Ülkemizde 2021 yılının son çeyreğinde döviz fiyatlarında meydana gelen aşırı yükselme ile beraber, 31.12.2021 tarihli bilançolarda yüksek oranlı fiktif (kur farkı geliri veya giderinden kaynaklanan) kâr ve zararlar oluştu. İşletmelerin döviz ile borçlarının olması durumunda, bu durum bilançoya yüksek oranlı zarar olarak yansırken, işletmelerin döviz varlıkları da yüksek oranlı kar olarak bilançolarda yerini almış bulunmaktadır. Bu durum ise zarar eden firmalar için ciddi bir sorun oluştururken, kar eden firmalar içinde aynı derecede önemli bir sorun oluşturmuştur.
Piyasanın dövize olan taleplerini azaltmak ve dolaylı olarakta kur artışlarının önüne geçmek amacıyla getirilen “Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat Hesabı” şirketlerin kur değerlemeleri içinde bir çözüm olmaya başlıyor nasıl mı?
Gelin birlikte inceleyelim.
TBMM de 20.01.2022 tarihinde kabul edilen 7352 sayılı 2 maddelik kanunun 1. maddesi ile enflasyon muhasebesinin uygulaması 2023 yılına ertelenirken; 2. Maddesi hükmü ile şirketlerden kur korumalı TL mevduat hesabına geçenlerin 31.12.2021 kur farkı gelirleri kurumlar vergisinden istisna edilmiş bulunmaktadır. İlgili kanun hükmü ile Kurumlar Vergisi Kanunu’na eklenen geçici madde ile,
- 31.12.2021 tarihi itibarıyla banka hesaplarında vadeli ve veya vadesiz döviz hesabı bulunanlar,
- 17 Şubat 2022 tarihine kadar (2021 yılı son geçici vergi beyannamesi verilme tarihi) söz konusu döviz hesaplarını TL çevirmeleri,
- TL ye çevirdikleri bu mevduatlarını asgari 3 ay vadeli kur korumalı hesaba yatırmaları halinde ;
Bu hesaplardan, dönem sonu değerlemesinden kaynaklananlar da dâhil olmak üzere vade sonunda elde edilen faiz ve kâr payları ile diğer kazançlar kurumlar vergisinden istisna edilecektir.
Söz konusu kanun hükmünde bu hesaplar nedeniyle;
- Kur farkı kazançlarının 1/10/2021 ila 31/12/2021 tarihleri arasındaki döneme isabet eden kısmı ile,
- Söz konusu hesaplardan dönem sonu değerlemesinden kaynaklananlar da dâhil olmak üzere vade sonunda elde edilen faiz ve kâr payları ile diğer kazançlar kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.
Yani döviz hesaplarını kanun hükmünden faydalanarak kur korumalı mevduat sistemine dönüştüren işletmeler; kur değerlemesi olarak istisnanın başlangıç tarihi olan 01.10.2021 tarihi olan (ABD Doları 8.84 TL, EURO 10.24 TL) itibarıyla değerleme yapacaklar, sonrasında bu hesaplarını hangi kur üzerinden TL dönerlerse dönsünler kur farkı kazancından istisna olacaklardır. Ayrıca bu hesapların TL ye dönmesi nedeniyle elde edilecek olan faiz ve kar paylarıda kurumlar vergisinden istisna edilmiş bulunmaktadır.
Bu durumda olan şirketler için ballı börek, kaçırılmayacak bir fırsat!
Hem kur değerlemesinden kurtuluyorlar, hemde elde ettikleri faiz gelirleri istisna daha ne olsun!
Maliye Bakanlığı yeterki döviz hesaplarınızı TL’ye dönün diyor!!!
Bu uygulama ilk bakışta şirketlerin fiktif kazançları üzerinden vergi ödememelerinin önüne geçecek bir sistem olarak düşünülse de; bize göre beraberinde birçok sorunu da getirecek ve birçok ihtilaflara konu olacaktır.
Öncelikle bu uygulama bize göre vergilendirmede esas olan; vergilendirmede adalet ve eşitlik ilkesine aykırılık teşkil etmektedir.
Ayrıca söz konusu uygulamanın aşağıda ana başlıkları ile belirttiğimiz konularda ihtilaf yaratacağı tarafımızdan düşünülmektedir.
- Muhasebenin dönemselik uygulamalarına uygun olmaması
- Gelir vergisi mükelleflerinin bu uygulamadan yararlanamayacak olmaları,
- Aynı durumda olup, kur korumalı mevduat sistemine geçmeyenler için kur değerlemesi yapmak zorunluluğu devam etmekte olması,
- Yine aynı şekilde 31.12.2021 tarihi ve öncesinde kur korumalı sisteme geçerek döviz bozduran kurumlar vergisi mükelleflerinin de bu uygulamadan yararlanamayacak olması,
Aklımıza ilk gelen ihtilaf konularını oluşturmaktadır.
Şimdi diyeceksiniz ki, bize ne ihtilaflardan, biz şartları sağladık ve kur farkı geliri ödemeyeceğiz.
Sizde haklısınız genel vergilendirme ilkelerine aykırıda olsa, eksikte olsa, zorlamada olsa, güzel bir imkan.
Uygulayıp görelim…