Değerli okuyucularım bu hafta üç konu kamuoyunda çok tartışıldı.
 

Birincisi Maliye Bakanımız Berat Albayrak’ın görevden istifa etmesi.

İşin ilginç yanı Doların bir anda düşüşe geçmesi diğer yandan bu istifa sonucunda yabancı yatırımcıların sadece geçen hafta 1 milyar TL borsada alım yapması. Bu konuyu önümüzdeki hafta İstanbul’da piyasanın kodamanları ile konuşup yazacağım.
 

İkinci konu Türkiye’de eğitimin yozlaşmasıdır. İsterseniz birazcık bu konu üzerinde size bilgi vereyim, Türkiye Atatürk’ün kurduğu Köy Enstitüleri eğitim sistemi üretim üzerine kurulmuştur maalesef bu eğitim sistemi aşağıda anlatacağım sistemle son bulmuştur. Konuyla ilgili olarak ASTİM AYDIN OSB Genel Müdürü ile yaptığım söyleşimi sunacağım.
 

Üçüncü konu, kamu borçlarının yapılandırılması konusudur. Bu konu şu anda hepimizin konusudur bu konuyu İstanbul’da yaşayan Mali Müşavir, üstad, çok değerli dostum Sn. Selahattin İpek ile konuştum sizleri de bilgilendireceğim.


MESLEK OKULLARININ FABRİKALARIN BÜNYELERİNDE AÇILMASI HUSUSUNDA AYDIN ASTİM OSB GENEL MÜDÜRÜ İLE GÖRÜŞTÜM

Atatürk’ün göz bebeği 10 yılda çok büyük işler yaptık dediği 10. yıl nutku KÖY ENSTİTÜSÜ MEZUNLARIN çok büyük başarı öyküsüdür.
 

Değerli okuyucularım,

Hep merak ederdim, Türkiye eğitim sisteminde harf devrimi yapılmış Osmanlı’dan Devir alınan ülkemizde ATATÜRK kurmuş olduğu eğitim sistemiyle 1938 yılına kadar eğitim sisteminde kıyafette tarımda her şeyde muazzam bir başarı elde etmişti.

Atatürk’ün, 10 yılda çok büyük işler başardık ifadesi buradan gelmiştir.

Türk milliyetçiliği fikir sistemini yok etmeyi planlayan bir anlaşma olan ve ABD ile 27 Aralık 1947 tarihinde imzalanan 'FULBRİGHT' anlaşmasıdır.

Okumak isteyenler linkten indirebilir. Atatürk’ün yazdırdığı bu kitaplar aşağıdaki linkten indirebilirler. https://yadi.sk/d/POQlx2lZ50erOw
 

ABD İLE FULBRİGHT

 27 Aralık 1947 tarihinde imzalanan 'FULBRİGHT' anlaşmasıdır. Türk Milli Eğitim sistemi ÜRETİCİ MİLLİ DEĞERLERE BAĞLI EGİTİM SİSTEMİMİZ FULBRİGHTANLAŞMASI İLE TÜKETİCİ TOPLUM OLMASI İÇİN ABD TARAFINDAN SONA ERMİŞTİR.
 

FULBRİGHT REZALETİ ANLAŞMASI ÖZET NEDİR?
 

ATATÜRK’ÜN EĞİTİM SİSTEMİ ‘FULBRİGHT’ ABD ANLAŞMASIYLA SONA ERMİŞTİR.

BU ANLAŞMA İLE TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ ABD YE TESLİM EDİLMİŞ Türkiye’nin Alınan kararlarda uygulama hakkı kalkmıştır.
Okul kitaplarına ve ders kitaplarına Amerikan propagandasının etkinliğini artırmak için malzeme hazırlayacaklardır. VE ÖYLE DE OLMUŞTUR.

O günden 2007' ye kadar, milli eğitimimizi ve daha pek çok bakanlığımızı Amerikalı uzmanlar veya Amerika’da tahsil görmüş insanlar yönlendirmeye başlanmış.

