10 Nisan da işten ayrılıp emeklilik başvurusunda bulundum, Sigortalı hesap fişi vermek gerekir mi? Serhat K.

Sigortalı hesap fişi cari aya ilişkin muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin gönderilme süresinin henüz başlamadığı veya başlamakla birlikte henüz gönderilmediği ve sigortalının cari ay ve/veya bir önceki aydaki prim gün sayısı ile prime esas kazanç tutarının Sosyal Güvenlik Kurumunca bilinmesine ihtiyaç duyulduğu hallerde işverenlerce düzenlenen belgedir.

Bu belge 1/8/2009 öncesi hem emeklilik başvuruları sırasında hem de sağlık hizmetlerinden yararlanılması nokrasında kullanılmakta idi.

Ancak 1/8/2009 sonrasında uygulamaya geçilen işten ayrılış bildirgesiyle birlikte işten ayrılan sigortalıların cari ay ve bir önceki aydaki prim gün sayısının ve prime esas kazanç tutarının beyan edilmesi mümkün hale gelmiştir. 2010/99 sayılı Genelge ile de yaşlılık veya malullük aylığı bağlanmasına yönelik işlemlerin işten ayrılış bildirgesine kaydedilen bilgilere göre sonuçlandırılacağı ve sigortalı hesap fişinin istenilmeyeceği açıklanmıştır. Haliyle tahsis (emeklilik) talebinde bulunmuş vatandaşlar adına her ne kadar emeklilik öncesi sürelerine ilişkin bilgileri ihtiva eden muhtasar ve prim hizmet beyannamesi henüz gönderilmemiş olsa bile işverenlerince işten ayrılış bildirgesinin gönderilmesi yeterli olup, ayrıca sigortalı hesap fişi düzenlenmesi söz konusu değildir.

***

Sağlık hizmetlerinden yararlanılması noktasında sigortalıya veya bakmakla yükümlü olduğu kişilere SGK tarafından provizyon verilebilmesi için sigortalılık niteliğinin sona ermemiş olması ve sağlık hizmet sunucusuna başvurdukları tarihten önceki son bir yıl içinde en az 30 genel sağlık sigortası prim gün sayılarının bulunması gerekiyor. Bu bağlamda sigortalının sağlık hizmet sunucusuna başvurduğu tarih itibariyle gerekli olan 30 prim gün sayısını cari aydaki prim gün sayısı ile tamamlıyor olmasına rağmen cari aya ilişkin muhtasar ve prim hizmet beyannamesi henüz SGK’ya gönderilmemiş ise bu durumda provizyon alacak sigortalı adına işverenlerince sigortalı hesap düzenlenmesi gerekecektir.

***

Diğer taraftan, istirahatli sigortalıların geçici iş göremezliği (rapor parası) alabilmeleri için istirahatin başladığı tarihten önceki son bir yıl içinde en az 90 prim gün sayılarının bulunması gerekiyor. Geçici iş göremezlik ödeneğinden yararlanılabilmesi için gerekli olan 90 prim gün sayısının cari aydaki prim gün sayısı ile tamamlanıyor olması halinde ise ya cari aya ilişkin muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin verilmesinin beklenmesi ya da sigortalı hesap fişi düzenlenmesi ve e-Vizite uygulaması üzerinden “Çalışmadı” bildiriminin yapılması gerekecektir.

Sigortalı hesap fişinin, işe giriş bildirgesi verilmiş olmak kaydıyla SGK e-Bildirge V1 uygulaması üzerinden işverenlerce elektronik ortamda gönderilmesi mümkün olduğundan kağıt ortamında SGK’ya başvurulmasına gerek bulunmamaktadır.

Sonuç olarak tahsis talebinde bulunmuş vatandaşlar adına işten ayrılış bildirgesi SGK’ya gönderilmiş ise sigortalı hesap fişi düzenlenmesi söz konusu olmadığından, işten ayrılış bildirgesinde yer alan bilgilere göre SGK Müdürlüğünce tahsis işlemlerine başlanılacaktır.

İŞVEREN VEKİLİNİN SİGORTALILIĞININ SONA ERMESİ, YÜKÜMLÜLÜKLERİNİ DE SONA ERDİRİR Mİ?

5510 sayılı Kanunda,

  • İşveren adına ve hesabına, işin veya görülen hizmetin bütününün yönetim görevini yapan kimsenin işveren vekili olduğu,
  • Bu Kanunda geçen işveren deyiminin işveren vekilini de kapsadığı,
  • İşveren vekilinin Kanunda belirtilen yükümlülüklerinden dolayı işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu

hükümlerine yer verilmiştir. Bu bakımdan işyerine ait ödenmeyen prim borçlarının işverenin yanı sıra işveren vekilinden de tahsili mümkün bulunmaktadır.

İşveren vekili ifadesinin sosyal güvenlik mevzuatında kimleri kapsadığı noktasına geldiğimizde 2020/20 sayılı SGK genelgesine göre, işveren vekili sayılmak için işin veya görülen hizmetin bütününü yönetmek ve işveren ad ve hesabına hareket etmek unsurlarının birleşmesi gerekiyor. Bu noktada işveren vekili sayılabilmek için işin bütününü yönetmek koşulu gerektiğinden gerekli görevlendirme yapılması halinde bir fabrikanın genel müdürü işveren vekili sayılırken aynı fabrikanın pazarlama, insan kaynakları, üretim bölümlerinin birim müdürleri işveren vekili sayılmamaktadır.

Diğer taraftan, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun;

  • 512. maddesinde, vekâlet veren ve vekilin, her zaman sözleşmeyi tek taraflı olarak sona erdirebileceği,
  • 513. maddesinde ise, sözleşmeden veya işin niteliğinden aksi anlaşılmadıkça sözleşmenin, vekilin veya vekâlet verenin ölümü, ehliyetini kaybetmesi ya da iflası ile kendiliğinden sona ermiş olacağı

hükümlerine yer verilmiştir.

İşveren vekili ile işveren, çalışan ile çalıştıran durumunda olduklarından aralarındaki hukuki bağ hizmet akdi olarak tarif edildiğinden işveren vekilinin 5510/4-a kapsamında sigortalı olmaları zorunludur.

Haliyle işveren vekilinin işten ayrıldığı ve işverenin de bu durumu işten ayrılış bildirgesi ile SGK’ya bildirdiği durumlarda, mevcut durumun 6098 sayılı Kanunun sözleşmenin tek taraflı sona erdirilmesi başlıklı 512. maddesi kapsamında değerlendirilmesi ve işveren vekilliğinin, sigortalılığın sona erdiği tarihte sona ermiş kabul edilmesi icap etmektedir.