İktidar, biraz da kamuoyu baskısı ile 15.07.2023 tarih ve 32249 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 7456 sayılı Kanun ile bazı istisnaları kaldırmaya başladı.
Seçim sonrası yapılan vergi oran atışları ile birlikte sabit gelirlilerin yaşamı her geçen gün daha zorlaşıyor. Kur yükselişi, akaryakıt fiyatlarının yükselmesi, Katma Değer Vergisi oranlarının artışı ve akaryakıtta maktu Özel Tüketim Vergisi'nin artırılması tam bir kaos ortamı yarattı.
Ek bütçe ile 1 trilyon 150 milyar TL ilave vergi artışı planlaması yapılması karşısında; vergi sistemi yoluyla devletin vazgeçtiği gelir olarak tanımlanan vergi harcamalarında kısıtlama olup olmayacağı merak konusu idi. Vergi harcamaları, vergi sisteminde istisna, muafiyet, vergi ertelemesi ve düşük vergi oranı şekillerinde ortaya çıkıp vergi kaybına yol açan uygulamalardır. Devlet, bilerek ve isteyerek bazı ekonomik faaliyetlerden vergi almıyor. Alabileceği gelirden de vazgeçiyor, böylece gelirlerini bilinçli olarak azaltıyor. Vergi harcamalarının varlık nedenini; “belirli bir sosyal ve/veya ekonomik amacın varlığı” ile ya da ortaya çıkaracakları etkilerin oluşmasını sağlayan ve ayrıcalık oluşturma pahasına gerçekleştirilen “tahsilattan vazgeçme” unsurlarına dayandırabiliriz. Uçan kuşa vergi koymaya çalıştığımız bir dönemde, 2023 yılı bütçesinde vergi harcaması tutarının 994 milyar TL olduğunu hatırlatayım. Vergi harcamalarının dağılımına baktığımızda; istisna ve muafiyetler kapsamında Gelir Vergisi'nden 443.4 milyar TL, Kurumlar Vergisi'nden 280.8 milyar TL, Katma Değer Vergisi'nden 161.8 milyar TL, Özel Tüketim Vergisi'nden 45.8 milyar TL ve diğer vergilerden de 62.3 milyar TL vergiden vazgeçilmektedir.
Görüldüğü üzere; tüketim vergileri gibi dolaylı vergilerden değil, Gelir ve Kurumlar Vergisi gibi dolaysız vergi gelirlerinden vazgeçilmektedir. Bu siyasi tercih, tüketicilerin adaletsiz dolaylı vergiler altında ezilmesi sonucunu doğurdu.
Hangi istisnalar kaldırılıyor?
İktidar, biraz da kamuoyu baskısı ile 15.07.2023 tarih ve 32249 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 7456 sayılı Kanun
ile bazı istisnaları
kaldırmaya başladı.
Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 5/1-(e) bendi uyarınca; kurumların en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazların satışından doğan kazançların %50'lik kısmı Kurumlar Vergisi'nden istisna idi. Ayrıca Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 17/4-(r) bendi uyarınca; kurumların aktifinde en az iki tam yıl süreyle bulunan taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler Katma Değer Vergisi'nden istisna idi.
7456 sayılı Kanun ile kurumların aktifinde en az iki tam yıl süreyle bulunan taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimlerine yönelik istisna uygulaması 15.07.2023 tarihi itibarıyla kaldırıldı.
Bu düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce kurumların aktifinde yer alan taşınmazlar için, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yapılan satışlarda, %50 olan istisna oranı %25 olarak uygulanmaya devam edecektir. Bu arada, taşınmazların 01.01.2024 tarihinden itibaren kısmi bölünme kapsamından çıkarıldığının altını çizelim.
7456 sayılı Kanun ile kurumların aktifinde yer alan ve en az iki tam yıl süreyle elde bulundurulan taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimlerde, KDV istisnası da kaldırıldı. Ancak bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce kurumların aktifinde yer alan ve en az iki tam yıl süreyle elde bulundurulan taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimlerde KDV istisnasının geçerli olmaya devam edeceğine ilişkin düzenleme yapıldı.
7456 sayılı Kanun ile yapılan bir diğer değişiklik ile de kurumların girişim sermayesi yatırım fonu katılma payları ile girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinden elde edilen gelirlere sağlanan istisna hariç olmak üzere, diğer yatırım fonlarından elde ettikleri gelirlere yönelik sağlanan istisna da kaldırıldı. Bu hüküm,15.07.2023 tarihten itibaren iktisap edilen yatırım fonu katılma payları için uygulanmak üzere yürürlüğe girdi.
DEVAMI GELİR Mİ?
Kurumlar Vergisi oranlarının banka ve finansman şirketleri için %25'ten %30'a, diğer şirketler için %20'den %25'e çıkartıldığı düzenlemeyi yapan kanun ile aynı anda, öznesi “taşınmaz” olan bir istisnanın kaldırılmasını önemsiyorum. Son üç yılda 3 kat artış gösteren vergi harcamaları içinde yer alan istisnaların kaldırılmaya başlanmasını, durumun vahametinin kavrandığı olarak değerlendirmek istiyorum. Vergi oran artışlarında bütün limitlerin kullanıldığı, hareket alanı kalmadığının da kabulü anlamına gelir diye iyimser düşünceler içindeyim.
Tüketim vergileri üzerine kurulu vergi sisteminin, sabit gelirli tüketicilerin harcanabilir gelirleri tamamen dibe vurduğunda; enflasyon nedeniyle yükselen vergi matrahlarının da hedeflenen vergi tahsilat hedeflerini tutturmaya yetmeyeceğinin farkına varıldığını düşünmek istiyorum.
Vergiye karşı sivil itaatsizlik eylemlerinin önüne geçmek için de istisna ve muafiyetlerin kaldırılmasına devam etmek gerekmektedir.