Bu durun, 2020'de de böyledir ve fulbright commission adı altında Türk milli eğitimini biçimlendiren kurulun başında 2007'ye kadar Amerikan büyükelçisi oturmaktadır.
 

O YILLARDA, TÜRKİYE MALİ DURUMU ATATÜRK’TEN DEVRALDIĞI MİRAS,

Türkiye Devleti Şubat 1948'de 705 bin dolar olan döviz varlığını, Mayıs 1950'de eksi 12 milyon dolara;

1946'da 214 ton olan altın varlığını 1949 sonunda 123 tona indiren, ülkenin dağarcığında yeterince altın ve döviz bulunmasına karşın Amerika’dan borç alarak ülkeyi Amerikan güdümüne sokulmuştur.
 

Richard Podol, 1968 Amerikalı bakın ne diyor,

"20 yıldan beri Türkiye’de faaliyette bulunan yardım programı, bir zamandan beri meyvelerini vermeye başlamıştır.

Önemli mevkilerde Amerikan eğitimi görmüş bir Türk’ün bulunmadığı bir bakanlık ya da iktisadi devlet teşekkülü hemen hemen kalmamıştır."
 

Amerikalılar ile yapılan bu anlaşmalar ve Amerikalıların yönlendirildiği Köy Enstitüleri sonucunda şimdiki Milli Eğitim Bakanı geçen haftalarda Fabrikalarda Meslek liseleri açacağız fikri geç kalmış karardır. Sayın Bakan Ve sayın İktidar KÖY ENSTİTÜLERİNİ İHYA ETMELERİ BUGUN SANAYİDE KONUŞULMAKTADIR.
 

Bu konuyu ASYİM OSB Genel Müdürü Erdem Bilgili ile görüştüm.
 

Sayın Erdem, Milli Eğitim Bakanı Sn. Ziya Selçuk’un fabrikalarda meslek lisesi kuracağız fikrini nasıl buldunuz?

Ahmet ağabey, Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya SELÇUK’un meslek okullarının fabrikalar bünyesinde olabileceğine yönelik açıklamaları sanayi camiasını ziyadesiyle memnun etmiştir. Ancak bunun maliyeti vardır. Sanayinin ihtiyaç duyduğu nitelikli elemanı yetiştirmek için kurulan meslek liselerinin Milli Eğitim mevzuatına göre arsa ve okul binası hariç gerekli standartlardaki atölye ve makine ekipman yatırımları her açılacak alan ve dal için ortalama 4 milyon Türk Lirası miktarındadır. Ortalama 5 alan ve dal olarak açılacak Meslek Lisesinin sadece atölye ve makine ekipman yatırımı 20 milyon Türk Lirasıdır.

Okulun işletme aşamasında her ne kadar devletin öğrenci başına desteği bulunsa da bu bedeller yatırım amortismanından ziyade ancak işletme giderlerine yönelik katkı sağlamaktadır.

Özel sektörün yatırım bedelinin amortismanını sağlayabilmesi ancak ticaretin doğal akışı nedeniyle paralı okul olarak işletmesi ile sağlanabilir.

Özellikle sanayi tesislerinin ihtiyaç duyduğu meslekleri bünyesinde bulunduracak meslek liselerinin yatırım maliyetlerinin yüksekliği ve bu okullara ücret karşılığı kayıt yaptıracak öğrenci bulmada ki zorluklar özel Meslek Lisesi yatırımlarının gerçekleşmesini zorlaştırmaktadır.
 

Aydın sanayicisi bu fikre nasıl bakıyor?

Özellikle sanayi tesislerinin ihtiyaç duyduğu meslekleri bünyesinde bulunduracak meslek liselerinin yatırım maliyetlerinin yüksekliği ve bu okullara ücret karşılığı kayıt yaptıracak öğrenci bulmadaki zorluklar özel meslek lisesi yatırımlarının gerçekleşmesini zorlaştırmaktadır.

