatlere ilişkin istisna tutarı, Gelir Vergisi Kanunu’nun 23’üncü maddesinin (8) numaralı bendi kapsamında 2025 takvim yılında 240 TL olarak uygulanacak. Sosyal Güvenlik Kurumu Yönetim Kurulu ise; 01.01.2025 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yemek bedelinin prime esas kazançtan istisna edilecek günlük tutarı 158 TL olarak belirlendi.
Hem Maliye hem de SGK, çalışanlara yemek bedelinin yemek çeki, kartı veya kuponu olarak verilmesi halinde; bu kartlarla market alışverişi gibi alışveriş yapılması durumunda yaptırım uygulama peşine düşmüş durumda. Üstelik 1 Aralık 2022 tarihinden itibaren yemek yardımının nakit olarak da yapılması durumunda; verilen yemek bedelinin belirlenen istisna rakamına kadar olan kısmı gelir ve damga vergisinden istisna edilmiş, bu tutardan fazla yapılan ödemelerde aşan kısmın ücret matrahına dahil edilerek hem gelir hem de damga vergisi hesaplanacağı konusunda herhangi bir tereddüt yokken. Nakit olarak verilen yemek bedelinin çalışan tarafından nerede ve hangi amaçla kullanacağı konusunda da herhangi bir düzenleme mevcut olmadığından çalışan, verilen yemek bedelini istediği yerde ve istediği amaçla harcayabiliyor. Ancak çalışanlar, kendisine verilen yemek kartını yemek hariç başka bir amaçla örneğin market alışverişinde kullanırsa, işverenler bazı yaptırımlarla karşılaşıyor!
Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı 31.12.2024 tarihli “Yemek Bedeli” konulu 2024/17 numaralı genelgeyi yayımladı.
NAKİT YA DA NAKİT YERİNE GEÇECEK ŞEKİLDE BAŞKA AMAÇLARLA KULLANILMA İMKANI OLMASI NE DEMEK?
Genelgede yer alan “Yemek Bedelinin Yemek Kuponu, Yemek Kartı, Yemek Çeki vb. Araçlarla Karşılanması Halinde Uygulama” bölümü çok ihtilaf ve karışıklık yaratacak gibi duruyor. Genelgede bu konu aşağıdaki şekilde
açıklanmış.
“Danıştay 10’uncu Dairesi’nin 2023/170 Esas No ve 2024/1853 Karar Nolu kararında” aynı şekilde işverenin yemek yardımını işçiye yalnızca yemek bedelini ödemede kullanılmak üzere “yemek kartı/çeki/kuponu gibi araçlarla ödemesi” halinde de, işçinin söz konusu ödeme aracını nakit ya da nakit yerine geçecek şekilde başka amaçlarla kullanmasının mümkün olmaması nedeniyle ayni yardımın söz konusu olacağı, bununla birlikte işverenin yemek yardımını işçiye “nakit ya da yemek bedeli ödeme dışında da kullanılabilecek yemek kartı/çeki/kuponu gibi araçlarla ödemesi” halinde ayni yardımdan bahsedilemeyeceği ve bu halde yapılan nakdi ödemenin yalnızca davalı Kurumca tutarları yıllar itibarıyla belirlenecek kısmının prime esas kazanca tabi tutulmayacağı, bu tutarı aşan kısmının sigorta primine tabi olduğu sonucuna varılmaktadır” değerlendirmesinde bulunulmuştur.
Buna göre yemek kartı/çeki/kuponunun yemek bedeli ödemesi dışında nakit ya da nakit yerine geçecek şekilde başka amaçlarla kullanılma imkanı olmaması halinde, yemek kartı/çeki/kuponuna yüklenen tutar prime esas kazanca dahil edilmeyecektir.
