Otomotiv sektöründe, Covid-19 süreci ile birlikte başlayan ve çip krizi ile zirve yapan arz-talep dengesizliğinin yarattığı aşırı fiyat yükselişi ve araç bulunamaması konusu, dünyada sükunete kavuştu ama Türkiye yangın yeri.
Otomotiv bayilerinde araç yok, galeriler ağzına kadar dolu, internet sitelerinde satılık araç ilanları çok fazla, aynı modelin sıfır kilometresinden daha yüksek fiyata ikinci eli satışa sunulmuş, üstelik bütün bunlar bankalar araç kredisi vermediği ya da çok düşük tutarda kredi verdiği bir dönemde oluyor. İkinci el araç ticaretinde işletmelere getirilen “6 ay ve 6 bin km” düzenlemesinden bu yana, 1 Temmuz 2022 ile 1 Temmuz 2023 tarihleri arasında fiyatlarda %120 ile %150 bandında bir artış oldu. Bu artış bu yılın ilk altı aylık döneminde ise %70'ler seviyesinde.
BAKANLIK “İLAVE TEDBİR ZORUNLU HALE GELDİ” DİYOR
Ticaret Bakanlığı, sektör temsilcileri ile yaptığı toplantının ardından aşağıda özetine yer verdiğim 21 Haziran 2023 tarihli basın açıklamasını yaptı.
“Otomotiv alım satımlarında bir süredir bazı firmalarca yürütülen stokçuluk ve fahiş fiyat uygulamalarıyla mücadele kapsamında, bugüne kadar yürüttüğümüz yoğun denetim tedbirlerine ilave olarak, Ticaret Bakanlığımızca otomotiv sektörü temsilcilerinin görüşleri de dikkate alınarak, haksız kazançlara ve tüketici mağduriyetlerine sebep olan uygulamaların ortadan kaldırılmasına yönelik ilave tedbirlerin alınması zorunlu hale gelmiştir. Bu çerçevede;
Otomotiv sektöründe yaşanan aşırı ve fahiş fiyat artışı, stokçuluk ve bazı haksız ticari uygulamalarla mücadelede fayda sağladığı değerlendirilen “6 ay 6 bin kilometre” kısıtlamasına ilişkin düzenlemenin uygulama süresi 1 Ocak 2024 tarihine kadar 6 ay süreyle uzatılmıştır.
Ticari faaliyet olduğu değerlendirilen tüm bireysel satışlar “6 ay-6 bin kilometre” kısıtlama düzenlemesi kapsamında, bakanlığımızca düzenli olarak denetlenecek, mevzuata aykırılık halinde bu satıcılar hakkında idari para cezası uygulanacaktır. Ayrıca, anılan satışlara ilişkin kayıtlar ile denetim sonuçları kayıt dışı kazancın vergilendirilmesini sağlamak üzere Hazine ve Maliye Bakanlığı ile düzenli olarak paylaşılacaktır.”
GERÇEK KİŞİLERİN YAPTIĞI SATIŞLAR, VERGİ DENETİMİ YOLU İLE CAYDIRILMAYA ÇALIŞILACAK
Ticaret Bakanlığı'nın yaptığı basın açıklaması, şu ana kadar yürütülen önlem çalışmalarının devam edeceğini gösteriyor. Son bir yılda uygulanan önlemler yeterli oldu mu? Hayır. Fiyat artışları durdu mu? Hayır. İkinci el araçlar, aynı modelin sıfırdan pahalı mı? Evet. Kesilen idari para cezaları fahiş fiyat ya da stokçuluğu önlemiş mi? Hayır.
Toplantılar sonucunda yapılan açıklamalara baktığımda; sektör temsilcileri “Biz yapmıyoruz gerçek kişiler yapıyor, fiyatları onlar yükseltiyor, otomotiv yatırım aracı oldu, bizi haksız yere suçluyorsunuz” tarzında bir savunma geliştirmişler.
Amacı kâr elde etmek olan bir işletmenin 1 milyon TL'ye aldığı aracı 1.5 milyon TL'ye satması suç değildir. Vergisel ödevlerini tam olarak yerine getirmişse; hiçbir mevzuata göre bu işletmeye idari para cezası kesemezsiniz. Bakanlığın açıklamasından anladığım, gerçek kişiler tarafından yapılan araç alım ve satımlarının tamamı vergi incelemesine alınacak.
Vergi mevzuatımızı göre motorlu taşıtlar “taşınmaz” kabul edilmektedir. Mükellefiyeti olmayan gerçek kişilerin araç alım-satımında vergilendirilmeleri konusu; satış kazancının ticari kazanç mı yoksa değer artış kazancı mı olarak değerlendirilmesi sonucunda karşılarına çıkacak.
Otomobilinizi alış tarihinden itibaren 5 yıl geçtikten sonra satarsanız, değer artış kazancı olarak Gelir Vergisi'ne tabi olmazsınız. Beş yıl içinde, bir yılda birden fazla satmamak kaydıyla satış yaparsanız; maliyet bedeli Yİ-ÜFE oranında artırılır, bu artış sonucunda ortaya çıkan kâr istisna tutarının üzerinde ise beyanname verip Gelir Vergisi ödemek zorundasınız.
Gerçek kişiler, araç alış-satışını aynı kişiye farklı tarihlerde, farklı kişilere aynı tarihte, birbirini izleyen yıllarda, bir kısmının teslim alınan takvim yılı içinde toplu olarak, diğer kısmının ise takip eden takvim yılı içinde yine toplu olarak satılmaları halinde; devamlı olarak araç alış-satış işiyle iştigal edildiği karine kabul edilerek, elde ettikleri kazanç ticari kazanç olarak kabul edilerek tarhiyata tabi tutulacaklardır. Yani gelir ve Katma Değer Vergisi, vergi ziyaı cezası, usulsüzlük cezaları ve dolayısıyla gecikme faizi ile muhatap olacaklardır.
Devamlılık için Gelir Vergisi Kanunu'na göre; yıllık araç satış sayısı birden fazla dendiği için ikidir. İkinci El Motorlu Kara Taşıtlarının Ticareti Hakkında Yönetmelik, madde 5'te bir yılda 3 satıştan bahsedilmektedir. Bu düzenleme GVK'ya aykırıdır. Vergi müfettişi incelemesinde bu yönetmelik sizi kurtarmaz.
En ucuz otomobilin 1 milyon TL olduğu bir ortamda, sade vatandaşın fiyatları yükselttiğini iddia etmek çok komik. Olsa olsa sektör içindeki büyük oyuncular, sade vatandaşları satışları kayıt dışı alana çekmek için kullanmış olabilirler. İncelemelerde adları kullanılan kişiler ile gerçekte parayı kazananların ilgisi kurulmalıdır. Bu ilginin kurulmasında en büyük zorluk, araç alış-satış ödemelerinin bankadan geçirilme zorunluluğu aranılmaması nedeniyle yaşanacaktır. Yine ülkemizde nereden buldun, nasıl harcadın sorusunun sorulamaması da ayrı bir engel.
01.01.2023 öncesi dönemde, bu tür araç satışı yapanların 7440 sayılı Kanun kapsamında (bugün son gün olduğu için) bugün geçmişe yönelik 5 yıl matrah artırımı yaparak kendilerini kurtarmalarını öneririm.
Döviz problemi nedeniyle her türlü ithalatı önlemeye çalışıyoruz ama 6 aylık bir süre için 1-3 yaş arasında kullanılmış oto ithalini serbest bıraksak; daha etkili olmaz mı?