Cumhurbaşkanı Erdoğan, çalışanlara nakden ödenen yemek tutarlarının vergi istisnası kapsamına alınacağını söyledi. Bu ne anlama geliyor?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yemek kartı zorunluluğunun kaldırılacağını ve nakit yemek bedeli tutarlarının vergi istisnası kapsamına alınacağını açıkladı. Yeminli Mali Müşavir Yılmaz Sezer, firmaların bu kartların geçerli olduğu yerlerle anlaşma yaparken komisyon ödediğini belirterek, “Alınan kararla komisyon ödenmeden çalışanlara bu para net olarak verilecek” dedi. Çalışanların yemek kartlarıyla market alışverişi yaptıklarını vurgulayan Sezer, “Yemek kartının kaldırılması insanların zorda olduğunun bilinip, onlara bir çözüm aramanın yolu.

Vatandaşın zorda olduğu ortada. Karınlarını doyuramıyorlar. Onlar karınlarını doyursunlar diye getirilen palyatif bir çözüm. Bin 200 lira yemek kartı değil de 'Senin maaşın artı bin 200 lira' diye insanları kandırmanın ve insanlara hoş gözükmenin bir yolu” diye konuştu.

Sezer, GAZETE DURUM'un sorularını şöyle yanıtladı:

Cumhurbaşkanı Erdoğan, çalışanlara nakden ödenen yemek tutarlarının vergi istisnası kapsamına alınacağını söyledi. Bu ne anlama geliyor?

Bu kararla birlikte kart yerine nakit ödeme gündeme geldi. Bu kartların geçerli olduğu belli lokanta ve marketler var. Bu kartlar, hepsinde geçerli değil. İlgili iş yeri ya da firma bu kartların geçerli olduğu yerlerle anlaşma yaparken bir komisyon ödüyor. 1 lira da olsa 3 lira da olsa komisyon ödüyor. Alınan karar, bu komisyon ödenmeden insanlara bunun net olarak verilmesi anlamına geliyor. Bu anlamda olumlu. Ancak bu işi yapan kurumların işi sekteye uğramış oluyor. Çünkü onlar da bu işten para kazanıyorlardı, artık kazanamayacaklar. Diğer elektrik ve doğal gaz ücretlerinin ödenmesinin yasal metni ne olacak bilmemekle birlikte, bunun tamamen enflasyonu artırıcı etkisi olacaktır. Bu enflasyonla mücadeleyi önemsemeyip ikinci plana attığımızı gösteriyor.
 

Yemek kartı için verilen kartlarla insanlar mutfak alışverişlerini yapıyorlardı. Nakit olarak verilmesi daha iyi mi oldu?

Doğru. İnsanlar bunu yemek için değil market alışverişi için kullanıyorlardı. Bu kararla, “Siz bu parayı nakit olarak verin. İnsanlar bu parayla elektrik mi, su mu veya gıda mı alıyor kendileri karar versin. Bu kısıtlamalarla insanlara zorluk çıkarmayın. İnsanların durumları zaten iyi değil. İstediği gibi harcasınlar. Siz de bu kısıtlamalarla insanlara zorluk çıkarmayın. Ben artık her şeyi göze aldım. İnsanlara ek bir ödenek verin. Nasıl verirseniz verin” demek istenmiş. Bu insanların zorda olduğunun bilinip, onlara bir çözüm aramanın yolu. Vatandaşın zorda olduğu çok net ortada. Karınlarını doyuramıyorlar. Onlar karınlarını doyursunlar diye getirilen palyatif bir çözüm. Bin 200 lira yemek kartı değil de “Senin maaşın artı bin 200 lira” diye insanları kandırmanın ve insanlara hoş gözükmenin bir yolu. Yemek kartı verildiği zaman “yemek kartı” oluyor. Ama asgari ücret artı bin 200 lira dendiğinde insanlara cazip gelecek.
 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, temmuzdan itibaren çalışanlara ödenen yemek parasının vergi istisnasını 34 liradan 51 liraya çıkardıklarını dile getirdi.

Bu zaten rutin bir şey. Asgari ücret artışına bağlı olarak yapılan bir artış. Cumhurbaşkanı, özel bir artış yapmadı. Ankara genelinde hiçbir firmada 50 liraya bir öğün yemek yeme şansı kimsenin yok. Bir çorbanın bile 45-50 lira olduğunu biliyoruz. Bin 200 lira nakit vermek yerine 50 lirayı 100 lira yapsaydı daha mantıklıydı. İnsanlar daha rahat harcayabilirlerdi.
 

Enflasyonu artırıcı etkisi olacağını söylediniz. Bunu açıklar mısınız?

Bu bin 200 lirayı firma kartla veriyorsa kartla ya da nakit vermesinin enflasyon üzerinde herhangi bir etkisi yok. Ancak buna “doğal gaz, elektrik, su ödemesi yapın” gibi artı paralar eklendiği zaman bu enflasyonu artıracaktır. Dar gelirlinin eline bin lira geçiyorsa bin lirayı harcıyor. 2 bin lira geçerse 2 bin lirayı harcıyor. Ayda 5 bin 500 lira alan bir adama aylık bin 200 lira verirseniz bu para günlük harcamalara dönecektir. Günlük harcamalara dönmesi de hiçbir harcamanın yatırıma gitmemesi, tüketimin artması anlamına gelecektir. Bu da ister istemez enflasyon olarak bize geri dönecektir.

Yılmaz SEZER