Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan Vergi Usul Kanunu ve Gelir Vergisi Kanunu Genel Tebliğ taslakları kamuoyu ile paylaşıldı.

Ülkemizde nakit kullanımını azaltıp, bankacılık sistemini kullanma zorunluluğunun kapsamını genişletecek uygulamalar içeren bu düzenlemelerle; nihai tüketicilere yaptığı 7.000 TL üzeri alışverişlerinde bankacılık sistemini kullanma zorunluluğu getiriliyor. Bu kurala uyulmaz ise, nihai tüketiciler 5.000 TL ceza ödeyecekler (VUK Tebliğ taslağı). Gelir Vergisi Genel Tebliğ taslağı ile de kiracıların şu anda 500 TL üzeri kira ödemeleri bankacılık sisteminden geçiyor iken, rakam ayrımı kaldırılarak bütün kira ödemeleri bankacılık sisteminden geçirilmeye başlanacak. Bu zorunluluğa uyulmaz ise kiracılara 5.000 TL’den az olmamak üzere işleme konu tutarın %10’u nispetinde özel usulsüzlük cezası kesilecek.

Bütün bu düzenlemelerin 250 mükellefin şirketlerinin hesabı yerine farklı ibanlara (hesaplara) tahsilat kabul ederek, 1.5 milyar TL kazancın beyan dışı bırakıldığı ve bu mükelleflere 250 milyon TL ceza kesildiğinin açıklandığı döneme denk gelmesi de manidar. Bu firmaların lüks restoran zincirleri, pırlanta ve kuyum firmaları olması, fütursuzluğun zirve yaptığını gösteriyor.

Maliyenin yaptığı inceleme ve yaygın yoğun denetimlerde ortaya çıkan durumlar maalesef ülkemizin geldiği vahim durumu gösteriyor. İşyerine denetime gidiliyor, 2 kayıtlı pos cihazı ve 3 tane de o işletme ile ilgili olmayan pos cihazı bulunabiliyor. Restoranlar, e-ticaret platformları üzerinden satış yapmış, fiş, fatura yok!

Türk vergi sistemi “malı” takip ediyor, “parayı” takip etmek konusunda adım atmıyordu. Gelinen noktada, parayı takip etme ve nakit kullanımını azaltma konusunda harekete geçilmesi, ülkemiz açısından olumlu sonuçlar doğuracaktır.

Bugün sizlere, nakit kullanımının azaltılmasının fayda ve zararları ile dünyada en az nakit kullanılan ülkeleri kısaca özetlemeye çalışacağım.

CASHLESS EKONOMİ

Cashless, nakit para kullanılmayan bir düzeni ifade eder. Yani, bir ekonomide veya bir işlemde fiziksel para yerine dijital ödeme yöntemlerinin (kredi/banka kartları, mobil ödeme uygulamaları, kripto paralar, elektronik cüzdanlar vb.) kullanılması anlamına gelir. Cashless sistemlerin yaygınlaşması, kayıt dışılığın azalması, mali suçlarla mücadele, finansal sisteme daha çok kişinin dahil olması ve nakit taşıma, depolama, güvenlik ve işlem maliyetlerinin azalmasına neden olur. Bu olumlu yönler dışında, dijital erişim sorunları, gizlilik endişeleri, dijital dolandırıcılık riskleri, toplumların nakit kullanımına olan alışkanlıklarını değiştirmemekte direniş göstermeleri nedeniyle işlemlerde aksama yaşanabilir.

Dünya genelinde ülkelerin cashless (nakitsiz) ödeme kullanım oranları, ülkelerin teknolojik altyapıları, finansal sistemleri, kültürel alışkanlıkları ve hükümet politikalarına göre büyük farklılıklar göstermektedir. Ancak genel trend, nakitsiz ödeme sistemlerinin yaygınlaşmasıdır. Sizler için, bazı ülkelerin cashless oranları ve nakitsiz ödeme eğilimleri hakkında bazı bilgiler derledim.

İsveç:

İsveç, dünyanın en hızlı nakitsizleşen ülkelerinden biri olarak bilinir. 2023 yılı itibarıyla İsveç’te nakitsiz işlem oranı %90’ı aşmış durumdadır. İsveç Merkez Bankası’nın verilerine göre; İsveç’teki birçok işletme artık nakit kabul etmemekte, dijital ödeme yöntemleri (kredi kartları, mobil ödemeler gibi) tercih edilmektedir. Ülkede çoğu işletme nakit kabul etmemekte, toplu taşıma bile sadece dijital ödeme sistemleri ile çalışmaktadır. İsveç’in hedefi 2025 yılına kadar tamamen nakitsiz bir toplum haline gelmektir.

Çin:

Çin, mobil ödeme sistemlerinin en hızlı yayıldığı ülkelerden biridir. Özellikle WeChat Pay ve Alipay gibi uygulamalar milyonlarca kişi tarafından kullanılmaktadır. Kırsal kesimler hariç, büyük şehirlerde nakitsiz ödeme oranı %80’in üzerine çıkmıştır. Sokak satıcıları bile mobil ödeme kabul etmektedir. Çin’de nakit kullanımı giderek azalmasına rağmen, kırsal bölgelerde hâlâ yaygın nakit kullanımı var.

Almanya:

Almanya’da nakit kullanımı, diğer Avrupa ülkelerine göre daha yaygındır. Almanya, Avrupa’nın en büyük ekonomilerinden biri olmasına rağmen, halk arasında nakit kullanımına olan güven yüksektir. İşlemlerin yaklaşık %40’ı nakit ile yapılmaktadır. Ancak dijital ödemeler de yaygınlaşmaktadır.

Türkiye’de nakitsiz ekonomi yaratmanın önünde ciddi engeller var

Bankalararası Kart Merkezi (BKM) Haziran 2024 yılı verilerine göre, haziran itibarıyla Türkiye’de kredi kartı sayısı 124.1 milyon ve banka kartı sayısı 191.8 milyon oldu. Ön ödemeli kart sayısı da 96 milyon adede yükseldi.

Bu sayılara bakıldığında, nakitsiz ekonomi için geç kaldığımız dile getirilebilir. Ancak bu rakamlar yanıltıcı olabilir. Şöyle ki; Türkiye’de karşılıksız çek diye bir gerçek var, bankaların kara listesi var.

Bu yılın ocak-temmuz döneminde 784.000 kişi kredi kartlarını ödeyememiş. Bireysel kredi borcunu ödeyemediği için, takibe düşen kişi sayısı 642.000 kişi. Bu yıl adliye icralarına ilave gelen 6.495.798 yeni icra dosyaları ile birlikte toplam icra dosyası sayısı 22.740.355 oldu. Bu rakamlara vergi, SGK dosyaları ve e-hacizler dahil değil.

Nihai tüketiciler için nakit sınırını 7.000 TL gibi çok küçük bir rakam olarak belirlemek, yukarıda saydığım nedenlerden dolayı kaosa neden olabilir. Bu rakamı 30.000 TL olarak belirleyip, zaman içinde indirmek daha akılcı bir yöntem olacaktır.

Ayrıca nakitsiz ekonomi süreci cezalandırma tehdidi yerine, teşvik unsurları ile daha başarılı olacaktır. Kayıt dışı ekonominin kayıtlı ekonomi ile yarıştığı bir yapıyı bir günde düzeltmek mümkün değil.