Hazine ve Maliye Bakanlığı internet sitesinde 2024 yılı Ocak-Mart dönemi bütçe gerçekleşmelerini yayımladı. İlk 3 ayda bütçe giderleri %105.9 oranında artarken, bütçe gelirleri %106 oranında arttı. Bütçe gelirleri içinde %88’lik bir yer tutan vergi gelirlerindeki artış ise %113 oldu.
Bütçede vergi tahsilatında ilk 3 aydaki olumlu tabloya rağmen bütçe açığı 513 milyar 482 milyon TL oldu. 2024 yılının tamamında 7 trilyon 407 milyar 707 milyon TL olarak hedeflenen vergi tahsilat hedefinin %18.1’i yani 1 trilyon 343 milyar 960 milyon TL’lik vergi tahsilatı gerçekleşti.
İlk 3 ayda vergi türleri itibarıyla gerçekleşen vergi tahsilat tutarları, bu tutarların toplam vergi gelirleri içindeki payı ve geçen yılın aynı dönemine göre gerçekleşen tahsilat artışlarını gösteren tablo aşağıdaki gibidir.
Yukarıdaki tabloyu Ocak-Şubat 2024 verilerine göre de yapmış ve daha önce köşemde yazı konusu yapmıştım. Ocak-Mart 2024 dönemi verileri, ilk 2 aylık dönemden çok fazla farklılık göstermiyor. Sadece Gelir Vergisi’nde beyanname verme süresi 5 Nisan 2024 tarihine kadar ertelendiği için, Gelir Vergisi tahsilatlarının önemli bir kısmını mart ayında değil, nisan ayında göreceğiz.
Ülkemizde, enflasyonun en önemli sebebi iktidar tarafından çalışanların ve vatandaşların yaptığı harcamalar olarak ilan edilmiş durumda. Talebi kısmak için; kredi kartı komisyon oranlarının yükseltilmesi, kredi kartı taksit sayısına sınırlama getirilmesi ve tüketici kredi faiz oranlarının %80’lere çıkartılması gibi bir sürü önlem alınmaya çalışılıyor. Bu çalışmaları yapanlar, ilk 3 ay itibarıyla tahsil edilen her 100 TL’lik verginin 40 TL’sinin Katma Değer Vergisi’nden ve 20 TL’sinin Özel Tüketim Vergisi’nden tahsil edildiğinin farkında değiller sanıyorum.
Türkiye’de açıklanan TÜİK verilerinin gerçeği yansıtmadığını ve ülkemizde açıklanan resmi rakamların çok üzerinde enflasyon olduğunu aşağıdaki bazı rakamlarla ortaya koymak istiyorum.
Dahilde Alınan Katma Değer Vergisi, ülke içindeki mal ve hizmet hareketliliğinin en önemli göstergesidir. Enflasyon nedeniyle fiyatlar yükseldiğinde; mal ve hizmet matrahı yükselmekte, devletin hem KDV hem de ÖTV tahsilatı artmaktadır. Yani iktidarın, enflasyondan şikayet etmesini ve enflasyonu düşürmeyi sorun haline getirmesini gerektirecek bir durum yok. Enflasyon vergilendirildiği için, vergi tahsilat rakamları sürekli yükselmektedir.
Geliyorum sadede, ne demek istediğimi rakamlar net bir şekilde anlatacak. 2020 yılının tamamında tahsil edilen Dahilde Alınan Katma Değer Vergisi tutarı 71 milyar 542 milyon TL, 2021 yılının tamamında 123 milyar 444 milyon TL ve 2022 yılının tamamında 175 milyar 143 milyon TL iken, bu yılın ilk 3 ayında Dahilde Alınan Katma Değer Vergisi tahsilatı 221 milyar 918 milyon TL olmuştur.
Benzer tablo Özel Tüketim Vergisi için de geçerlidir. 2020 yılının tamamında tahsil edilen ÖTV tutarı 207 milyar 283 milyon TL ve 2021 yılının tamamında 205 milyar 392 milyon TL iken, bu yılın ilk 3 ayında gerçekleşen ÖTV tahsilat tutarı 283 milyar 153 milyon TL olmuştur.
Önce, Gelir ve Kurumlar Vergisi tahsilatının toplam vergi gelirleri içindeki %30’luk payını %50’ye çıkartacak mevzuat düzenlemelerini yapmak gerekiyor. Örneğin; vatandaşınıza “nerden buldun, nasıl harcıyorsun” sorusunu sormaya başlamak ilk adım olmalı. Ayrıca kayıtlı ekonomiden daha büyük olan kayıt dışı ekonomi ile ciddi bir mücadeleye girmek ve mutlaka parayı takip etmek zorundasınız.