9 (DOKUZ) yaşlarında idim. Her kitabı okumak istiyorum, ama satın almak için para lazım, veya başka bir çözüm lazım. AAA, meğer kütüphaneler varmış. Böylece Bursa kütüphanelerinin devamlı ve çok iyi bir okuyucusu oldum.

Bir gün evdeyim. Çaydanlık fokur fokur kaynıyor sabahleyin. Baktım, düşündüm, düşündüm ve evet bu çaydanlıktan çıkan buharla bir çok makine yapılabilir ve kullanılabilir, yaşasın ben büyük bir keşif yaptım dedim. O gün kütüphaneye gittim. Aman Allahım, Robert Fulton diye biri benden 150 yıl önce bu keşfi yapmış. Ne üzüldüm, ne üzüldüm, tahmin edemezsiniz. Adam benim keşfimi çalmış 150 yıl önce dedim. Öyle ise daha da çok okumam, araştırmam gerekli kanaatine vardım.

Okul gazetesine Pariste uçan ilk balon konulu bir yazı yazdım ve duvar gazetesinde yayımlandı. Kütuphanede aşağıda belirttiğim bir yazıyı içeren kitabı okudum ve JULES VERNE İLE tanıştım. Böylece zeplin ve uçaklar konusunda merakım arttı ve araştırmaya başladım.

Önce Jules Verne’nin kitabını tanıtan bir yazıyı aşağıya alayım.

Jules Vernenin ilk havadan ağır kitabı aşağıda temsili resmi olan Fatih Robur, sonra Dünyanın hakimi ve en son da Gizli Düşman diye hatırladığım bir romanı vardır. Bu gizli düşman romanında Afrikada bazı yerleri parsellemiş, Afrikada gizli bir ülke kurmuş, bu ülkede, uçaklar, roketler gibi 20 inci yüzyılın ikinci yarısında bulunacak, kullanılacak silahları romanında kullanmıştır.  

Fatih Robur, Jules Verne tarafından yaratılan çılgın bilim insanı karakteridir. İlk kez 1886'da kendi adını taşıyan romanda ortaya çıkmıştır. Albatros adlı pervaneli hava gemisini yaratan mühendis ve mucittir. Sıkıştırılmış kağıttan ürettiği bu uçan gemiyle havacılığın balonlarla değil, havadan ağır uçan makinelerle olacağını kanıtlamıştır. 1904'te Verne'in bir diğer romanı Dünyanın Hakimi'nde (Maitre De Monde) tekrar ortaya çıkmıştır. Bu kez Terreur adlı dört fonksiyonlu yeni bir araçla ortaya çıkmış ve kendini Dünyanın Hakimi ilan etmeye kalkmıştır. Terreur gemisi inanılmaz bir hızla hem havada hem karada hem suda hem de sualtında hareket etmektedir. Robur, tüm elementleri kontrol edip, dünyanın en kudretli adamı ve efendisi olmak isteyen bir megalomanyağa dönüşmüştür .Laboratuvarını X Adası'ndan alıp Amerika'da Carolina'ya bağlı Morganton yakınındaki Great Eyrie dağının kraterine taşır. Asistanı mühendis Tom Turner'la birlikte, Terreur Gemisi'ni inşa etmek için Albatros'u parçalayıp, bu parçalarla yeni aracını yaratmıştır. İlk önce çalışmalarının yarattığı patlamalar ve gürültüler Morganton halkını korkutur; sonra da Terreur araba, gemi ve denizaltı formlarında Amerika'nın çeşitli yerlerin inanılmaz bir hızla ortaya çıkarak insanların kafalarını karıştırır. Son olarak insanlığa yazılmış, Dünyanın Hakimi olarak imzalanmış mektuplar bırakır. Terreur'ün yarattiği gizemli olayların arkasında yatan gerçekleri araştırması için Washington Emniyet Müdürü Mr. Ward, Federal Polis Departmanından Müfettiş Strock'u görevlendirir. Robur, polis müfettişi Strock tarafından durdurulmuştur. Sİnemada Vincent Price tarafından canlandırılmıştır.

Her 3 eseri de bularak nasıl merakla okuduğumu tahmin edemezsiniz.

Fatih Robur’un uçan gemisi aşağıdaki gibidir.

Fatih Robur - 1

Bu araştırmalardan sonra havadan hafif olan balonlar ve zeplinleri de öğrenmeliyim dedim ve neler buldum neler? Bilemezsiniz, onun için yazımın devamında bu konulardaki çalışmalarımı da bildirmek istiyorum.

Havadan hafif balonlar, ısı ile yükselirler diyelim kısaca

Jules Verne Balonla 5 hafta romanında  böyle ısı ile yükselen diyebileceğim bir balonla Afrikada bir cevelan (seyahat) yapmıştır.

Balonların en kötü tarafı, istediğiniz yere götürememeniz ve rüzgara tabi olmaları idi. İşte bunu aşmak için Zeplin denen güdümlü veya güdülebilir, yönlendirilebilir, makine ile kullanılabilir bir balon yapılmıştır. İşte size bir Zeplin

https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/c/c6/First_Zeppelin_ascent.jpg/300px-First_Zeppelin_ascent.jpg

Zeplin, bir tür hava aracı ve hava gemisi'dir. Ulaşım aracı olarak kullanılan itme kuvvetiyle yol almalarını sağlayan motorları ve havada yönlenmesini sağlayan dümenleri olan puro biçiminde ve altında yolcu kabini bulunan güdümlü balonların genel adıdır. Omurgalı güdümlü balonların en başarılı yapımcısı olan Kont Ferdinand von Zeppelin adlı Alman, güdümlü balonların isim babasıdır. İlk zamanlar hidrojen ile dolu olmasına karşın 1937'de Hindenburg faciası üzerine hidrojen yerine helyum kullanılmaya başlanmıştır.

