Ülkemizde, Vergi Usul Kanunu’nun 5. maddesine 4369 sayılı Kanun ile 29/7/1998 tarihinde eklenen hükümle; belli bir tutarın üzerinde vergi borcu olduğu halde ödemeyenler ilan ediliyor.
Kamuoyunda “vergi yüzsüzleri“ olarak adlandırılan listenin ilan edilmesi; devlete borcu olduğu halde ödemeyen kişi ve kurumları ifşa ederek, utanacak yüzü olanların borcunu ödemesini sağlamaktı. En son, borcun vadesi 2018 yılı içinde dolan vergi yüzsüzleri listesi açıklanmıştı. Vergi yüzsüzleri listesi neden açıklanmıyor diye yazdık, çizdik ve nihayet 6 yıl sonra liste açıklandı.
VERGİ ALACAĞININ % 88.8’İNİ TAHSİL EDEMEYEN BAŞKA BİR ÜLKE VAR MI?
Borçlu mükellefler, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın internet sitesinde iki liste halinde duyuruldu. İlk listede 01/06/2023 ile 31/05/2024 tarihleri arasında ikmalen, resen veya idarece yapılan tarhiyatlar nedeniyle kesinleşen vergi ve cezaları yer alırken; ikinci listede ise vadesi geçtiği halde ödenmemiş vergi ve cezaları kamuoyuyla paylaşıldı.
Kesinleşen tarhiyatlar (I-A) listesinde; 419’u gerçek kişi ve 2.045’i tüzel kişi olmak üzere toplam 2.464 mükellef yer aldı. Kesinleşen vergi ve cezaların toplamı 53.1 milyar TL olmakla birlikte; 299 faal mükellefin toplam borcu 6.3 milyar TL iken, 2.165 terk mükellefin toplam borcu 46.7 milyar TL olarak açıklandı.
Şimşek, ilk liste ile ilgili olarak, ”Bu listede yer alan mükelleflerin çoğu gerçek bir faaliyeti olmadığı halde sahte belge düzenleme, vergi kaçırma gibi amaçlarla kurulmuş işletmeler. Listede yer alan 2.464 mükelleften 1.752’si bu türden. Bunlar hakkında yapılan ve kesinleşen vergi ve ceza tutarı 42.9 milyar lira ve bu tutar ilan edilen toplam tutarın %81.1’ine tekabül ediyor. Bu tutarın tahsil kabiliyeti de yok. Bu tür işletmeler genellikle hiçbir malı bulunmayanlar adına açılıyor, amaca ulaşıldıktan sonra ortadan kayboluyor” ifadelerini kullandı.
“Vergi yüzsüzleri” olarak tanımlanan ve vadesi 31.12.2023 olduğu halde 30.09.2024 tarihine kadar ödenmeyen 5 milyon TL’yi aşan vergi ve ceza borcu bulunan mükellef listesi (I-B) ile ilgili olarak Bakan Şimşek; “Bu listedeki mükellef sayısı 36.806’dır. Bunların 7.948’i gerçek, 28.858’i tüzel kişi. Bu mükelleflerin 4.807’si faal ve toplam mükellef sayısının %13.1’ini oluşturuyor. Terk mükellef sayısı ise 31.999. Bu mükelleflerin vadesi geçtiği halde ödenmemiş vergi ve cezalarının toplamı 914.9 milyar lirayı buluyor. Faal mükelleflerin toplam borç tutarı 113.8 milyar lira, toplam borç içindeki oranı da %12.4. Terk mükelleflerin borç tutarı ise 801.1 milyar liradır. Bakın, vergi borçlusu olarak açıklayacağımız 36.806 mükellefin 30.696’sının borcunun tahsil kabiliyeti yok. Vadesi geçtiği halde ödenmemiş vergi ve cezaların toplamı 914.9 milyar lira ancak tahsil kabiliyeti olmayan alacak tutarı da 812.8 milyar lira. Bu alacakların %88.8’inin tahsilat imkanı bulunmuyor. Bunlar çok uzun yıllara dayanan borçlar” şeklinde açıklama yapıyor. Bakan Şimşek ayrıca alacakların neden tahsil edilemediğini; “Bu mükelleflerin ya da kanuni temsilcilerinin mal varlığı bulunmuyor. Haklarında tüm yasal işlemler yapılmış ancak alacaklar tahsil edilemiyor” şeklinde açıklıyor.
