Ülkemizde, son dört yıldır özellikle Vergi Usul Kanunu'nun 359. maddesi kapsamında “Bilerek sahte fatura kullanmak” suçundan asliye ceza mahkemelerinde yapılan yargılamalar sonucunda, kişilere 25 yıl hatta 40 yıla varan cezalar verildiği, gazete manşetlerini süsledi. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun cezaların her vergilendirme dönemi için ayrı ayrı verilmesi gerektiği ilke kararı nedeniyle; 5 yıl üst üste sahte fatura kullanan mükelleflere, cezanın üst sınırı olan 5 yıl uygulandığında 25 yıl, bazı dönemlerde hem düzenleyici hem de kullanıcı ise 40 yıl ceza verilen kararlar oldu.

Bu kadar yüksek cezalara rağmen, her yıl için cezanın üst sınırı 5 yıl olduğu için, Asliye ceza mahkemesinin kararının istinaf mahkemesince onaylanması halinde, Yargıtay'a da temyiz yolu ile başvurmak mümkün değil.

Son dört yılda, asliye ceza mahkemelerinde açılan vergi suçlarına ilişkin davaların sayısı 70.000'den 420.000'e çıkmıştır. Sonuçlanan davalara baktığımızda; sanıkların beraat oranının %20, mahkumiyet oranının %60 olduğunu ve davaların %20'lik bölümünün de diğer şekillerde sonuçlandığını görmekteyiz.
 

UZMANLAŞMA NEDEN GEREKLİ?

Vergi suçlarından yargılananlar, özellikle Vergi Usul Kanunu'nun 359. maddesinde değişiklik beklemekten yoruldular. Hakimler Savcılar Kurulu, bu alandaki yakınmaları duyarak, vergi suçlarında Uzman asliye ceza mahkemelerinin yolunu açtı.

Vergi Usul Kanunu'ndan kaynaklanan dava ve işler; asliye ceza mahkemesinde görülen diğer dava ve işlerden büyük ölçüde farklılık göstermektedir. Vergi suçları, diğer suçlara oranla teknik bilgi ve ayrıntılı araştırma gerektirmektedir. Asliye ceza mahkemeleri, bu araştırmaları bilirkişiler marifetiyle yerine getirmeye çalıştılar. Mahkemeler arasında ciddi uygulama farklılıkları ortaya çıktı. Mahkemeler arasında uygulama birliğinin sağlanması, uzmanlaşma yoluyla yargılamalardaki etkinlik ve verimliliğin artırılması ve hakimlerin vergi suçlarında uzmanlaşmasını zorunluluk haline getirdi. Bilirkişilerin raporları üzerinde işleyen sistem, mükellefler aleyhine sonuçlar doğurdu.

Vergi suçlarına bakan uzman asliye ceza mahkemelerinin kurulmasıyla, daha önce yapılan yargılama hataları nedeniyle oluşan hak kayıpları engellenmiş olacaktır.

Vergi suçları mahkemeleri, bazı asliye ceza mahkemelerinin bu suçlara iş bölümü ilişkisi içinde bakmaya görevli kılınması yoluyla; HSK'nın 25.11.2021 tarih ve 1227 sayılı Kararı ile uzmanlık mahkemeleri şeklinde kuruldu. Buna göre; 15.12.2021 tarihinden itibaren gelecek yeni dava ve işler iki veya daha fazla dairesi bulunan mahallerde belirlenen uzman asliye ceza mahkemelerinde açılacak.
 

Geçmişe sünger çekmek gerek

Vergi suçları nedeniyle açılan davaların %95'i Vergi Usul Kanunu'nun 359. maddesinde düzenlenmiş olan “bilerek sahte belge kullanma” fiilleri nedeniyle açılmıştır. Vergi Usul Kanunu'nun 359.maddesinde yapılan değişiklikler ile “vergi ziyaına neden olma” koşulunun, “bilme”, “bilerek kullanma” özel kastının aranmaması ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun “her yılı ayrı suç” sayan ilke kararı ve vergi müfettişlerinin tutumları, ceza mahkemelerinde vergi suçlarından yargılama yapılan dosya sayısını 420 bine çıkardı. Matrah artırımında bulunup, bu tutarların tamamını ödemiş olan mükellefler, bilerek sahte fatura kullanmaktan şu anda asliye ceza mahkemelerinde yargılanmaktadırlar. Raporları yazan vergi müfettişleri, bu kapsamda yargılanmasını istedikleri mükelleflerin, sahte belgeyi “bilerek” kullandıklarının delili olarak, 7143 sayılı Kanun'un matrah artırımına ilişkin hükümlerinden yararlanmalarını göstermişlerdir. İktidarın çıkardığı yasadan yararlanmanın, suç işleme kastının delili olduğu iddiası; rapor okuma komisyonları tarafından da uygun görülmüş ve raporlar işleme konularak, mükellefler mahkemelere sevk edilmiştir.

İktidar, vergi suçlarına verilen astronomik cezaların yarattığı mağduriyeti görmüş ve “vergi suçunun her yıl için ayrı ayrı oluşması yerine, tek suç kabul edilerek zincirleme suç hükümlerinin uygulanması sağlanacaktır” açıklamasını Mart 2021'de İnsan Hakları Eylem Planı'nda açıklamıştır. Dördüncü yargı paketinde Meclis'e sunulması gerekirken, halen hiçbir hareket söz konusu değildir. Yargıtay'ın 25 bin dosyayı tekrar açmak durumunda kalacağını ve iş yükünü ileri sürdüğünü öğrendiğimiz bu konuda bir risk raporu hazırlatıldığını biliyoruz. Raporun bitip bitmediğini de maalesef öğrenemiyoruz.

Vergi suçları uzman mahkemelerinin 15.12.2021 tarihinden itibaren uygulamaya geçecek olması bir başlangıçtır. Her ne olursa olsun, vergi ceza hukukunda da karar verirken, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun E.2017/510, K.2020/336 sayılı kararında yer alan, “Mahkumiyet, küçük ya da büyük bir olasılığa değil; her türlü kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanmalıdır” anlayışı hakim olmalıdır.

Nedim TÜRKMEN