14 Kasım 2023 tarih ve 7782 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile gecikme zammı oranı 14.11.2023’den itibaren aylık %2,5’dan %3,5’a, yani yıllık %30’dan %42’ye çıkartıldı. 30.12.2019-20.07.2022 arasında, aylık %1,6’, yıllık %19,2’ydi. Gecikme zammı, vadesinde ödenmeyen vergi (/kamu) borcuna vade bitiminden itibaren hesaplanır. Bir de, gecikme faizi var.
Bu ise, tahakkukun, başka bir deyişle vergi alacağının “ödenmesi gereken safhaya gelmesi”nin geciktirilmesi nedeniyle alınır. Normal vade tarihinden tahakkukun gerçekleştiği tarihe kadar geçen süre için işler.
Verginizin tahakkuk etmesini geciktirirseniz gecikme faizi, tahakkuk etmiş verginizi vadesinde ödemezseniz gecikme zammı ödersiniz. İkisinin de oranı aynıdır. Ancak aralarında bir hesaplama farklılığı var: gecikme faizinde ay küsuru dikkate alınmazken, gecikme zammında alınır. Başka bir deyişle, ay kesiri günlük hesaplanır.
Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) göre (E.1988/7, E.1988/9, E.1988/16), faizin temel mantığı, parayı nakit olarak elinde bulunduran kimsenin hem "bugünkü" ihtiyaçlarını karşılayıp hem de piyasanın "yarına dönük" imkanlarından yararlanmasına karşılık, elindeki parayı başkasına veren veya kendine belli tarihte ödenmesi gereken bir miktar para olduğu halde bu parayı ödenmeyen kimsenin bu imkanlardan yararlanamaması nedeniyle yaşadığı kaybı (/fedakarlığı) karşılamaktır.
AYM (E.1988/7, E.1988/9, E.1988/16, E.1992/29), gecikme faizi ile gecikme zammını; (i) enflasyon nedeniyle paranın satın alma gücündeki kaybı karşılama aracı, (ii) zamanında ödenmeyen verginin mükellef tarafından kullanılması karşılığı, (iii) – verginin zamanında tahsil edilmemesi nedeniyle- kamu hizmetinin borçlanma yoluyla sunulmasından kaynaklanan maliyet artışını ile devlet cari harcamaları ile yatırımlarda meydana gelen aksamalara bağlı ekonomik dengesizlikleri tazmin aracı olarak nitelendirmiştir.
Görüşümce, gecikme faizi ve zammı aynı zamanda; (i) mükellef arasında eşitliği (/ verginin mali güce göre alınmasını) sağlama ile -buna bağlı olarak- (ii) haksız rekabeti önleme aracıdır. TÜİK verilerine göre 2022’de yıllık TÜFE %64,27, 2023 Ekim itibariyle %61,36’dır.
Merkez Bankası 2023 TÜFE beklentisi %65’dir. Son yirmi yılda Türkiye’de enflasyonun en düşük olduğu oran %6,3’dür. Basit bir örnekle: (A)’nın ve (B)’nin 2021 yılı kurumlar vergisi (KV) matrahı 4.000.000 TL ve tarh edilen KV 1.000.000 TL olsun. (A) borcunu vadesinde (05.05.2022) öderken, (B) ancak haciz yoluyla takip sonrasında 31.10.2023’de ödesin.
Enflasyon dikkate alındığında, AYM kararlarına göre de (B)’den 18 aylık gecikme nedeniyle en az 2.000.000 TL KV alınması gerekir ki, (B) (A) ile eşit miktarda KV ödemiş olsun. Buna karşılık, mevcut düzenlemeler gereği toplam %41,96 gecikme zammı oranı ile, 1.419.684 TL alınacaktır.
Bu, mali gücü eşit vergi mükelleflerinin eşit olmayan şekilde vergilendirilmesine yol açtığı için (maddi) eşitlik ilkesine aykırıdır. Bu şekilde, dürüst davranan (A), vergisini zamanında ödemeyen (B)’den daha fazla vergilendirildiği gibi rekabet açısından da geri düşürülmekte, başka bir deyişle mükellefler arasında vergi yoluyla haksız rekabet yaratılmaktadır. (B), bu gizli affıyla daha az vergi ödediği gibi, 1.000.000 TL’yi 05.05.2022’de dövize yatırsa, ardından KKMH’ye geçmiş olsa, sonra da KKHM’den çıkıp mevduat hesabı açtırsa, kendisinden 31.10.2023’de alınan vergiyi çıkarmış ve hatta üstüne kar elde etmiş olmaktadır.
Dürüst olmayan mükellefler bakımından düşük gecikme faizi ve gecikme zammı, vergi ödememe teşviklerinden sadece biri. Daha bunun “uzlaşma”, “ceza indirimi”, “uzlaşmaya davet”, “kanun yolundan vazgeçme” gibi kurumsal olarak doğru kabul edilebilecek ancak içeriği sulandırılmış başka araçları var.
Hele bir de biraz dişini sıkıp artık “geleneksel”leşen “vergi yapılandırması”nı beklerse, hepsinden %9 gibi bir yıllık faizle çıkması işten değil. Görüldüğü üzere, Türkiye’de vergi sistemi, beyana dayalı vergi mükelleflerini vergi ödemeye değil, ödememeye teşvik etmektedir. Mevcut kurallar, hem dürüst vergi mükelleflerine hem de stopaj yoluyla vergilendirilen geniş kitlelere karşı büyük bir adaletsizliktir.