Türkiye, 2022 yılı sonu itibarıyla 85 milyon 279 bin 553 kişi ile nüfus büyüklüğüne göre 195 ülke arasında 18'inci sırada yer alırken, dünya toplam nüfusunun %1.1'ine sahip.

Sahip olduğumuz nüfusa göre; temel işgücü göstergelerimiz ve çalışan nüfusumuz aşağıdaki tabloda yer almaktadır.

Yukarıdaki tablo ülkemizde işsizlik azalıyor söylemlerinin aksine; her üç kişiden birinin çalıştığını ortaya koyuyor. Bu tablo, üzerinde düşünülmesi ve çözüm üretilmesi gereken bir tablodur. Bu tablonun doğal sonucu olarak 1.5 çalışan 1 emekliyi finanse etmektedir. Dünyada aktüeryal dengesi bu kadar bozuk çok az sayıda ülke mevcut.

Bugün sizlere; çalışan nüfusumuz ve emekli sayılarımızı dikkate alarak, özellikle son 2 yılda yaşanan ve halen yaşanmakta olan yüksek enflasyon nedeniyle emekli vatandaşlarımızın çözüm bekleyen sorunlarının bir bölümünü dikkatinize sunmak istiyorum.

ÇALIŞAN VE EMEKLİ SAYILARIMIZ

Ülkemizde, Temmuz 2023 yılı verilerine göre çalışan dağılımı aşağıdaki gibidir:

– Sigortalı çalışan: 18.118.185

– Esnaf çalışan: 3.117.992

– Memur: 3.666.788

– Kayıtdışı çalışan: 6.768.035

olmak üzere toplam 31.671.000 kişidir.

Yine Temmuz 2023 tarihi itibarıyla emekli sayımız aşağıdaki gibidir:

– Sigortadan emekli olanlar: 10.193.383

– BAĞ-KUR'dan emekli olanlar: 2.828.807

– Memuriyetten emekli olanlar  2.444.406

olmak üzere toplam 15.466.596 kişidir.

NELER OLDU?

Seçim öncesi ve seçim sonrası yapılan düzenlemelerle;

– Asgari ücret %34 zamla 1.07.2023 tarihinden itibaren 11.402,32 TL oldu.

– En düşük memur maaşı, memurlara yapılan seyyanen zam ile birlikte 22.000 TL'ye yükseltildi.

– En düşük emekli aylığı 05.04.2023 tarihinden itibaren 7.500 TL'ye yükseltildi.

– Memurlara toplu sözleşme ile 01.01.2024 tarihinden itibaren yılın ilk yarısı için %15, ikinci yarısı için %10 maaş zammı artışı belirlendi. Eğer 6 aylık dönemlerde enflasyon sözleşmedeki zam oranından fazla olursa memur ve memur emeklilerine enflasyon farkı da ödenecek.

– Açıklanan TÜFE artışları dikkate alındığında, emekliler yeni yıla yaklaşık %50 oranında maaş artışı ile girecekler.

NELER OLMASI GEREKİYOR?

Geçen hafta Türk-İş ülkemizde yoksulluk ve açlık sınırını ifade eden rakamları açıkladı. Buna göre; yoksulluk sınırı 43.433 TL ve açlık sınırı ise 13.334 TL olarak hesaplandı. Açıklanan bu rakamlara göre; nüfusumuzun %60'ı yoksulluk ve açlık sınırının altında yaşamını sürdürmek zorunda bırakılmış görülüyor.

Memurlara yapılan seyyanen zammın, memur emeklilerine yansıtılmaması nedeniyle ilk kez memur ile memur emeklisi arasındaki maaş bağlantısı da kopartılmış oldu. Yani, şu anda 30.000 TL aylık alan bir memur, emekli olduğunda ancak 14.000 TL alabilecek. Memurlardan emeklilik dilekçesi vermiş olanlar, bu dilekçelerini geri aldılar. Artık 65 yaşına kadar kamuda görev yapmak zorundalar. Bu sonuç kamudaki kadroların yenilenmesi sorununu doğuracağı için, önemli bir istihdam kapısı olan kamuda iş bulmak o kadar kolay olmayacak.

Ülkemizde, enflasyon “ha bugün ha yarın tek haneye indiriyoruz” söylemleri arasında şanlı yükselişini devam ettiriyor. Enflasyon en çok sabit gelirlileri yani çalışan ve emeklileri etkiliyor ve onları her geçen gün fakirleştiriyor. Özellikle 15.466.596 kişiden oluşan emeklilerin durumu gerçekten içler acısı.

En düşük emekli aylığı 7.500 TL olarak belirlendi. Emeklilerden 9 milyon kişi taban aylık olan 7.500 TL alıyor. Bu 9 milyon emeklinin içinde yer alan 5 milyon kişinin ise taban aylığı 7.500 TL'nin altında. Bu 5 milyon emekliye baktığımızda; dul ve yetim aylığı alanlar, esnaf olarak emekli olanlar, SGK'dan yaş nedeniyle emekli olanlar, sürekli iş göremezlik geliri alanlar çoğunlukta. Olayın vahametini şöyle anlayabiliriz: taban aylığı 4.000 TL olan bir emekli yılbaşında emekli aylıklarına %50 zam yapıldığında taban aylığı 6.000 TL olacak. Yapılan zam taban aylığı aşmadığı için bu durumda olanlar yine 7.500 TL almaya devam edecek.

Meclis'in açılması ile beraber bu sorunun çözümünü bekledik ama “İnşallah” denilerek konu kapatıldı. Yerel seçimlere yakın bir tarih yani ocak ayı beklenmeden emekli taban aylığı 7.500 TL'nin altında olan yaklaşık 5 milyon emeklinin taban aylığının yükseltilmesi “Sosyal Devlet” olan ülkemiz için bir zorunluluktur.

Yapılacak olan yasal düzenleme ile emeklilerin en düşük aylıklarının asgari ücretin altında olamayacağına ilişkin bir düzenleme yapılmalıdır. Bu düzenleme için bütçede kaynak mevcuttur.