Küreselleşme ya da globalleşme, ürünlerin, fikirlerin, kültürlerin ve dünya görüşlerinin alışverişinden doğan bir uluslararası bütünleşme sürecidir. Küreselleşmenin tarihi çok eski olup bazı görüşlere göre 15. Yüzyıla kadar uzanmaktadır. Küreselleşme, ilk olarak sanayileşme ve ardından teknolojik gelişmelerle ilişkilendirilmektedir.Küreselleşmenin sonucu olarak; Çok Uluslu İşletmeler (ÇUİ) ortaya çıkmış ve bu Gruplar; ekonomik ve finansal küreselleşme sürecinde önemli rol oynamışladır.
İş modellerinin değiştiği, ekonominin dijitalleştiği, yaratıcı yapay zekanın hayatımıza girdiği günümüzde; küreselleşme devam ederken aslında fiziki sınırların artık iş dünyasını sınırlamadığı; dünyanın birbirine bir o kadar yakın ama aynı zamanda bir o kadar uzak olduğu değişik günleri tecrübe etmekteyiz. Bu tecrübenin bir parçası olarak son dönemde etkisi artan küresel ticaret savaşları birbirine bağlı ülkelerin ekonomilerini derinden etkileyeceğe benzemekte.ABD Başkanı Donald Trump, göreve geldiği günden bu yana başlattığı küresel ticaret savaşlarını; Nisan ayında genişletti. Buna göre 5 Nisan 2025 itibariyle ABD’ye ihracat yapan tüm ülkeler için asgari %10 düzeyinde bir gümrük vergisi uygulanmaya başlayacak ve Türkiye de bu uygulamaya tabii.
Ticaret savaşlarının, gümrük uygulamalarını doğrudan etkileyecek olması yanında; Grupların transfer fiyatlandırması modellerini de dolaylı olarak etkileyeceği unutulmamalı. ABD pazarında faaliyet gösteren Grup Şirketleri ile olan işlemlerde emsallere uygunluk ilkesinin uygulanması doğabilecek çifte vergilendirmeyi önlemek açısından çok önemli. İlave gümrük vergileri, malın maliyetini arttıran bir uygulama olduğu için ABD pazarında iş yapan Türk Gruplarının ABD iştirakleri ile olan işlemlerinin transfer fiyatlandırmasının açısından gözden geçirilmesi gerekmekte. Diğer ifadeyle, Türk merkezli Grupların, ABD’de faaliyet gösteren Grup Şirketlerine yapacakları mal ihracatlarında uygulamakta oldukları transfer fiyatlandırması yöntemlerini değerlendirmesi gerekmekte. Bazı durumlarda ilave gümrük vergilerinin müşterilere yansıtılması mümkün olsa da bazı durumlarda mümkün olmamakta. Bu nedenle; ilave vergilerin kim ya da kimler tarafından katlanılması gerektiği; sözleşmesel olarak tarafların hangi risklere ve maliyetlere katlanması gerektiği ile beraber değerlendirilmeli. Artan gümrük vergilerinin doğurabileceği zararların; Grup içerisinde nasıl dağılması gerektiği de ayrıca analiz edilmeli. Aynı zamanda emsallere uygunluk ilkesi kapsamında; ABD pazarı için emsal alınan Şirketlerin de böyle bir vergi yüküne tabi olup olmadığının değerlendirilmesi ve mümkün olması durumunda emsal analizlerinde gerekli düzetlemelerin yapılması gerekmekte.
Son gelişmeler ışığında; ABD ilave vergiler için 90 günlük bir bekleme süresi koymuş olsa da; hem ilerideki olası vergiler hem de Türkiye’nin diğer ülkelere koyabileceği ilave gümrük vergilerinin; transfer fiyatlandırması karşısındaki durumlarının değerlendirilmesi ve taraflar arasındaki sözleşmelerde sonradan ortaya çıkabilecek ilave vergilerin durumuna değinilmesi faydalı olacaktır. ABD’nin diğer ülkelere uygulayacağını belirtmiş olduğu daha yüksek vergiler sonucu, Çok Uluslu Grupların yeniden yapılandırmalara girebileceği, Türkiye’ye daha farklı yatırımlar olabileceği ve Grup içerisinde yer alan her türlü yeniden yapılandırmanın olası transfer fiyatlandırması sonuçlarına karşı çok dikkatli olunması gerekmekte. Özetle değişen iş modelleri ve değişen vergi uygulamaları nedeniyle; Grupların transfer fiyatlandırması uygulamalarını dinamik olarak takip etmelerini ve gerekli önlemleri baştan almalarını tavsiye ederiz.