Köşemde 30.11.2024 tarihinde kaleme aldığım “Vergi Kaçağı Bahane, Yandaşa İş Yaratma Şahane” yazım üzerine; birçok okurum ve akaryakıt istasyonu sahibinden mail ve telefon aldım.

Akaryakıt piyasasında pompacının taşıt plakasını el ile girmesi nedeniyle farklı plakalara fiş kesilmesi suretiyle yılda 15 milyar TL vergi kaçağı oluştuğu bahane edilerek getirilmek istenen sistemin kapsamına girenler ve olayın mali boyutu özetle aşağıdaki gibidir.

İşletmeye dahil olan veya kiralama yoluyla edinilen yaklaşık 8 milyon taşıta 31/12/2024 tarihine kadar kurulması zorunlu olan Taşıt Tanıma Birimi (TTB) takılması gerekiyor.

Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi Uygulama Genel Tebliğ kapsamı 21/9/2024 Tarih ve 32669 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan değişiklik ile genişletilmiştir. Tebliğde yapılan bu düzenlemeyle birlikte 8 milyon olarak açıklanan araç sayısının yaklaşık 14 milyona yükseleceğini öngörebiliriz. Şöyle ki; 1/7/2025 tarihinden itibaren ilk defa trafiğe çıkacak araçlar ile birlikte ticari ve bireysel ayrım olmaksızın her yıl ortalama 1.350.000 aracın sisteme katılacak. Ayrıca ticari olmayıp taşıt tanıma sistemi kullanan bireysel taşıtlara 30/6/2025 tarihine kadar Taşıt Tanıma Birimi (TTB) takılması zorunluluğu getirildi.

UTTS’nin tüketici taşıtları için belirlenen 2024 yılı fiyatı 1.810 TL + KDV’dir. Bu fiyat 2025 Ocak ayında Yİ-TÜFE oranında artacak olup, sistemin tüketici tarafındaki toplam maliyetinin 40 milyar TL’ye ulaşacağı anlaşılıyor.

Ülkemizde yaklaşık 13.000 benzin istasyonu var. 4 pompası olan bir istasyonun maliyeti en az 850.000 TL olacak ayrıca ocak ayında (Yİ-ÜFE) oranında yapılacak artışla birlikte değerlendirildiğinde; kurulum maliyetinin en az 14 milyar TL, yıllık hizmet maliyeti ise 845 milyon TL olacaktır. Yüksek maliyetler ve düşük kârlılık oranı nedeniyle sürekli benzin istasyonlarının kapandığı ülkemizde bu maliyetler nedeniyle yeni kapanmalar yaşanacağını söylemek için kahin olmaya gerek yok.

İKTİDAR KULAKLARINI KAPADI, UYGULAMAYI BAŞLATMAKTA KARARLI

Akaryakıt sektöründe vergi kayıp ve kaçağını engellemek amacıyla geç de olsa önemli düzenlemeler yapıldı. İstasyonda yakıt alan aracın plakası yerine vergi mükelleflerine ait bir başka aracın plakasının pompacı tarafından sisteme girilmesi nedeniyle vergi mükelleflerinin kendilerine ait olmayan akaryakıt giderlerini gider yazarak Türkiye’de yılda 15 milyar TL’lik vergi kaybına neden olduğu söylemi doğru olamaz. 15 milyar TL’lik vergi kaybına neden olunması için yılda 60 milyar TL’lik akaryakıt gideri kayıtlara alınması gerekir. Binek otomobillerine ait akaryakıt giderlerinin %30’unu kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınmak zorunda olduğu gerçeği karşısında, vergi kaçağı bahanesinin doğru olmadığı açıktır. Bir vergi incelemesinde araçlara alınan akaryakıt miktarı ile yapılan kilometreler kolayca karşılaştırılarak, fazla akaryakıt kullanımı kolaylıkla ortaya çıkabilecektir. Ülkemizde, sistem içinde yer alan kurumsal müesseseler dışındaki şirketlerin akaryakıt giderini fazla göstermeye zaten ihtiyacı yok, onlar hasılatlarını beyan dışı bırakarak işi pratik çözüyor.

SORULAR

1) Amaç vergi kaçağını önlemek ise vergi mükellefi olmayanlara ait araçlar neden sistemi kullanmak zorunda? Bunun nedeni benzin istasyonundaki tüm pompalara UTTS kurulmasını sağlayarak daha çok ekipman ve sistem satmak mı?

2) İstasyonlarda mevcut taşıt tanıma ve vergi kaybını önlemek için uygulanan Yeni Nesil Yazar Kasa (YNÖKC) entegrasyonları ile farklı plakaya fiş kesilmesi zaten mümkün değilken, neden istasyonlara ilave UTTS maliyeti çıkartıyorsunuz?

3) Sistemin 01.01.2025 tarihinde başlaması şu ana kadar ki kurulumlar dikkate alındığında mümkün gözükmüyor. Buna rağmen bu ısrarın nedeni nedir?

4) UTTS sisteminden geçmeyen fişi-faturayı gider yazdırmama yetkiniz var mı?

5) Aracınızı satıp yeni bir araç aldığınızda; mevcut aracınızdaki cihazın yeni araca takılmasına izin verilmemesinin amacı, sürekli cihaz satılmasını sağlamak mı?

6) UTTS kapsamında mükellefler ve yetkili taşıt montaj servisleri tarafından verilen TTB sipariş sayısının 1 milyonu geçtiği ve 13.000 istasyondan 4 binden fazlasının UTTS’ye dahil olmak için gerekli işlemleri yaptırdığı açıklamaları doğru mu?

7) Konuyla görevlendirilmiş olan Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü’nün her hafta ilgili kurumlara sürenin uzatılmayacağına ilişkin yazı göndermesinin özel bir sebebi var mı?

8) UTTS ekipmanlarının temin edileceği yüzde 100 Türk sermayeli, yerli ve milli firmamız kim? Bu şirket ünlü bir otoyol inşaat firması mı? Adı neden kozmik bilgi gibi saklanıyor? İhale yapıldı mı, ihaleye kimler girdi? İhale rekabetçi bir ortamda yapıldı mı?

9) Son soruyu birçok okuyucumun sorduğu, ortak soru olarak soruyorum. Yazılımın Kanada firmasından alınmış gibi gösterildiği oysaki İsrail firmasına ait olduğu hatırlatılarak, bir gün İsrail bir tuşa basarak arabalarımızı patlatabilir mi?

Memleketimizin enflasyonda dünyada ilk beşte ve gelir dağılımı adaletinde Avrupa’da sonuncu olduğu gerçeğini akıldan çıkartarak, vergi kaçağını önleme bahanesine sığınıp, yandaşa ballı iş yaratmak için vergi mükelleflerine ve vatandaşlara yeni maliyetler yüklemek kabul edilemez.