Brezilyalı Santos, yaşamının büyük bölümünü Fransada geçirdi. 1898'de içten yanmalı gaz motoruyla hareket eden bir hava gemisi geliştirdi. 1901'de de Paris'te düzenlenen bir yarışmada 12 BG'lik bir motorla çalışan 624 m³ hacimli hava gemisiyle Eiffel Kulesi çevresinde yarım saat süreyle uçmayı başardı.

https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/8/8c/Santos-Dumont_No1.jpg/170px-Santos-Dumont_No1.jpg

Santos Dumont daha sonra uçak tasarımları üzerinde çalışmıştır. Hayat hikayesini buraya almıyorum, ama okuyucularımın Santos Dumontun hayat hikayesini ve hayatının sona ermesini çok dikkatle okumasını tavsiye ediyorum.

Avrupa’da Almanlar özellikle Graf von Zeppelin, Zeplin tasarımını çok ama çok ileri seviyeye getirmiştir.  Ancak, havadan hafif gaz kullanıyorlardı. Bu gaz da Hidrojen yani çok yanıcı bir gazdı. Amerikalılar Helyumu kullanıyor ve bunu rakiplerine vermiyorlardı. Graf zeplinin bir fotoğrafını paylaşıyorum.

Zeplin 4

Almanların meşhur bir hava gemisi de Hindenburg yolcu zeplini idi ve korkunç bir kaza  sonucu yanarak Zeplinler çağına son vermiştir.

Amerikalılar Shenandoah isimli helyum kullanılan bir Zeplinle bütün dünyanın bir adım önüne geçmişti.

Zeplin çağının sonuna kadar ise zeplinler coğrafi keşiflerde, kutupların fethinde kullanıldılar. Özellikle, Roald Amundsen, Scott, Richard Byrd, Floyd Bennett gibi isimler, yaptıkları, yaşamaları ve ölmeleri tam bir efsanedir.

Benim unutamadığım isimlerden Umberto Nobile ‘yi özellikle buraya almak isterim.

Umberto Nobile (21 Ocak 1885, Lauro, Salerno yakınları, İtalya - 30 Temmuz 1978, Roma) İtalyan havacılık mühendisi ve Arktik havacılığının öncüsüydü. 1926'da Norveçli kaşif Roald Amundsen ve Amerika Birleşik devletleri'nden Lincoln Ellsworth ile birlikte Arktika üzerinde uçtu.Kuzey Kutbu zeplinde Norge, Norveç'in kuzeyindeki Spitsbergen'den (şimdiki Svalbard) Alaska'ya kadar .

İtalyan hava kuvvetlerinde general ve 1928'de Napoli Üniversitesi'nde havacılık mühendisliği profesörü olan Nobile, Norge'ye benzer bir araçla keşfedilmemiş Arktik bölgeleri üzerinde yeni bir uçuş serisine başladı . Mayıs 1928'de, üçüncü uçuşta, zeplin Spitsbergen'in kuzey-kuzeydoğusundaki buzlara düştü. Nobile ve 7 arkadaşı kurtarılsa da, 17 kişi hayatını kaybetti. (Nobile ve adamlarını bulmaya çalışırken Amundsen ortadan kayboldu ve uçağının düştüğüne inanılıyor.) Bir İtalyan soruşturması felaketten Nobile'yi sorumlu bulduğunda , görevinden istifa etti. 1931'de Arktik'e yapılan bir Sovyet seyahatine katıldı. II. Dünya Savaşı'ndan sonra , onu 1928 kazasından sorumlu tutan rapor itibarsızlaştırıldı ve hava kuvvetlerine iade edildi. Napoli'de öğretmenliğe devam etti ve İtalyan Kurucu Meclisi'nde (1946) milletvekili oldu. Nobile'nin Arktika maceralarını anlatan  Gli italiani al Polo Nord (1959; Kutup Uçuşlarım ) adlı eseri bulunmaktadır.

Genel olarak Zeplinler ve hava yolculuğu:

Zeplin çağı sona erinceye kadar, tasarımcılar, zeplinlere yolcu taşıması için uçaklarda bulunamayan her türlü lüksü eklemişlerdi. O çağın zeplin kitaplarında, zeplinlerin oturma düzeni, yatak düzeni, kumanda odaları, gibi her yeri anlatılmaktadır. Zeplinle yolculuk rahat ve çok lüks idi. Ama dediğimiz gibi Amerikanın helyumu rakiplerine vermemesi zeplin çağını sona erdirmiştir.

Tabii sadece Helyuma bağlı değil, uçakların zamanla tasarımı ve güçlü motorlar ve modern tasarımları sonucu da zeplin çağının sonunu getirmiştir. Bunlar, şimdi meraklı insanların hayallerinde kalmıştır.

Yazımı, çocukluk anılarım, kütüphanede gördüğüm kitap ve ansiklopedilerden aklımda kalanlar ve internet ansiklopedilerinden yararlanarak hazırladım. Okurlarımdan merak edenler, yazdıklarımın yüzlerce fazlasını internetten bulabilirler. Okurlarıma sevgi ve saygılarımı sunmak isterim.