Başlığa bakınız, sonra da kara kara düşününüz değerli okurlarım.....

Hakikaten, gerek otobüste gerekse metroda ve benzeri toplu taşıma araçlarında bir bakıyorsunuz ne görüyorsunuz? Gençler koltukları doldurmuşlar, çok ta çalışkanlar, başları önlerinde en son model telefonları ile çalışıyorlar. (!) Bekle çalışıyorlar.

Çocukluk ve gençliğimizde, öğretmenlerimiz bizlere yaşlılara, engellilere, harb malulü gazilere kesinlikle yer vermemizin şart olduğunu anlatırlar ve hatta o toplu taşıma araçlarına  bizi kontrole bile gelirlerdi. Şimdi nerede?

Sonra yıllar yılları takip etti. Bir de ne görelim, maalesef yeni gençler toplu taşıma araçlarında kimseye yer vermiyorlar. Bize öğretilenler unutulmuş. Gençler koltuklara oturuyor, eline telefonunu alıyor ve onunla meşgul oluyor veya uyuyorlar. Bizim gibi yaşı 80 lere gelmiş olanlar da bunları kim yetiştirdi diye bakıp üzüm üzüm üzülüyorlar.

Toplu taşıma ve yer verme ile ilgili bazı anılarımı yazmam lazım diyorum.

1.    Bundan 15-20 yıl önce eşim ve oğlumla birlikte İtalya’ya Roma’ya gitmiştik. Bir belediye otobüsüne bindik. Hemen birisi kalktı ve eşime yer verdi. Hayretle, taaccüple baktık. Çünkü Türklüğün ve Müslümanlığın bu adeti Türkiye’de unutulmuştu.

2.    Daha hanım yerine yerleşmeden bir el omzuma dokundu. Baktım, 17-18 yaşlarında bir kız, ama kesinlikle 100 kilonun üzerinde. Kendi bile ayakta zor duruyor ve yerini bana verdi. Aman olmaz molmaz demeye kalmadı, ben de oturdum. O seyahatte İtalyan gençleri devamlı olarak bizlere yer verdiler. Şehir içi yolculukta çok ama çok rahat ettik.

3.    İtalyanların Edmondo de Amicis diye bir yazarı var. Bunun ÇOCUK KALBİ isimli eseri İş Bankası kültür yayınlarından da çıkmıştı. Adamlar, özellikle çocukların yetişmesi konusunda çok güzel bir eser yazmışlar ve gördüğüm gibi insanlar, öğretileri yerine getiriyordu.

4.    Geçenlerde İstanbul’a gitmiştim. Hoş artık otel fiyatlarının pahalılığından dolayı İstanbul’a da sık sık gitmiyoruz ya neyse. Taksimde metroya bineceğim. Ama nasıl kalabalık anlatamam. Bir de baktım. Orta okul, lise talebeleri. Ben metroya binmek üzereyim, birden bir sağa, bir sola itildim ve metroya binemedim. Beni itenler lise talebeleri idi. Tam o esnada kapılar da kapandı, metro hareket ederken lise talebesi olan kızlar bana gülüyordu. Her halde yapılan bu terbiyesizliğe çok ama çok üzülmüştüm ki, yüzüm, suratım kimbilir nasıl olmuştu.

5.    Bursa’da otobüs ve metrolarda olanları anlatmaya lüzum yok. Hakikaten itenler, kakanlar, siz tam oturacağınız sırada oturanlar, oturduğu yerde uyuyanlar,(tabii numaradan) veya hiç utanmadan telefonu ile  oynayanlar vs. vs. vs. Amaaan, nasıl anlatayım ki, bunları gördükçe hakikaten çok ama çok üzülüyorum.

6.    Bu tiplerle bu ülke nereye gidecek acaba?