Sanayi Sektörü, yüksek enflasyon ve yüksek faizden en çok etkilenecek sektörlerin başında gelmektedir. Her şeyden önce yüksek enflasyona alışkın olmayan sistem net maliyetini ve kar oranını  enflasyondan arındırıp tespit etmek konusunda zorluk çekecektir.

Yakın zamanda yaşadığımız genel seçimlerin ardından, ekonomide yaşanılan gelişmeler açıklanan ve  alınan  kararlar, kur ve faizin yönünün yukarıya doğru olduğunu çok net bir şekilde ortaya koymuş bulunmaktadır. Kur ve faiz artışının dışarıdan bir müdahale olmaksızın  dengeye gelene kadar yükselmesi beklenilmektedir. Ancak yakın zamanda yerel seçimlerin olması bu beklentileri olumsuz olarak etkilemekte ve tam anlamda serbest olmayacağı yönünde bir izlenim uyandırmaktadır. Her hal ve takdirde yükselecek olan faiz nedeniyle bir süre fiyatlar genel seviyesi ( enflasyon ) yüksek seyredecektir. Yani önümüzdeki birkaç yıl ülkemiz yüksek faiz ve yüksek enflasyon ile birlikte yaşayacaktır. Asgari ücretteki artış ile birlikte emekli maaşlarında yapılan artışlarda enflasyon sarmalının başladığının ve devam edeceğinin bize göre en büyük göstergesidir. 

Sanayi Sektörü, yüksek enflasyon ve yüksek faizden en çok etkilenecek sektörlerin başında gelmektedir. Her şeyden önce yüksek enflasyona alışkın olmayan sistem net maliyetini ve kar oranını  enflasyondan arındırıp tespit etmek konusunda zorluk çekecektir. Kaldı ki,  yaşadığımız süreçte bile bu durum çok rahat  gözlenmektedir. Ekonominin canlanması ve büyüme amacıyla uygulanan düşük faiz politikası  zaten enflasyonu artırmış durumdadır. Bu durumda bile sektör bir hareketlilik yaşamakta ancak bereketliliğini tam olarak tahlil edememektedir. Bunun en büyük nedeni ise enflasyon muhasebesinin olmayışı nedeniyle mali tabloların tam olarak gerçek durumu yansıtmaması ve yerine koyma maliyetinin bilinememesi yer almaktadır. Gelinen bu noktada faizlerin yüksek olması ise, bu dönem yeni yatırımların ve  kapasite artışlarının yapılamayacağı anlamına gelmektedir.

Bütün bunlarda göstermektedir ki sektör bu zaman içerisinde istemeyerekte olsa farklı bir süreç yaşayacak ve alışkanlıklarından vazgeçmek zorunda kalacaktır. Çünkü yeni düzene ayak uyduramayan, planlama yapamayan işletmeler ister istemez doğal seleksiyona tabi olacaklardır. Bu dönem maliyetlerini kontrol edebilen hatta hatta maliyetlerini yeniden gözden geçirerek düşürebilen firmaların dönemi olacaktır. Bunun için tüm firmaların üretim ve maliyet reçetelerini gözden geçirmeleri ve tasarruf tedbirlerini uygulamaları yerinde olacaktır. Türkiye de sanayinin,  (Tübitak verilerine göre) teknolojik ortalamasının 2,5 olduğu bilinmektedir. Bu durum  üretimim yeterli teknolojik donanım ile yapılmadığının ve dolaylı olarakta maliyetlerin yüksek seyrettiğinin bir göstergesidir. Ülkemizde sanayi sektörünün  endüstri 4.0 ı geçmek için hala uzun bir yolu olduğu görülmektedir. Endüstri 4.0 dan önce hala  dijitalleşme aşamasına (3.0)  bile geçmediğimiz  gözönüne alınacak olursa verimliliği ve dolayısıyla karlılığı  artırmanın  en kolay yolunun üretim teknolojisini geliştirmek, artırmak  olduğu görülecektir. Hele de bu konuda yapılacak yatırımların asgari 3-4 yıl içinde kendisini amorti ettiği düşünülecek olursa, dikkate alınması gereken bir fırsat olduğu daha net anlaşılacaktır.

Şimdi haklı olarak diyeceksiniz ki hem tasarruf et hem maliyeti düşür, üretim teknolojisini yükselt, kredi faizleri yüksek kredi  de kullanma! 

Eeeeee ülkemizde şirketlerde Özkaynak kullanım oranı da  belli peki  bu iş nasıl olacak ?

Yukarıda yaptığımız durum tespiti ile birlikte, ülkemizde birkaç yıl yüksek faiz ve yüksek enflasyonun olacağı varsayımının  kabulü ile birlikte, sektörde varolmanın sırrının maliyetleri aşağı çekmek olduğunu bunun ise en kolay ve en doğru  yolunun teknolojik ilerleme ile mümkün olacağının altını çizerek,  bu işin nasıl yapılacağını gelin birlikte tartışalım. Çünkü teknolojik ilerleme ( dijitalleşme ve/ veya endüstri 4.0 ) kaydetmezsek   dünya ile entegre olmak  ve diğer ülkeler ile rekabet etme şansımız bulunmamaktadır. 

Yüksek enflasyon ve yüksek faiz ile birlikte beklenilen ekonomik durgunluk dönemi aslında  işletmeler için farklı bir deneyim olacağı kadar kendisini toparlaması eksikliklerini gidermesi ve gerekli değişiklikleri yapması için büyük bir fırsat olabilir.

Tabi şimdi diyeceksinizki hepsi tamam ama eksikliklerin giderilmesi, sistemin gözden geçirilmesi teknolojik yatırımların yapılması için kaynak gerekli, kaynak bu dönem hem çok maliyetli hemde  kıt olacak nerden bulacağız. Haklısınız! Ama bizim size önerimiz bu dönem kaynak yaratmak için , firmaların  halka arz edilmesidir Kendisine ait bir hikayesi olan tüm üretim işletmelerinin halka arzı çok kolay olmaktadır. Tabiki gereken kurumsallaşma çalışmalarının yapılması şartıyla. İşte size sıfır faizli bir kaynak, bu kaynağı  işletmelerimizi modernleştirmek için kullandığımız zaman yeni bir başlangıç yapmak ve işletmelerde teknolojik gelişleri sağlamak mümkün olacaktır. Dolayısıyla hem kaynak yaratmanın hemde teknolojik gelişmenin ve sonucunda maliyeti düşürmenin yolu Halka arzlardan geçiyor demek yanlış olmayacaktır.

YMM Yılmaz SEZER