KVK 2010/4 sayılı tamim halen yürürlülükte
Yurt dışından satın alınan bilgisayar programlarının bedelleri ödenirken hangi hallerde stopaj yapmak gerekecek, hangi hallerde stopaj yapılmayacak konusuna Gelir İdaresi’nce yayınlanan KVK 2010/4 sayılı “tamim”le açıklık getirilmişti.
Tamimin tamamını 4 Şubat 2011 yazısında (dunya.com Zeki Gündüz yazıları arşivinde) bulabilirsiniz.
“…Buna göre;
- Yurt dışında mukim firmalardan ithal edilen bilgisayar programları üzerinde herhangi bir değişiklik yapılmadan ve/veya çoğaltılmadan nihai tüketicilere satılması veya aynı şekilde işletmede kullanılması halinde yurt dışında mukim firma tarafından elde edilen kazanç ticari kazanç niteliği taşıyacağından, bu nitelikteki ödemeler üzerinden vergi kesintisi yapılmayacaktır.
-Yurt dışında mukim firmalardan işletmede kullanmak ve/veya müşterilere satışını yapmak üzere daha önce piyasada bulunmayan bir bilgisayar programının özel olarak hazırlatılması halinde, yurt dışında mukim firma tarafından elde edilen kazanç serbest meslek kazancı niteliği taşıdığından bu kapsamdaki ödemeler üzerinden yüzde 20 oranında vergi kesintisi yapılacaktır.
-"Copyright" kapsamında bir bilgisayar programının çoğaltma, değiştirme, topluma dağıtma, gösterme gibi haklarının satın alınması halinde, şirket tarafından bir gayri maddi hak elde edilecek olup, yurt dışında mukim firmaya yapılacak söz konusu gayri maddi hak bedeli ödemelerinden yüzde 20 oranında vergi kesintisi yapılacaktır.
* **
Diğer taraftan, yurt dışındaki firmaların mukimi olduğu ülke ile ülkemiz arasında çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmasının bulunması ve bu anlaşmalarda söz konusu ödemelere ilişkin bir hükmün bulunması durumunda, öncelikle bu hükümlerin dikkate alınacağı tabiidir.”
Yazılımın satışı ayrı, yazılım üzerindeki hakların satışı vergileme açısından ayrı şeylerdir
Konu tartışılırken gayri maddi hakkın kullanımı tanımının düşünülmesi önem taşıyor. Bilgisayar (programının) yazılımının kendisi ürün iken, yazılımın üzerindeki hakkın ayrı bir kavram olduğu anlaşılmadan konuyu ele almak yanlış sonuçlara götürür. İlaç satmak ayrı bir şeydir, ilacın formülünü kullanma imtiyazı veya kullanma hakkını vermek (satmak, kiralamak) ayrı şeylerdir.
İlaç satmak ticari kazanç, ilacın formül ve ismini satmak, kullanma imtiyazı veya hakkını satmak-kiralamak gayri maddi hakkın satışı veya kiralamadır. Dolayısıyla sadece bilgisayar programı (yazılım) satışı karşılığı, yabancı şirketin elde edeceği kazanç ancak ticari kazanç olabilecektir.
Mali idare, tamiminde, copyright başlıklı yukarıda paylaştığımız bölümde tam da bu ayırıma işaret ediyor.
Mali idarenin muktezaları
Muktezaların tamamına yakınını yukarıda paylaştığımız şablona uygun verilmiş, verilmektedir. Bizim erişebildiğimiz 35 müktezanın tamamı aynı şablona uygun verilmiştir.
Mükellefler lehine verilmiş Danıştay kararları
Yargı hazır, değişiklik yapılmadan, çoğaltma, değişiklik hakkı alınmadan, olduğu gibi satma veya kullanma durumlarını Mali İdare gibi ticari ödeme/kazanç olarak değerlendiriyor.
Bu yönde verilmiş çok sayıda karar mevcut.
Mükellefler aleyhine verilmiş Danıştay kararları
Yargı, yapılan ödemenin bir sistemin, bilgi birikiminin kullanımını içeriyor mahiyette ya da iç içe, kullanım ağırlıklı, ayrıştırılamayan bir şekilde gördüğünde olayı bir gayri maddi hakkın kullanımı karşılığı yapılan ödeme olarak değerlendiriyor.
-Yazılımı kullanan kurumun hizmeti sunan tarafın donanım ve yazılım altyapısından yararlanılması,
-Programdan ancak programın (yazılımın) sahibi olan şirketin (bilgisayar programları) sistemine bağlanarak yararlanabiliyor olması,
-Programın hizmeti sunan şirketin sistemi kapatıldığında kullanılamaz oluşu vb gerekçelerle ticari ödeme değil gayri maddi hak bedeli ödemesi olduğu sonucuna varılabiliyor.
Kararlar çelişmiyor
Mükellef aleyhine verilmiş kararlarla mükellefler lehine verilmiş kararları yakından-detaylı incelediğimizde birbiriyle çelişmediği sonucuna varılmaktadır.
Mükellef aleyhine verilmiş olan kararların tereddüt yaratmasının nedeni, bu davalarda da mükelleflerin paket bilgisayar programı (yazılım) kullandıkları, bu yazılımları çoğaltma, devretme, değiştirme haklarının olmadığı, bu nedenle de tamim ve özelgeler doğrultusunda, ödemelerinin stopaja tabi tutulmaması gerektiğini iddia etmeleridir.
Ancak yargı konunun davacının iddia gibi olmadığı, bilgisayar programı satın alma değil bir sistemden (sisteme bağlanarak, bağlı kalarak, bağlı kalındığı müddetçe) yararlanma-kullanma (birikim ve tecrübeden yararlanma) olduğu sonucuna varırsa, bu durumda, program (yazılım) satın alma bedeli değil, olayda bilimsel eser niteliğinde olan bilgisayar programlarının kullanımı karşılığı ödenen bir bedel olduğu sonucuna varılarak, ödemenin gayri maddi hak kullanımı karşılığında yapıldığı iddiası ile stopaja tabi tutulması gerektiği sonucuna varılabilmektedir.