Devletin kasasına girmesi gereken 860 milyar TL kimlerin cebine girdi?
Yazılarımda; Maliye’nin hiçbir surette tahsil edemeyeceği vadesi geçmiş alacağını 450 milyar TL olarak tahmin ettiğimi okumuştunuz. Tahminimin iki katı rakamın açıklanması, 35 yıllık maliyeci olarak beni bile dehşete düşürdü. Düşünün; alacaklarının %88.8’ini tahsil edemeyen bir şirket ayakta kalabilir mi? Basiretli tüccar davranışı gösterilmediği için o şirket yöneticileri “hileli iflas” davasından ve mahkumiyetten kurtulabilir mi?
Açıklanan borcunu ödemeyen mükellef listesinde, on yıl önce 2014 yılında açıklanan listede yer alanlar da tam kadro yer alıyor. Tahsilat zaman aşımı 5 yıl ama bir şekilde bu alacaklar canlı tutulmuş. Nedeni belli, vergi alacağını zaman aşımına uğratmak cezai ve mali sorumluluk getiriyor. Amme alacaklarının tahsil usulü ile ilgili 6183 sayılı Kanun yetersiz ise kanunu değiştirebilirdiniz, değiştirmediniz. Vergi müfettişleri eksik inceleme yaptı ise müdahale edebilirdiniz, yapmadınız. Bugün itibari ile her 5 TL verginin 1 TL’sini faize ödüyoruz. Neden? Çok düşük maliyetli vergiyi tahsil edemiyor, birilerinin örgütlü bir şekilde vergileri ceplerine atmalarına seyirci kalıyorsunuz. Gerek vadesi geçmiş gerekse kesinleşmiş tahakkuklar nedeniyle Maliye’nin tahsil edemediği için umudu kestiği alacak tutarı tam 860 milyar TL. Bu rakamın 2020 yılının tamamında tahsil ettiğiniz 833 milyar TL’den daha büyük olması, organize vergi vurgununun boyutunu ortaya koyuyor. Böyle büyük bir vurgunun paravan kişi ve şirketler kullanılsa bile; devletin Gümrük, EPDK, Maliye ve diğer kurumlarının göz yumması ya da siyasetçiler ile birlikte organize edilmeden yapılması mümkün değil. Kimse millete masal anlatmasın.
Liste her şeyi anlatıyor:
- Listede yer alan akaryakıt dağıtım şirketleri ve demir çelik şirketleri, büyük inşaat ve madencilik şirketlerine sahte fatura düzenleyerek onların Katma Değer Vergisi, Özel Tüketim ve Kurumlar Vergisi ödememelerini sağladılar.
- Deniz taşıtlarına sıfır ÖTV uygulamasını istismar ederek, olmayan gemilere sahte evraklarla yakıt vermiş gibi yapıp bu yakıtları iç piyasada ÖTV’li satıp vergiyi cebe indirenler de bu listede.
- Sigara şirketleri, yurda kaçak sigara sokarak ÖTV, KDV, bandrol ve Kurumlar Vergisi gelirlerini yok ettiler.
- Yüksek ÖTV oranının uygulandığı ithal otomobil piyasasında yer alan paravan şirketler, araçları çift faturalar ile kullanılmış araç haline getirerek ÖTV, KDV ve Kurumlar Vergisi’ni cebe indirdiler.
Bu kadar yüksek rakamların döndüğü piyasada, gerçek patronları herkes biliyor iken siz bulamadınız öyle mi?
Ne güzel düzen! Vergi oranlarını yüksek tut, organize ol, devletin kasasına girmesi gereken vergiyi iç et. Sonra ücretlinin, tüketicinin tepesine bin, kredi kartı limitinden fon almaya kalk...
Bu tablo karşısında; vergi dairelerini kapatarak, tasarrufu buradan başlatmanın zamanı gelmiş ve geçiyor.