2863 SAYILI KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARI KANUNU KAPSAMINDAKİ TARİHİ ESER, GAYRİMENKUL İÇİN KISITLI EMLAK VERGİSİ UYGULAMASI NEDİR?

Bilindiği üzere Emlak Vergisi Kanununda, Kanunlar veya diğer kamu düzeni koyan mevzuatla tasarrufu kısıtlanan bina, arsa ve arazinin vergisinin, kısıtlamanın devam ettiği sürece 1/10 oranında tahsil olunacağı hükme bağlanmıştır.

2683 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kanunu’nda ise Tapu kütüğüne “korunması gerekli taşınmaz kültür varlığıdır” kaydı konulmuş olan taşınmaz kültür varlıkları ile arkeolojik sit alanı ve doğal sit alanı olmaları nedeniyle üzerlerinde kesin yapılanma yasağı getirilmiş taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları olan parsellerin her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olduğu ifade edilmiştir.

2863 sayılı Kanunun istisna ve muafiyetleri düzenleyen 21 inci maddesinde 6552 sayılı Kanunla yapılan ve 10/09/2014 tarihinde yürürlüğe giren değişikliklerle, söz konusu istisna ve muafiyetlerin kapsamı daraltılmış ve bazı durumlarda tamamen ortadan kaldırılmıştır.

Yapılan bu değişiklikten sonra, tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar için ödenmesi gereken emlak vergisi konusunda belediyeler tarafından farklı uygulamalar yapılmaya başlanmış, ayrıca yapılan kanun değişiklikleri farklı yorumlara yol açmıştır.

Bu yazımızda, 6552 sayılı Kanunla 2863 sayılı Kanunun 21 inci maddesinde yapılan değişikliklerden sonra ortaya çıkan söz konusu durum ele alınarak tartışılacak ve değerlendirilecektir.

2863 Sayılı Kanunda Yer Alan Düzenlemeler: 2863 sayılı Kanunun, 6552 sayılı Kanunla değişik “istisnalar ve muafiyetler” başlıklı 21 inci maddesi aşağıdaki gibidir.

“Tapu kütüğüne “korunması gerekli taşınmaz kültür varlığıdır” kaydı konulmuş olan taşınmaz kültür varlıkları ile arkeolojik sit alanı ve doğal sit alanı olmaları nedeniyle üzerlerinde kesin yapılanma yasağı getirilmiş taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları olan parseller her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır. (6552 sayılı Kanunla eklenen ifade) Ancak, büyükşehir belediyesi sınırları içinde yer alan ve yukarıda nitelikleri belirtilen taşınmazlardan basit usulde vergilendirilenlerin dışında ticari faaliyetlerde kullanılanlar hakkında emlak vergisinin yarısı ve çevre temizlik vergisinin tamamına ilişkin bu muafiyet hükmü uygulanmaz.

(6552 sayılı Kanunla eklenen fıkra) Getirilen kesin yapılanma yasağına aykırı olarak tesis edilen yapılar, bu yapıların yapıldığı parseller ve kanunlara aykırı eklentileri bulunan taşınmaz kültür varlıkları hakkında bu yapılar yıkılıncaya veya aykırılıklar giderilinceye kadar yukarıdaki fıkradaki muafiyet hükmü uygulanmaz. 18/11/1983 tarih ve 2960 sayılı Boğaziçi Kanununa göre Boğaziçi Sahil Şeridi veya Öngörünüm Bölgesinde konut veya işyeri olarak kullanılan taşınmaz kültür varlıkları yukarıdaki fıkradaki muafiyetten yararlanamazlar.

Kültür varlıklarının korunması maksadıyla tespit, proje, bakım, onarım, restorasyon ve kazı ile müzelerin güvenliği için kullanılmak şartıyla, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Milli Savunma Bakanlığı, Bakanlıkça ve Vakıflar Genel Müdürlüğünce dışardan getirilecek her türlü araç, gereç, makine, teknik malzeme ve kimyevi maddeler ile altın ve gümüş varak, her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır. Koruma bölge kurulları kararına uygun olarak bu taşınmaz kültür varlıklarında yapılan onarım ve inşaat işleri Belediye Gelirleri Kanunu gereğince alınacak vergi, harç ve harcamalara katılma paylarından müstesnadır.

Bu Kanun kapsamında tescil edilen taşınmaz kültür varlıkları için 29/6/2001 tarihli ve 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun hükümleri uygulanmaz.”

Sonuç olarak özetlemek gerekirse;

2863 sayılı Yasa kapsamında bulunan taşınmazların yani kültür ve tabiat varlığı kapsamında olduğu için yapılaşma ve tasarrufta bulunma yasağı ya da kısıtlaması bulunan taşınmazların, 6552 sayılı Kanunla yapılan düzenlemelerle anılan yasanın istisna ve muafiyetleri düzenleyen 21 inci maddesi dışında kalması; Emlak Vergisi Kanunu 30’ncu maddesinden yararlanma hakkını ortadan kaldırmamaktadır ve kaldırmamalıdır da. Tasarrufu Kısıtlı Bina, Arsa ve Arazi kavramı içerisinde 2863 sayılı yasaya tabi Kültür ve Tabiat Varlığı Kapsamına giren taşınmazlar da yer almaktadır.

2863 sayılı Yasa, özel düzenlemedir ve bu yasa dışında kalındığı an genel düzenleme olan 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 30’ncu maddesinin devreye girmesi, vergi hukukunun temel ilkeleri gereğidir.

Uygulamada, Büyükşehir dahilindeki bazı belediyeler yazışmalarında; 2863 sayılı yasa dışında kalındığı anda, kısıtlılık kavramı ve 1/10 oranı uygulamasını dikkate almadan emlak vergisini tam olarak almak isteğinde oldukları görülmektedir.

Bu kapsamda olan taşınmazların fazlalığı göz önüne alındığında, 1319 sayılı Yasanın açık hükmü gereğini yerine getirmeden emlak vergisinin tamamını istemek şeklindeki uygulamalar, hem mağduriyetlere yol açabilecek ve hem de vergi yargısını uzun süre meşgul edecek şekilde davalar açılmasına neden olabilecektir.