Türkiye’de kurulu 19 serbest bölgede; direkt olarak 65.000 kişi ve dolaylı olarak da 150.000 kişinin üzerinde istihdam sağlanmaktadır.
Serbest bölgeler; yatırım ve üretimi teşvik etmek, doğrudan yabancı yatırımları ve teknoloji girişini hızlandırmak, uluslararası ticareti geliştirmek amacıyla kurulmuş, ülkenin siyasi sınırları içerisinde olmakla beraber gümrük sınırları dışında sayılan, vergi, tarife, kota gibi olağan ticaret engellerinin ortadan kaldırıldığı, bürokratik şartların azaltıldığı, sınai ve ticari faaliyetler için geniş teşvik ve avantajların sunulduğu özel ekonomi bölgesidir.
Serbest bölgelerdeki üretim faaliyetlerinden elde edilen kazançların tamamı, üretilen ürünlerin yurt içine ya da yurt dışına satılıp satılmadığına bakılmaksızın Kurumlar Vergisi’nden istisna idi.
7524 sayılı Kanun’un 24’üncü maddesiyle (02/08/2024 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır), Serbest Bölgeler Kanunu’nun geçici 3’üncü maddesinde yapılan düzenleme ile serbest bölgelerde faaliyet gösteren kurumların imal ettikleri ürünlerden sadece yurt dışına yaptıkları satışlardan (ihracattan) elde ettikleri kazançların istisna olması, yurt içine yaptıkları satışlar nedeniyle elde ettikleri kazançlarından vergi alınmasının yolu açıldı. Düzenleme, 1/1/2025 tarihinden itibaren elde edilen kazançlara uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girdi.
DÜZENLEMENİN GEREKÇESİ VE GELİR HEDEFİ NEDİR?
7524 sayılı Kanun ile getirilen istisna kısıtlamaları ya da istisna oranının azaltılmasının amacı; devletin indirim, istisna ve muafiyet yolu ile almaktan vazgeçtiği vergileri ifade eden “vergi harcamalarını” azaltmaktadır. Devletin 2024 yılı vergi harcaması tutarı 2.2 trilyon TL ve 2025 yılı için ise bütçeye konulan hedef 3 trilyon 5 milyon TL’dir.
Serbest bölgelerde faaliyet gösteren kurumların münhasıran ihracattan elde ettikleri kazançların istisna olması, yurt içine yaptıkları satışlardan elde edilen kazançlara tanınan istisnanın kaldırılması ile birlikte; 2023 yılı itibarıyla 652 mükellefin 42 milyar TL Kurumlar Vergisi istisnasından faydalanıp, 10 milyar TL az vergi ödemeleri önlenmiş olacaktır. Düzenlemenin ihracatı teşvik edici yönü öne çıkarılarak, istisnanın ihracat ile sınırlandırılmasının tahmini gelir etkisinin yıllık 7 milyar TL olacağı hesaplandı.
DÜZENLEME ANAYASAYA AYKIRI
Üretim Faaliyet Ruhsatı ile 45 yıl süre ile Gelir ve Kurumlar Vergisi’nden istisna edilmiş şirketlerin, daha ruhsat sürelerinin dolumuna 35 yıl varken; böyle bir düzenleme ile kazanılmış haklarının geri alınması, kanunların geriye yürütülmesidir. Dolayısıyla Anayasa’ya aykırıdır. Şirketlerin serbest bölgelerde yatırım yapması, verilen bu uzun süreli istisna belgeleri ile sağlanmışken, maç oynanırken kural değiştirilmiştir.
Bugünkü uygulamada; serbest bölge firmalarının yurt içi satışlarında fatura bedeli üzerinden binde 9 oranında fon alınmakta iken (kâr üzerinden yaklaşık %12’ye tekabül ediyor), üzerine istisnanın kaldırılması nedeniyle yeni Kurumlar Vergisi gelmesi; sadece istisnayı kaldırmak değil, serbest bölgede faaliyet gösteren şirketleri ağır vergi ve fon yükü ile cezalandırmaktır.
Ürünlerinin neredeyse tamamı Türkiye’de üretilmeyen stratejik ürün (ithal ikame) olmasına rağmen; oluşturulan bu ek vergi yükümlülükleri ile ithal mallar ile rekabet şansı ortadan kalkacak ve iç piyasaya verilen ürünler de fiyat artışı olacaktır. Böylece yurt içinde enflasyon artacak ayrıca kısmaya çalıştığımız ithalat tekrar artacak ve sonuçta dış ticaret açığı artacaktır.
Daha önce 6/2/2004 tarih ve 5084 sayılı Yatırım ve İstihdamın Teşviki ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile Ticaret Ruhsatı olan firmalara tanınan vergi istisnası iptal edilmiş ancak yeni düzenleme, bu kararın alındığı tarihten sonra alınacak ruhsatlar için uygulanmıştır (Geçici Madde 3). Bu süre içinde ne Anayasa’da ne de diğer yasalarda bu konuyu ilgilendiren bir değişiklik olmadığına göre; ne değişti de bu değişiklik yapıldı? Kanunları geriye yürütüp, kazanılmış hakları hiçe sayanlar, sonra ülkeye yabancı sermaye neden gelmiyor diye şikayet ediyor!
Yılda 7 milyar TL ilave vergi için; Anayasa’yı çiğneyen, ülkede enflasyonu ve ithalatı artıracak bir uygulamaya imza atanlar, ne yaptıklarının farkında mı acaba?
2023 yılı sonu itibarıyla “914.9 milyar TL vergi alacağının 812.8 milyar TL’sini (% 88.8) hiçbir surette tahsil edemiyoruz” açıklamasını yapan Sayın Şimşek’i yaptıkları hataları düzeltmeye davet ediyorum. Siz düzeltmez iseniz, yargı Anayasa’ya açıkça aykırılık nedeniyle zaten gereğini yapacaktır. Serbest Bölgelerde faaliyette bulunan ve kanundan önce ruhsata sahip olanları, ilk Kurumlar Vergisi beyannamelerini “ihtirazi kayıt” ile verip, tahakkuk fişine karşı dava açmalarını öneririm.
Ekonominin dinamiklerini bilmeyen ve sektörleri tanımayan bürokratik anlayış, tevkifat getirilen e-ticaret sektöründen sonra serbest bölgeleri de tarihe gömecek!