Yazımıza bir hikaye ile başlayalım.
Türk tarihinin en önemli unsurlarından biri de yeniçeri ocağıdır. 1360 lı yıllardan 1826 yılına kadar devam eden bu kuruluş, ilk yıllarında çok iyi idare edilmiş ve çok iyi hizmetler vermiş son yıllarında ise milletin başına bela olduğu için sonunda kanlı bir şekilde tasfiye edilmiştir.
Olayımız, bu son yıllara yakın bir dönemde geçer. Bu dönemde aklına esen yeniçeri, aklına eseni yapar, soyar, çalar ve kimseye hesap da vermezmiş. Kendisini her türlü konuyu inceleyecek kapasitede zannedermiş.
İşte bu dönemde yeniçerinin biri, bir gün bir Musevi (Yahudi) vatandaşı yakalamış ve sizler İsa efendimizi öldürmüşsünüz, öyle ise ben de seni öldüreceğim demiş. Musevi vatandaş, aman efendim, yaman efendim, bu dediğin 1000 (bin ) yıl önce olmuş demişse de yeniçeri: Beni ilgilendirmez ne zaman olduğu, ben daha yeni öğrendim demiş.
Ticaret Kanunumuzda miras yoluyla pay devrinde bir problem var, hem de önemli bir problem. Belki başlangıcından beri bir çok kimse bu problemle karşılaştı ama ben yeni karşılaştım, bu yüzden problemin çözümü için bu yazıyı yazıyorum.
TÜRK TİCARET KANUNUNUN 595 İNCİ MADDESİ ESAS SERMAYE PAYININ DEVRİNİ, 596 INCI MADDESİ MİRAS REJİMİNİ AÇIKLAMAKTADIR. 596 INCI MADDE HÜKÜMLERİ NE GÖRE:
1.Esas sermaye payının, miras, eşler arasındaki mal rejimine ilişkin hükümler veya icra yolu ile geçmesi hallerinde, tüm haklar ve borçlar, genel kurulun onayına gerek olmaksızın, esas sermaye payını iktisap eden kişiye geçer.
2.Şirket, iktisabın öğrenilmesinden itibaren üç ay içinde esas sermaye payının geçtiği kişiyi onaylamayı reddedebilir.
3.Red kararı, devrin gerçekleştiği günden itibaren olmak üzere geriye etkilidir.
4. Şirket, üç ay içinde esas sermaye payının geçişini açıkça ve yazılı olarak reddetmemişse onayını vermiş sayılır.
Bu maddeye göre, ortaklardan birinin vefat etmesi halinde payı mirasçılarına geçer. Nasıl geçeceği ve buna karşı şirketin hakları 596 ıncı maddede belirtilmiştir. Ancak, bu devir ile birlikte yazımıza konu olan problem ortaya çıkmaktadır.
TTK. 583/2 maddeye göre esas sermaye paylarının değerlerinin yirmibeş Türk lirası veya bunun katları olması şarttır.
PROBLEMİ BİR ÖRNEKLE AÇIKLAYALIM.
Limited şirketimizin sermayesi 100.000 TL ve 1000 liralık 100 hisseden ibaret. Ortaklardan birinin 2 adet hissesi var. Yani toplamda 2000 TL pay değeri var. Ortağın mirasçısı ise 3 adet. Bu durumda 1 inci Mirasçı 667 TL 2 inci mirasçı 667 TL üçüncü mirasçı da 666 TL pay sahibi olmaktadır.
Böyle bir durumda 2 adet problem doğmaktadır.
a. Hisse değeri 1000 TL her bir mirasçıya düşen pay 1000 TL: dan az.
b. Ayrıca palların değeri 25 TL ve katlarından farklı oluyor.
Bu durumda ne yapılması gerekir.
a. Hisse değerleri 1000 TL dan aşağıya çekilir ve en kolay olan yapılır. Şirket sermayesi 25 TL lık paylardan 4.000 adet olarak sermaye maddesi düzeltilir.
b. Böylece ortakların her birinde uygun olmayan küçük bir meblağ kalır. Yani 1. Mirasçıda 17 TL ikinci mirasçıda 17 TL ve üçüncü mirasçıda 16 TL lık uygun olmayan pay kalmış olur. Bu bir problemdir. Bu problem çözülmezse genel kurulda ve tescilde problemler çıkacaktır. Bunu halletmek için ortaklardan biri feragat edecek ve noterden yapılacak bir sözleşme ile ortaklardan birinin örneğin üçüncü ortak mirasçının 16 TL lık hissesi 8 (sekizer) TL olarak diğer ortaklara devredilerek problem çözülebilir.
c. Eğer bu problem bu şekilde basitçe çözülemezse, mirasçılar arasında anlaşmazlık çıkarsa, devreye TTK. 598 inci madde girer ve pay geçişleri ticaret sicili tarafından tescil edilemez.
SONUÇ OLARAK:
Limited şirketin paylarının miras hukuku yoluyla mirasçılara geçmesinde, problem doğmaması için mirasçıların kendi aralarında miras payı devri ile problemi çözmeleri gerekir. Aksi takdirde: şirket, yetkisini kullanarak gerekirse TTK ‘nun 596/2 maddesine göre onaylamayı reddedebilir. Bu da daha büyük anlaşmazlıklara sebep olabilir.
Bana göre çözüm budur.
Cevdet AKÇAKOCA
Yeminli Mali Müşavir