Son günlerde sıkça rastlanılan konulardan birisi de, sözleşmelerden kaynaklanan KDV uyuşmazlıkları ile ilgili. Şimdi, “sözleşmenin KDV’si konusunda ne gibi bir uyuşmazlık yaşanabilir ki?” diye düşünüyorsunuz değil mi?

Evet, çok haklısınız, normalde sözleşmenin KDV’si konusunda bir uyuşmazlık yaşanmaması lazım. Ancak, sözleşme düzenlenirken KDV ile ilgili olarak yapılacak küçük bir dikkatsizlik veya unutma, sizi yıllarca sürecek bir uyuşmazlıkla baş başa bırakabilir.
 

Sözleşmelerde KDV boyutu önemli!

Hemen belirtelim, KDV boyutu her sözleşme için geçerli değil. Sadece KDV’ye tabi mal, hizmet ve diğer iktisadi kıymet satışlarına ilişkin sözleşmeler için önemli. KDV’ye tabi olmayan iş ve işlemlerle ilgili sözleşmeler bakımından herhangi bir önemi yok.
 

KDV uyuşmazlığı hangi durumda ortaya çıkıyor?

Sözleşmelerde KDV uyuşmazlığı, daha çok KDV’nin sözleşme bedeline dahil olup olmadığı konusunda ortaya çıkıyor. Bunun nedeni ise, sözleşmelerde, KDV’nin bedele dahil mi yoksa hariç mi olduğuna ilişkin bir açıklama veya hüküm bulunmaması.

Bu büyük bir eksiklik, taraflar arasındaki uyuşmazlıkların ana nedeni de, tam olarak bu. Bu konuda tahmin edilenin ötesinde çok sayıda uyuşmazlık söz konusu.

KDV’nin bedele dahil olup olmadığı hususunda sözleşmede açık bir hükmün ya da açıklamanın bulunmadığı durumlarda, sözleşmenin satıcı tarafı, KDV’nin alıcılar tarafından ayrıca ödenmesi gerektiğini iddia ediyor.  Alıcı tarafı ise, sözleşmede bu konuda hüküm bulunmaması nedeniyle bedelin KDV dahil olarak anlaşılması gerektiğini, ayrıca bir KDV istenilemeyeceğini ifade ediyor.

Tarafların bu sorunu kendi aralarında çözmeleri genellikle mümkün olmuyor.

İşte, uyuşmazlık da burada başlıyor.
 

Sorunun çözümü için Maliye veya yargıya başvuruluyor!

Taraflar sorunun çözümü için ya Maliye’ye başvurarak yazılı görüş alıp onu uyguluyorlar ya da doğrudan doğruya yargıda dava açıyorlar.

Peki, Maliye’nin bu konuda görüşü ne?

Maliye’nin bu konudaki görüşü oldukça açık ve net. Hem de uzun yıllardan bu yana!

Maliye’ye göre, belli bir tarifeye göre fiyatı tespit edilen işler ile bedelin biletle tahsil edildiği haller dışında kalan mal teslimi ve hizmet ifalarında KDV’nin bedele dahil olup olmadığı hususunda uyuşmazlık çıkması halinde, öncelikle sözleşmeye bakılması, sözleşmede;  

- Bedele KDV’nin dahil olduğuna ilişkin bir hüküm veya açıklama varsa, KDV’nin iç yüzde yoluyla bedel içinden ayrılarak hesaplanması, 

- Bedele KDV’nin hariç olduğuna dair açık bir hüküm veya açıklama varsa, KDV’nin dış yüzde yöntemiyle ayrıca hesaplanması,

- Bedele KDV’nin bedele dahil veya hariç olduğuna dair bir hüküm veya açıklama bulunmaması durumunda ise, KDV’nin teslim ve hizmet bedeli üzerinden dış yüzde yöntemiyle ayrıca hesaplanması,

gerekiyor.

Bu konuda verilen son tarihli bir özelgenin özeti ise şu şekilde:

“Sözleşmede Şirketinizin cirosu üzerinden verilecek kira payı bedeline KDV'nin dahil olduğuna dair bir ibare bulunmadığından, adı geçen Federasyona hasılat oranı üzerinden verilecek kira payı bedeli üzerinden ayrıca KDV hesaplanması gerekmektedir.” (GİB. İstanbul VDB.nin 30.01.2020  tarihli ve 39044742-130-109975 sayılı özelgesi).

Maliye’nin bu konuda verdiği çok sayıda özelgesi bulunuyor (bkz. GİB. İstanbul VDB.nin 16.01.2018 tarihli ve 39044742-130-50181, 17.05.2019 tarihli ve 39044742-130 E.420265 sayılı özelgeleri). 
 

