7782 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile kamu alacaklarında gecikme zammı oranı 14.11.2023 tarihinden itibaren aylık %2.5'ten %3.5‘e çıkartıldı. Böylece, vergi borcunu 1 yıl ödemeyenlerin gecikme zammı yükü %40 artışla, yıllık %30'dan %42‘ye yükseltilmiş oldu.

Vergi Usul Kanunu'nun 112/3'üncü maddesi uyarınca gecikme faizi ve yine aynı Kanun'un 371/5 maddesi uyarınca pişmanlık zammı oranı, gecikme zammı oranına atıfta bulunarak uygulandığından; gecikme faizi ve pişmanlık zammı oranı da 14.11.2023 tarihinden geçerli olmak üzere aylık %3.5 olarak uygulanmaya başlandı.

7 No.lu Tahsilat Genel Tebliği ile de 14 Kasım 2023'ten itibaren yapılacak başvurulara dayanılarak tecil edilecek (ertelenecek, taksitlendirilecek) kamu alacağına aylık %2 tecil faizi yerine, aylık %3 tecil faizi uygulanmaya başlandı. Böylece yıllık %24 olarak uygulanan yıllık tecil faizi oranı %50 artışla %36'ya çıkartıldı.

Bu düzenleme ile devlete olan borçların geciktirilmesinin maliyeti yükseltilirken, devletin fazla/yersiz tahsil ettiği için mükelleflere iade etmesi gereken tutarların iadesinde gecikilen süreler için yıllık sadece %9 faiz hesaplandığını hatırlatmak isterim.

Gecikme zammı oranının %2.5'tan %3.5'a çıkartılması, vadesinde ödenmeyen amme alacaklarının tahsilini hızlandırır mı? Bu soruya aşağıdaki tablodan hareketle birlikte yanıt bulalım.

KREDİ MUSLUKLARI KAPATILINCA, VERGİLER ÖDENMEYEREK KREDİ OLARAK KULLANILIYOR

Ülkemizde 90'lı yıllarda mevduat faizlerinin gecikme zammı oranının çok üzerinde olduğu dönemlerde; vergilerin ödenmeyerek, bankalarda mevduat olarak değerlendirildiğine şahit olmuştuk.

Bugün yine ödenmeyen ve dolayısıyla tahsil edilemeyen amme alacağı sorunu var. Bugünkü sorunun kaynağı bambaşka. Borçluluk oranı çok yüksek, öz kaynakları yetersiz ve %99.7'si Küçük ve Orta Boy İşletmelerden (KOBİ) oluşan bir ekonomik yapıda, Haziran 2023'ten itibaren krediye erişimin zorlaşması ve birlikte yükselen kredi faizleri; vergi mükelleflerinin özellikle yaptıkları gelir vergisi tevkifatlarını ve tahsil ettikleri ve kendilerinde emanet durması gereken Dahilde Alınan Katma Değer Vergisi tutarlarını ödememeleri sonucunu doğurdu.

Öyle ki; son 7 yılda 6 kez çıkartılan yapılandırma ve af içeren düzenlemeler kapsamında 31.10.2023 tarihi itibari ile yapılan toplam 338 milyar 229 milyon Türk Lirası tahsilata ve tahsilatı hızlandırma çalışmalarına rağmen, ödenmeyen gelir vergisi tevkifatı ve dahilde alınan katma değer vergisi tutarları, tahsil edilemeyen toplam tutarın neredeyse yarısı seviyesinde.

Tahsil edilemeyen toplam vergi gelirleri tutarı Eylül 2023 sonunda 857 milyar 429 milyon TL iken, Ekim 2023 sonu itibari ile 869 milyar 851 milyon TL'ye yükselmiş.

Tahsil edilemeyen gelir vergisi tevkifat tutarı Temmuz 2023 sonu itibari ile 85 milyar 544 milyon TL iken, Ekim 2023 sonu itibarıyla 93 milyar 191 milyon TL'ye yükselmiş. Dahilde alınan katma değer vergisi kalemi olarak tahsil edilemeyen tutar ise Ağustos 2023 sonu itibarıyla 303 milyar 477 milyon TL iken, Ekim 2023 sonu itibari ile 324 milyar 212 milyon TL'ye yükseldi.

Vergiyi geç ödemenin maliyetini yükseltmenin, vergi tahsilatını artırmaya etkisinin olmayacağını düşünüyorum. Borcunu ödemeyenler, seçimlerin yaklaştığının farkındalar ve Ocak 2024'ten Nisan 2024'e kadar devletin onlara dokunmayacağını biliyorlar. Ayrıca, iki yılda bir yapılandırma yasaları çıkartıldığını, gecikme zammı yerine çok düşük oranlarla yapılandırma olacağının da farkındalar.

Dolayısıyla sistem ektiğini biçiyor. Sıfır maliyetli vergiyi tahsil edemeyince, 2 yıl vadeli devlet tahvili için bileşik %42.18 faiz ödüyoruz.