Dolar 18 TL iken kur korumalı sisteme 100.000 $ Bozdurarak giren bir vatandaş Bugün kur korumalıdan çıkarsa 26 TL kurdan fazladan 800.000 TL Hazineden para alacaktır. Bu ödenen bedel hibe olarak nasıl değerlendirilir ki.
Son zamanlarda genelde televizyon izlemiyorum. Birbirine hakaretler yağdıran sözüm ona tartışma programlarından da bıkkınlık geldi. Tesadüfen rastladığım bir programda Kur Korumalı Mevduat ve hazinenin yüklenimleri tartışılıyordu. Konuya ilgim olduğu için bir süre izlemek istedim. Ama izlediğime de pişman oldum. Çünkü sinirlerim bozuldu. Akademik unvanı profesör olan bir şahıs kur korumalı nedeniyle hazinenin ödeyeceği faizlerin aslında faiz olmayıp devletin vatandaşına yaptığı hibe olduğunu söyleyince TV’yi kapatıp kumandayı fırlattım.
Pes yahu bu kadar da olmaz. Bu nasıl bir takındır böyle. Kavramlar bu kadar çarpıtılabilir mi? Bir akademisyenin hibenin ne olduğunu bilmiyor olması düşünülemez. Bildiği halde bankalarda mevduatı olan kişilere ödenen bu bedelin devletin bir bağışıymış gibi söz etmesi nasıl izah edilebilir.
Türk Dil Kurumuna göre hibe “ bağış” anlamındadır. Devletin, kuruluşların veya vakıfların ihtiyaç halindeki kimselere karşılıksız olarak yaptıkları bağıştır. Ayrıca devletin de teşvik amaçlı küçük esnaf veya çiftçilere yaptığı bağışlar da bu kapsamdadır. KOSGEB uygulamalarında olduğu gibi.
Oysa kur kurulmalı mevduatın çıkış nedeni, dövizi baskılamak amacıyla, Dövizden TL’ ye dönüşü sağlamak, TL mevduatı olanların da dövize dönmelerini engellemektir. Doğal ki bu projenin tutması için bir bedel ödenmesi gerekiyor. İşte bu bedelin adına bu arkadaşlarımız hibe demiş. Yukarıdaki hibe tanımıyla bu işlem için ödenen bedelin en ufak bir benzerliği var mı?
Örnek vermek gerekirse, dolar 18 TL iken kur korumalı sisteme 100.000 $ Bozdurarak giren bir vatandaş Bugün kur korumalıdan çıkarsa 26 TL kurdan fazladan 800.000 TL Hazineden para alacaktır. Bu ödenen bedel hibe olarak nasıl değerlendirilir ki.
Aslında birçok yanlışlar söyleniyor da, bu kadarı da pes doğrusu. Eminim söylediklerine kendileri de inanmıyordur. Siz de çok iyi biliyorsunuz ki bunun adı faizdir. Bırakın bu takıntıları. Bu tür takıntılar bu ülkeye çok zararlar verdi. En bilineni, faiz sebep, enflasyon sonuç gibi bir tez nelere mal olduğudur. Bu takıntı nedeniyle faiz % 8’lere kadar düştü. Peki enflasyon düştü mü , arttı mı. Şimdi tekrar faiz artışına geçtik. Tam anlamıyla bir deneme tahtası olduk.
Son zamlar da vergi artışları da geçmişteki yanlışların bir bedeli olarak topluma fatura edildi. Neyse ben de bir ara kur korumalı mevduattan yararlanarak hibe mi aldım. Siz hibenizi almadınız mı?