Fabrika bünyesinde açılacak meslek okulunda öğrencilerin eğitim – öğretim esnasında çalışma hayatına erken adapte olmalarını, eğitim materyalleri olarak sürekli güncellenen ve yeni teknolojiyi sürekli olarak takip eden ve yenilenen fabrikalar bünyesindeki makine ve ekipmanla eğitim görmelerini, öğrenciler ile işveren arasında mentörlük ilişkisinin kurulmasını sağlayacaktır.

KAMU BORÇLARININ YAPILANDIRILMASI İLE İLGİLİ MALİ MÜŞAVİR SN. SELAHATTİN İPEK İLE SÖYLEŞİM

Değerli okuyucuların Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bu çıkan karar hepimizi yakından ilgilendirmektedir. Bunun için yetkilisi olan Sayın Selahattin İpek Bey ile konuştum.
 

Selahattın Bey, bu kanunun halkımıza getirileri nelerdir açıklar mısınız?

Ahmet Bey, bilindiği üzere yeniden yapılandırma ile toplumun büyük bir kesimine hitap eden düzenlemeler 23 Ekim 2020 tarihinde kabul edildi.
 

Yaklaşık olarak 4 milyon kişiyi yakından ilgilendiren “Borç Yapılandırma Paketi,” vergi borç ve cezaları ile SGK prim borç ve cezalarının da yanında diğer bazı borç ve cezaları kapsamaktadır.

Yapılandırmanın parasal değeri yaklaşık 500 Milyar TL olup

Kamuoyu bu düzenlemeleri af gibi değerlendirmek sureti ile yanlış bir algıya kapılmaktadır.

Bu kesinlikle yanlış, doğrusu mükellef gruplarının Devlete olan borçlarının düzenlenerek taksitler halinde, alınmasından ibarettir.

Borç Yapılandırma Paketi esası itibari ile 31 Ağustos 2020 tarihini milat alarak, bu tarihten önceki kesinleşmiş borçlar yapılandırılacak olup, ihtilaflı olan alacaklar yapılandırılmayacaktır.

Kamuya borçları olan kimseler bu vesile ile yapılandırmadan yararlanmak istiyorsa 31 Aralık 2020 tarihine kadar (bu tarih dahil) başvurularını yapabilirler. Başvurusu kabul edilenlerin ilk taksit ödemeleri;

a) Hazine ve Maliye Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı (gümrük İdaresi), il özel idareleri, belediyeler ve YİKOB’lara ödenecek tutarlar için 2021 yılı Ocak ayında,

b) Sosyal Güvenlik Kurumu’na yapılacak ödemeler için 2021 yılı Şubat ayında başlayacaktır.

İlk taksit ödemelerinin, belirtilen ayların sonuna kadar yapılması zorunludur.
 

Unutulmaması gereken önemli bir konunun altını çizmek gerektiğine inanıyorum: Eğer borçlu peşin ödeme yapmak isterse hesaplanan Yİ-ÜFE tutarından da yüzde 90 indirim yapılacaktır.

Burada borçlu için ikinci şans daha var ki o da; ilk 2 taksit ödeme süresi içinde borcunu tamamen ödeyen borçlulara Yİ-ÜFE’de yüzde 50 oranında indirim yapılacaktır.

Borçlular yapılandırma kapsamında taksitle ödeme haklarını kullanırken, yapılandırma bozulmaması için ilk 2 taksiti süresinde mutlaka ödemeleri gerekiyor. İlk 2 taksiti ödedikten sonra bir takvim yılında 2 defa taksiti suresinde ödememe halinde kanunu ihlal etmemiş̧ olacaklar.

Ancak, bu ödenmeyen 2 taksit, seçtikleri tercihe göre, son taksiti izleyen ayda gecikme zammıyla birlikte ödenirse kanundan yararlanmaya devam edecekler.

Ahmet GÖZEN
Aydınpost