Yerel seçimler öncesi ve sonrasında belediyeler ve belediye şirketlerinin Sosyal Güvenlik Kurumu’na olan prim borçlarının tartışılması güncelliğini koruyor. Nasıl korumasın ki?
Haziran 2024 sonu itibarıyla 96 milyar TL olan prim borcu ağustos sonu itibarıyla 120 milyar TL’ye çıkmış. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’nın açıklamasında; bu borçların %80’inin (96 milyar TL) belediye şirketlerine ait olduğu özellikle vurgulanmış.
BELEDİYE ŞİRKETİ NEDİR?
Türkiye’de belediyeler tarafından kurulan ve hakim ortak olarak iştirak edilen şirketler “belediye şirketi” olarak anılmaktadır. 2017 yılında yapılan yasal düzenleme ile belediyelerde taşeron olarak çalışanların işçi statüsüne geçirilmesi için belediyenin sermayesinin yarısından fazlasına sahip olduğu bir şirketinin bulunması ya da bu nitelikte bir şirket kurması zorunlu tutulmuştur. Bu düzenleme gereği de sadece 2018 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile 752 belediye şirketine kuruluş izni verilmiştir. Gelir İdaresi Başkanlığı’nın Nisan 2024 tarihi itibarıyla açıkladığı verilere göre; ülkemizde vergi mükellefi olarak 30 büyükşehir belediyesi, 30 büyükşehir su idaresi, 27 büyükşehir belediyesi iktisadi işletmesi (BİT), 1.519 diğer belediyeler, 1.140 diğer belediyelerin iktisadi işletmeleri (BİT) ve 690 belediye personel şirketi mevcuttur.
Belediye şirketleri, belediye tüzel kişiliğinden ayrı ve bağımsız özel hukuk tüzel kişileridir. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin yerleşik hale gelen kararlarına göre; belediyelerin kurdukları veya ortak oldukları şirketlere, kamu tüzel kişiliği sıfatı kazandıran herhangi bir kanun hükmü bulunmadığı gibi kamusal yetki ve ayrıcalıklar da tanınmamıştır. Dolayısıyla, belediye şirketlerini kamu tüzel kişisi, kamu kurumu veya kamu kuruluşu olarak kabul etmek mümkün değildir. Yine belediye şirketlerini, iktisadi devlet teşekkülü ve kamu iktisadi teşebbüsü (KİT) olarak da kabul etmek mümkün değildir. Belediye şirketleri, Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabi belediyeden ayrı ve bağımsız özel hukuk tüzel kişiliğine sahip sermaye şirketleri olduğundan, bu şirketleri belediyeye bağlı teşekkül olarak da kabul etmek mümkün değil.
Sayıştayın tespit ve önerileri
Sosyal Güvenlik Kurumu 2023 Yılı Sayıştay Düzenlilik Denetim Raporu’nda; Sosyal Güvenlik Kurumu’nun bazı belediyelerden, belediyelere bağlı kuruluşlardan ve belediye şirketlerinden süresi içinde tahsil edilemeyen prim alacaklarının her yıl artmakta olduğunu tespit etmiş ve devamla aşağıdaki tespit ve önerilerde bulunmuştur.
5779 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun’un 7’nci maddesinin ikinci fıkrasında; prim borçlarının, her ay genel bütçe vergi gelirleri tahsilatı toplamı üzerinden ayrılacak tutardan, alacaklı idarelerin talebi üzerine Hazine ve Maliye Bakanlığı veya İller Bankası tarafından kesinti (üst sınır %35) yapılarak alacaklı idarelere ödeneceği düzenlemiştir.
Belediye şirketlerinde sigortalı çalışan sayılarına bağlı olarak, Kuruma ödenmeyen prim borçları artmaya devam etmektedir. Belediye şirketleri, 5779 sayılı Kanun kapsamında yer almayıp genel bütçe vergi gelirlerinden pay almamaktadır. Bu nedenle de şirket borçlarına ilişkin belediyelerde olduğu gibi doğrudan kaynaktan kesinti yapılabilecek bir süreç bulunmamaktadır. Ayrıca, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin Ek 20’nci maddesi uyarınca; belediyeler ile bağlı kuruluşlar personel çalıştırılmasına dayalı hizmetlerini doğrudan hizmet alımı suretiyle kendi şirketlerinden yapmaktadır. Bu şekilde yapılan hizmet alımlarının ihale kapsamında olmaması nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumu Prim ve İdari Para Cezası Borçlarının Hakedişlerden Mahsubu, Ödenmesi ve İlişiksizlik Belgesinin Aranması Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca hakedişlerden kesinti yapılamamaktadır.
2023 yılı sonu itibarıyla Kuruma belediyelerin 15.294.245.232,00 TL, bağlı kuruluşların 690.380.144,00 TL, belediye şirketlerinin ise 56.621.070.659,00 TL prim borcu bulunmaktadır. Toplam 72.605.696.035,00 TL’ye ulaşmış olan borçlar Kurumun 2023 yılı bütçe gelirlerinin %3.14’üne tekabül etmektedir.
Sayıştay sorunun çözümü için;
1- Belediyelerden olan prim ve prime bağlı alacakların tahsilinde gelişmeler kaydedilmesine rağmen borç durumu itibarıyla halen yeterli olmadığı ve borç stoku eriyene kadar genel bütçe vergi gelirlerinden alınan paylardan kesilen tutarların limit oranlarına dahil edilmemesine yönelik düzenleme yapılması gerektiği,
2- Belediye borçlarına ilişkin kesinti yapılabilmesine rağmen belediye şirketlerinin prim borçlarına ilişkin bir kesinti yöntemi geliştirilemediğini bu nedenle, belediye şirketlerinin prim borçlarına karşılık alınmak üzere ilgili belediyelere genel bütçe vergi gelirlerinden gönderilen paylardan kesinti yapılması veyahut belediyelere belediye şirketlerine yapılacak hakediş ödemelerinden kesinti yapılarak Kuruma yatırılması sorumluluğu getirmek gibi Kurum alacaklarını garanti altına almaya yönelik yasal düzenlemeler yapılması gerektiği, şeklinde öneride bulunmuştur.
Yukarıdaki tablo malumun ilanıdır. Belediyeleri istihdam deposu olarak gören ve bankamatik çalışanlar ile dolduran zihniyet iflas etmiştir. Sadece belediye şirketlerinin sigorta prim borcunun ağustos sonu itibarıyla 96 milyar TL olması, sorunun büyüklüğünü ve önlem alınmaz ise çözülemez devasa bir sorun haline geleceğini göstermektedir.