Ancak son günlerde siyasi alandaki gelişmeler çerçevesinde, “umut hakkı” diye yola çıkılırsa bunun bir genel affa dönüşmesi, böylesi bir genel affın kapsamına mali konuların da dahil edilmesi olasılığının göz ardı edilemeyeceğini düşünüyoruz. Bütün bunlara rağmen tavsiyemiz, affa güvenerek hesap yapılmaması yönünde olacaktır.
Af dışında gündemdeki soruları da yanıtlamaya çalıştım.
1 50 milyon altı ciro yapanlar enflasyon düzeltmesi kapsamı dışına çıkarılır mı?
Geçici vergideki ertelemenin yıl sonunda da olacağı gibi bir beklenti var. Şu an bununla ilgili bir gösterge yok. Bizim beklentimiz de olmayacağı yönünde lakin, gerek af beklentileri gerekse erteleme konularında her zaman bir olasılık payı vermek lazım.
2 Yeni vergiler var mı?
Savunma sanayi fonu için kesintiler; bir kısım malların satışına MTV, ÖTV; bir kısım beyanlara dönük ek Damga Vergisi; bir kısım Noter ve Tapu işlemlerinde yeni harçlar getiren torba Kanun taslağı çekildi.
Ancak yeni yılda yeni vergi taslakları önümüze gelmeye devam edecek gibi duruyor.
3 Yatırım dönemi için (enflasyon düzeltmesi nedeniyle oluşan gelirlere) vergi ertelemesi getirildi
Yatırım döneminde, yapılmakta olan yatırımların değerlemesinden kaynaklanan gelirler (enflasyon düzeltmesi nedeniyle oluşan karlar)yatırımın bitirildiği döneme kadar bir fon hesabında bekletilecek, sonrasında(yatırımın aktifleştirildiği yıl ve izleyen dört yıl toplamda) 5 yıl içinde peyderpey gelir olarak matrahta dikkate alınacak.
Beklediği süre içinde yeniden değerlemeye de tabi tutulacak.
Yatırım durdurulur, vazgeçilir, satılır, bu fon tutarı başka bir hesaba nakledilirse ertelenen vergileme o hesap döneminde yapılacaktır.
Tasfiye halindeki işletmeler ve iflas sürecinde olan şirketler ile KİT ler enflasyon düzeltmesi kapsamı dışına çıkarıldı.
4 Hazine ve Maliye Bakanı uyardı!
Geçici vergi beyanlarının incelenmesi neticesinde, suni ve veya usulsüz işlem ve kayıtlarla
-Bilanço aktifindeki varlıkların enflasyon düzeltmesi nedeniyle matrahı artırıcı etki yarattığını gören bir kısım mükelleflerin, geçici vergi-kurumlar vergisi matrahlarını düşürebilmek için, “gerçek”te bir satış olmamasına rağmen, aktiflerini satılmış gibi göstererek(taşıt, arsa, binaları bilanço dışına çıkararak) boşaltıldığı,
-Resmi olmayan sermaye artış kayıtları yapıldığını tespit ettiklerini,
bu mükelleflerin önce izaha davet edilecekleri, akabinde izahları yeterli olmayanların incelemeye sevk edilecekleri uyarısı yapıldı.
Bu değerlendirmeler geçici vergi beyanı veren mükellefler nezdinde yapılan çalışmalardan hareketle yapıldı ise, sene sonunda,2023 ciroları 50 milyonun altında kaldığı için geçici vergi dönemlerinde enflasyon düzeltmesi yapmaları ertelenen 1,5 milyon mükellefin beyanları alındığında gerçek tablo ortaya çıkabilecek gibi görünmektedir.
Anladığımız kadarıyla mükellefler, çok basit bir ifadeyle, “Enflasyon düzeltmesinin büyük-sermayesi güçlü şirketler lehine, sermayesi zayıf, borçlu şirketler aleyhine bir durum oluşturduğu, adeta kendilerinin tuzağa düşürüldükleri, kazancı ve mali gücü daha fazla olanlar daha az vergi öderken, mali gücü zayıf, kazancı az olanlardan daha fazla vergi alınmaya kalkıldığı,” hissi ile tepki geliştirmekteler.
Mükellefler bir yandan incelenirken, bu konudaki düzenlemenin mantığı, neden adaletsiz olmadığı, mali güce uygun olduğu, bu yöntemin amaca uygun elverişli olduğu konusunda ikna çalışmaları da yapılmalıdır.
5 Vergi kaybı sadece verginin peşine düşülerek önlenemez
Israrla vurguladığımız gibi, bu konuda Devletin ciddi tasarruf önlemleri aldığı, uyguladığı gösterilmelidir. Bir vatandaş olarak ben görmediğimi ifade etmek isterim.
Yolsuzlukla, kara para ile, suçla mücadele; cezasızlık, dokunulamayanların olduğu algısı; adalet, güvenlik, eğitim, sağlık sistemine güven konularında kararlı ve hissedilir, gözle görülür adımlar atılmadıkça; topyekün Devletin kendisine bir çeki düzen vermesi sağlanmadıkça, şeffaflık, hesap verilebilirlik ilkeleri ile hareket edilmedikçe vergi konusunda da mucize beklenemez.