Örnek 7: (A) sigortalısına 2025/Ocak ayında 6.000 TL tutarında yemek kartı verilmiştir. Sigortalının ilgili ayda 22 gün fiilen çalıştığı ve verilen kartın yemek yenilmesi haricinde nakit ya da nakit yerine geçecek şekilde başka amaçlarla kullanılma imkânı olması halinde yemek kartına yüklenen 6.000 TL’den prime esas kazanca dahil edilecek tutar;
Günlük İstisna Tutarı = 158 TL
158 TL x 22 Gün =3.476 TL (Aylık istisna tutarı)
6.000 TL – 3.476 TL = 2.524 TL (Prime esas kazanca dahil edilecek yemek bedeli) olarak hesaplanacaktır.
Kayıt dışılığı teşvik eden devlet!
Ülkemizde yaklaşık 17 milyon sigortalı çalışan var ve toplam işyeri sayısı ise 2.155.000. Bu işyerlerinde 1-10 işçi arasında işçi çalıştıran işyerlerinin toplam işyeri sayısı içindeki oranı %87.5.Ülkemizde faaliyet bulunan işyerlerinin %99.7’sinin KOBİ olduğu gerçeği ortada.
Yukarıdaki istihdam yapısı nedeniyle 17 milyon sigortalı çalışana rağmen, yemek çeki/kuponu/kartı kullanım sayısı sadece 5 milyon adet. 2025 yılı rakamlarını dikkate alarak bir hesap yapalım: İşveren bir çalışan için günde 240 TL, ayda (22 gün çalışıldığını varsayalım) 5.280 TL yılda ise 63.360 TL ödeyecek. Bu rakamı 5 milyon kart sayısı ile çarptığımızda 5.000.000*63.360 TL=316 milyar 800 milyon TL rakamını buluyoruz. Yani, çalışanlarına yemek çeki/kuponu/kartı ile yemek olanağı sağlayan işyerleri %10 KDV hariç 316 milyar 800 milyon TL‘nin kayıt içine girmesini sağlıyorlar. Nakit ödeme ile yemek bedeli ödeyen işverene kısıtlama yok, kart ile ödeyen işverene çalışanın market alışverişi yapmış mı diye kontrol zorunluluğu getir! Tam da Türkiye ‘deki yönetim anlayışı. Sigorta istisna rakamı ile gelir vergisi istisnası rakamı aynı olmalı, bu da yüksek olan vergi rakamı olan 240 TL olmalıdır. Sigorta istisna rakamı ile gelir vergisi istisna rakamı arasındaki fark, ayni gıda yardımı olarak kabul edilerek sorun çözülüyordu. Yayımlanan Genelge, yemek çeki/kuponu/kartı verilmesi durumunda, kartın nakit ya da nakit yerine geçecek şekilde başka amaçlarla kullanılma imkanı olması halinde ayni yardım tanımlamasını kaldırarak, sigorta primi ödenmesi gerektiğini düzenlemiş. Tam bir komedi, 240 TL ile 158 TL arasında 82 TL fark var. Yani çalışan için ayda 22*82TL=1.804 TL ve yılda 1.804*12=21.648 TL ilave prim matrahı oluşacak. İlave bu tutarın çalışan emekli olduğunda, emekli maaşına katkısı ortalama ayda 50 TL olduğuna göre; amaç SGK’nın prim gelirini artırmak. Kurumun gayrimenkullerini üç kuruşa kirala, prim alacaklarından haberin olmasın ama çalışanların yemeğinden prim almaya çalış.
Kötü yönetim ile çalışanları açlık sınırının altında yaşamaya mecbur et, herkesi asgari ücrette yani sefalette birleştir. Öğlen yemeğinde simit yiyip, akşam evine giderken yemek kartı ile marketten gıda alışverişi yapan çalışanın ve onu çalıştıran işverenin peşine düş. Ne ala memleket.
Kanser ilaçlarını %4.559 kâr ile SGK’ya satın alırken de bu titizliği gösterse idiniz. Sizi alkışlardık.