Maliye bakanlığı Katma Değer Vergisi kanununda daha anlaşılır ve pratik uygulamalara yönelik değişiklik yapmayı düşünmektedir. Bu konuda kamuoyundan öneriler talep etmektedir. Bu nedenle bizde uygulamada karşılaşılan sorunları da değerlendirerek bazı önerilerde bulunmak istiyoruz.

1-) SERBEST MESLEK KAZANÇLARINDA

Sabit bir oran belirlenmeli ve sabit oran kullanılarak beyanlar yapılmalıdır. Beyanlar 3 ayda bir olmalıdır. (Geçici vergi dönemlerinde olması tercih nedenidir.) Örneğin SMMM ve YMM’lerde sabit oran %10 ise, KDV hariç tutarı 3.000 TL’ye bir müşteri ile anlaşılmışsa ödenecek KDV tutarı 3.000 x 1,18 x %10 = 354 TL devlete ödenir.

Gelir idaresine ödenecek KDV bu sabit oran üzerinden hesaplanır, müşteriden tahsil edilen (3.000 x %18 = 540) tutar ile ödenen tutar arasındaki fark 540 – 354 = 186 TL indirilecek KDV olarak değerlendirilir ve serbest meslek erbabının üzerinde kalır.

Devlet alacağı KDV tutarını bilir. Kimsede ödenecek KDV’yi düşürmenin usul dışı yollarına başvurmaz. (Sabit yatırım ile ilgili yüklenilen KDV’leri iade istenebilir.)


2-) MAL ALIM – SATIM İMALAT SEKTÖRÜ

Dönemler geçici vergi dönemlerinde olmalı mükelleflerin satışlarından hesapladıkları KDV, alımlarından ödedikleri KDV’den fazla ise fazlalık gelir idaresine ödenir. Ancak 3 aylık KDV dönem beyanında indirilecek KDV, tahsil edilen KDV’den fazla ise mükellefe iade yapılmalıdır. Diğer bir deyişle devreden KDV uygulamadan kaldırılmalıdır.

Ayrıca, KDV konusunda tahakkuk esasından vazgeçilerek tahsil esasına geçilmesi gerekir. Dolayısıyla mükelleflerin tahsil etmedikleri bir KDV’yi ödemek durumunda olmamalıdır. Aynı şekilde ödemedikleri bir KDV’de indirim konusu yapılmamalıdır.

Bu yöntemin en büyük yarar, sahte belge düzenlemesinin azalacağı yönünde sağlanacaktır.


3-) İADELER NASIL OLMALI

Yukarıda da belirtildiği üzere genel orana tabi firmalarda beyan döneminde devreden KDV çıkması durumunda beyan dönemini takip eden 60 gün içinde iadeler yapılmalıdır.

İndirimli orana tabi işletmelerde beyan yapılmasından itibaren 30 gün içinde mükellefin hesabına iade tutarı geçmelidir.

Devreden her KDV döneminde iade işlemi olabileceğinden, bu durumun kötü niyetle kullanılmasının önüne geçmek için;

- Naylon fatura kullandığı veya düzenlediği ilk defa tespit edilip kesinleşenler 3 yıl süre ile bu sistemden çıkarılmalıdır.

- İkinci kez tespit edilenler sistemden süresiz olarak çıkarılmalıdır.

Ayrıca bu işlemlerin tespiti durumunda iade tutarı kadar vergi zıyaı cezası ile geri alınmalıdır. Sahte belge dışında iade uygulamalarında mükelleflerin vergi usul kanununda belirtilen düzeltme hükümlerinin geçerliliği bazı şartlara bağlanmalıdır.

- Hatalarda kasıt unsuru varsa,

- 4 beyan döneminde, birden fazla düzeltme talep edilirse,

- Hatanın beyan edilen matrahın %2’sini aşan tutarda ise düzeltmeler mutlaka inceleme konusu olmalıdır.


4-) GRUP ŞİRKETLERE KDV

Türkiye merkezli ve yöneticiler aynı olan grup şirketlerinin birbiri ile olan ilişkilerinde KDV uygulanmamalı KDV işlemleri konsolide edilip tek şirket (Ana şirket) KDV mükellefi olmalıdır. Dolayısıyla diğer şirketler KDV beyanı gibi bir külfetten kurtarılmış olunmaktadır. Devlette her şirketle ilgilenmek yerine KDV yönünden tek şirketle ilgilenecektir.

Grup içi şirketlerin birbirine fatura keserek KDV planlaması yapmanın önü kesilmiş olur.


5-) BASİT VE PRATİK YOL OLACAKSA

Yukarıdaki öneriler, aslında mevcut sistemi biraz daha iyileştirici ve işletmelerin üzerinde yüklerin azaltılması amacını içermektedir. Diğer bir anlamda pansuman çözümdür. Ancak sistemin en doğru ve basit olarak uygulanması için;

- Tek oran %10 olarak uygulanmalı. Esasen KDV’nin işletmelere etkisi olmaması gerekir. Yük tüketicinin üzerindedir. Belki de gıda – sağlık vs. gibi alanlar olumsuz etkilenecektir. Ancak KDV’nin etkisi tek seferdir. Sonraki dönemler sistem kendiliğinden düzelecektir.

Tek oran uygulandığında yüzlerce tebliği düzelten tebliğ gibi karışıklıklar tamamen ortadan kalkacaktır. Denetim kolaylıkları sağlanacaktır. Uygulanması son derece basit olacağından devlette gerçek gelirlerini belirlemekte kolaylıklar sağlayacaktır. Uygulayıcılarda bir sürü fayda sağlamayan ayrıntılarla uğraşmayacaktır.

Ayrıca ihracat istisnası dışında tüm istisnalar kaldırılmalıdır. Destinasyon gereği (varış yerinde vergileme) ihracat istisnası uygulanmalı diğer istisnalar ve 17 madde tamamen kaldırılmalıdır.

Kocaeli | Fikret GÖKMEN