27.10.2024 tarihli basına yansıyan haberlerde, TESK Başkanı Bendevi Palandöken tarafından, esnafın birikmiş vergi, SGK, trafik vb. kamuya ait borçlarını yeniden, yapılandırılması yani taksitlendirilmesi gerektiği, dillendirilmiştir.
Buna göre, Sayın Palandöken tarafından: “Bir taraftan artan iş yeri kiraları, stopaj, akaryakıta ve enerji kalemlerine gelen zamlar, işçi giderleri vs. derken esnafımız sattığı ürünün yerine yenisini koyamıyor. Esnafın düzlüğe çıkabilmesi için daha önce oluğu gibi vergi, trafik, SGK prim borçları gibi devlete olan borçlarda kapsamlı ve uzun vadeli bir yapılandırma şart. En son çıkarılan 7440 sayılı Yapılandırma Kanunu ile 2023 yılı sonuna kadar 156 milyar TL tahsil edilmiştir. Yeni bir yapılandırma ile hem devlet bütçesine gelir sağlanır hem de vatandaşımız ve esnafımız rahat bir nefes alır” dedi.
Özetle, çıkarılan yapılandırmalar aslında bir vergi affı mahiyeti taşımamaktadır. Çünkü, yapılandırma durumunda vergi aslın da herhangi bir indirim veya af söz konusu değildir. Sadece, anapara üzerine, binmiş gecikme zamlarının silinerek yerine, tercih edilecek vadeye uygun ilave kat sayıları eklenerek, borç ileriye doğru yeniden yapılandırılmış olacaktır.
Esasen, vergi ve SGK borç yapılandırmalarında, uygulamada ortaya çıkan yapısal sorunlar bulunmaktadır. Bu sorunları, kısaca aşağıda maddeler halinde özetlemek olanaklıdır.
1) Tecil ve taksitlendirmelerde, ilgili mevzuat gereği teminatsız, tecil ve taksitlendirme limiti yeniden günün koşullarına, göre arttırılmalıdır. Mevcut limit, hali hazırda 50.000 TL olup, bu limit örneğin, 500.000 TL’ ye yükseltilmelidir. (6183 sayılı yasa Md. 48)
2) Öte yandan, banka hesaplarına uygulanan e-haciz ile ilgili idare tarafından en az, e-haciz koymama limiti getirilmelidir. Örneğin, 50.000 TL’ nin altında ki borçlar için, kesinlikle haciz uygulanmamalıdır. Mükelleflerin, banka hesaplarına tatbik edilen, e-hacizler dolayısıyla mükelleflerin kredi itibarı zedelenmektedir. Ayrıca, önceden borçlu mükelleflerin, banka hesaplarına konulan e-haciz dolayısıyla bu paralar uzunca bir süre banka tarafından bloke edilmektedir. Bu paraların acilen, bankalar tarafından vergi dairelerine, yollanması gerekmektedir.
3) Bir diğer konu, vergi dairesinden alacaklı olan, pek çok mükellef örneğin, avukat, mali müşavir, mimar vb. serbest meslek erbabı açısında, vergi dairesinden tevkifat alacakları mevcuttur. Bu gibi mükellefler açısında, vergi dairesinden alacakları bulunması nedeniyle, borçlu gösterilerek bu mükelleflerin banka hesaplarına e-haciz tatbik edilmemelidir.
4) Kamuya iş yapan, pek çok müteahhit veya tedarikçi açısında, vergi borcu nedeniyle, bunlar hakkında ihaleye katılamadıkları için, borcu yoktur alma belge limiti günün koşullarına göre artırılmalıdır.
5) Vergi ve SGK borçlarında, idareler tarafından taşkın haciz yapılmaktadır. Bir mükellefin çok cüzi borcu için birden çok menkul ve gayrimenkul mallarına haciz konulmaktadır. Bu nedenle, taşkın haczin önlenmesi için, borca yetecek kadar, tek bir menkul ve gayrimenkul üzerine haciz konulmalıdır. Örneğin, 100.000 TL vergi borcu için, bir mükellefin 10 adet araçlarının tümüne birden, haciz konulmaması gerekmektedir.
6) Yakalamalı araç hacizleri, açısından araç üzerinde zaten vergi borcu nedeniyle, haciz şerhi mevcuttur. Mükellefin, münhasıran nakliye işi yapmış olması nedeniyle, borçtan dolayı haciz baki kalarak, yakalama şerhi kaldırılmalıdır. Bağlı olarak, banka hesaplarında e-hacizlerin de, kaldırılması gerekir. Çünkü, amme borçlusunun geçim kaynağı nakliyecilik olduğundan dolayı, söz konusu aracın üzerinde yakalama şerhi bulunduğu takdirde, iş yapması ve faaliyetini sürdürmesi olanaksız hale gelecektir.
7) Son olarak, vergi dairesinden alacağı bulunan mükellefler nezdinde, hiçbir şekilde e-haciz, araç yakalama haczi, gayrimenkul haczi tatbik edilmemelidir.