Yargının bu konudaki görüşü ne?

Taraflar arasındaki uyuşmazlık KDV olunca, hemen herkes buna Vergi Mahkemeleri ile Danıştay’ın bakacağını düşünüyor. Ancak, uyuşmazlık KDV ile ilgili olmakla beraber, esas itibariyle alacak verecek meselesi olduğundan, bu uyuşmazlıklara hukuk mahkemeleri ve Yargıtay bakıyor. Bunu peşinen belirtmekte fayda var, çünkü bu konu uygulayıcılarca birbirine çok karıştırılıyor.

Bu konuda Yargıtay’ın yerleşik hale gelen içtihadı; “KDV’nin sorumlusu alıcı ise de, satış sözleşmesinde ve satış bedelinin pazarlığı sırasında bu konu gündeme getirilmemiş ise KDV’nin satış bedeli içinde olduğunun kabul edilmesi gerektiği, yani tarafların sözleşme aşamasında, satış bedeline KDV’nin de dahil olup olmadığına dair bir kararlaştırmada bulunmamaları halinde satıcının KDV’yi satış bedelinden ayrıca gösterip alıcıdan isteyemeyeceği” şeklinde (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 13.10.2004 tarih ve E. 2004/19-456, K. 2004/531 sayılı Kararı).
 

Sözleşmeye açık hüküm konularak uyuşmazlık önlenebilir!

Uyuşmazlığın çözümü oldukça basit, Maliye’ye sormaya veya dava açmaya hiç gerek yok! Bunun için sözleşmeye KDV’nin bedele dahil mi yoksa hariç mi olduğuna dair açık bir hüküm veya açıklama konulması yeterli. Bu yapıldığı takdirde, taraflar arasında ihtilaf yaşanmaz, tartışmalar başlamadan biter. 
 

KDV’si içinde mi dışında mı tartışması 35 yıldır inatla devam ediyor!

Madem bu kadar basit bir çözüm yolu vardı da, neden 35 yıldır bu tartışma devam ediyor diye düşünebilirsiniz. Bu soruyu ben de defalarca kendime sordum, ancak bir karara varamadım. Hep inatçılık ile dikkatsizlik arasında kaldım. Bu kadar dikkatsizlik yapılacağını sanmıyorum, 35 yıldır tartışması devam ettiğine göre bu olsa olsa inatçılık olabilir. Ha inatçılık derken, rahmetli Hocam Prof. Dr. Şükrü KIZILOT’un inatçılıkla ilgili çok güzel bir fıkrası vardı, birden onu hatırladım:

“Hangisi daha inatçı

-  İKİ arkadaş “inatçılık” üzerine konuşuyorlarmış.

Birincisi demiş ki:

- Ben o kadar inatçıyım ki.. geçen akşam eve geç geldim. Zili çaldım eşim kapıyı açmadı. İnat edip ikinci kez çalmadım ve sabaha kadar kapının önünde bekledim.

Diğeri yanıtlamış:

- O da bir şey mi? Ben evlendiğim gece eşimden bir bardak su istedim. O da

‘Git mutfaktan kendin al’ dedi. Suyumu içtim ve ilk gecemiz olmasına rağmen, yatak odasına gitmedim. Bir battaniye alıp, oturma odasında yattım. Tam 13 yıl oldu, hanımın yanına bir defa dahi gitmedim.

- Peki ama arkadaş, senin iki çocuğun var. Bunlar neyin nesi?

- Sana dedim ya arkadaş, ben çok inatçıyım diye... İnat değil mi onları da sormadım.”
 

Sözleşme yaparken YMM veya mali müşavirinize mutlaka danışın!

İşletmelerin uygulamada sıkça yaptıkları hatalardan birisi de, sözleşmeleri hazırlarken veya imzalamadan önce YMM veya Mali Müşavirlerine danışmamaları. Sorunların büyük bir bölümü de, zaten buradan çıkıyor. İşletme sahipleri sonradan bunun farkına varıyorlar ama iş işten geçmiş oluyor!

Özellikle mali hükümler içeren sözleşmeler YMM veya Mali Müşavirlere danışılmadan kesinlikle imzalanmamalı. Bu şekilde, sonradan ortaya çıkacak uyuşmazlıklar, daha baştan önlenmiş olur. Bunu belirtmekte özellikle fayda görüyorum!

Dünya | Abdullah TOLU

Kaynak: www.bdTurkey.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)