Türkiye, Ekim 2021'de önce Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu tarafından dünya çapında 330 üst düzey politikacı ve kamu görevlisinin yanı sıra çok sayıda suçlunun offhore şirketler ve hesaplar ile bağlantılı olduğunu ortaya çıkarması ve burada adı geçen Türk şirketleri ile ilgili konuları tartıştı. Bu tartışmalar sürerken aynı ay içinde Türkiye, Birleşmiş Milletler Mali Eylem Görev Grubu tarafından “gri listeye” alındı. Konu, Türkiye'nin gri listeye alınmasından sonra Türk şirketlerinin uluslararası havaleler ile ilgili bir ayı bulan gecikmeler yaşamaları dışında gündemden kalktı.

Bugün sizlere; Avrupa Polis Teşkilatı Europol'ün, Pandora Papers araştırmasının bulguları ışığında uluslararası yasa dışı finans ağlarıyla ilgili hazırladığı yeni rapor çerçevesinde konunun ulaştığı son durumu açıklamaya çalışacağım.
 

OFFSHORE SİSTEMİNDE 7.5 TRİLYON EURO VAR

Avrupa Polis Teşkilatı Europol'ün, Pandora Papers sızıntılarına ilişkin bir perspektif ortaya koyduğu “Gölge Para: Uluslararası Yasa Dışı Finansal Ağlar” adlı rapora göre; AB'yi etkileyen kara para aklama faaliyetlerinin ölçeği ve karmaşıklığı sızıntılardan önce hafife alınmıştı.

Yayımlanan raporda, küresel olarak offshore sisteminde tutulan toplam servet miktarının 7.5 trilyon Euro olduğu tahmini yer aldı. Bu rakam, küresel GSYİH'nin %10'undan fazlasına denk gelirken, yine rapora göre AB'nin offshore sistemine giden toplam servetteki payı 1.5 trilyon Euro'yu buluyor.

Uzmanlara göre, offshore sistemi ülkeleri daha da yoksullaştırıyor. Çünkü yüksek gelirli vatandaşlar ‘vergiden kaçınmak' için bu sistemi kullanırken, halk sağlığı veya kamusal eğitim sisteminin kalitesini artırmak için kullanılabilecek vergi geliri, offshore hesaplarda kayboluyor. Raporda, uluslararası vergi kaçakçılığının bir sonucu olarak 2016 yılında AB'nin kaybettiği tahmini vergi gelirinin 46 milyar Euro olduğu belirtiliyor.
 

KAMU İHALESİ ALIP VERGİDEN KAÇINANLAR

Pandora Papers, Türkiye'de ise bir yandan büyük kamu ihalelerini alıp vergi indirimi ve teşviklerden yararlanırken, diğer yandan gelirlerini vergi cennetlerine aktaran şirketler olduğunu ortaya koydu. İş dünyasının, yerli sermaye vurgusunun öne çıktığı Ak Parti döneminde uygulanan vergi teşvik politikalarına rağmen, offshore hizmetlerine ilgisi dikkat çekti.

Europol'ün direktörü Catherine De Bolle, Pandora Papers sızıntılarının istihbaratlarını güncellemek ve beslemek için bir kaynak olduğunu vurguluyor. ICIJ üyesi Knack'ten Kristof Clerix'e konuşan De Bolle, “Europol, Pandora Papers'a vergi açısından değil, organize ağır suçlarla mücadele açısından bakıyor” diyor.

Vergiden kaçınma çoğu ülkede yasal olsa da kara para aklama ciddi bir suç. Rapor, AB'de faaliyet gösteren suç şebekelerinin %80'inden fazlasının suç faaliyetleri için “yasal iş yapıları” kullandığını gösteriyor.

De Bolle, “Her üç vakanın ikisinde kara para aklama, yasal ekonomiye doğrudan yatırım yoluyla oldukça basit bir şekilde gerçekleşir. Otelleri, restoranları, gayrimenkulleri, altını, lüks eşyaları veya sanat eserlerini düşünün. Ancak, üç kara para aklama operasyonundan biri oldukça karmaşıktır. İşte tam burada, offshore şirketlerin ortaya çıktığını görüyoruz. Suç örgütleri, kara paralarını aklamak için offshore uzmanlarıyla beraber çalışıyorlar” ifadelerini kullanıyor.

Vergi kaygılarının ötesinde, offshore şirketler organize suçları içeren kara para aklama planlarında kilit bir rol oynuyor ve genellikle fonların gerçek kaynağını gizlemek için kullanılıyor.

Vergi ödemelerinden kaçınmak, varlıkları başkalarından gizlemek ve kendilerine uygulanan uluslararası yaptırımları atlatmak gibi intifa hakkı sahiplerinin çeşitli nedenleri var.

Suç ağlarının %80'inden fazlasının AB'nin yasal iş yapılarında aktif olduğu, tüm suç ağlarının yarısının kendi yasal iş yapılarını kurduğu veya yüksek düzeyde işletmelere sızdığı tahmin ediliyor.

AB ve üye devletlerinin mali suçların yayılmasını önleme çabalarına rağmen, hala büyük miktarda paraya erişimleri var. Europol, suç varlıklarının %98'inden fazlasının kurtarılmadığını tahmin ediyor.

Bütün dünya olayın ciddiyetinin farkına varıp, mücadelenin dozunu artırırken, biz hâlâ Kanun gereği (Kurumlar Vergisi Kanunu madde 30/7) yayımlanması gereken ve 17 yıldır yayımlanmayan vergi cenneti ülkeler listesini bekliyoruz. Bekleyişimiz çok uzun sürecek gibi…

Sözcü | Nedim TÜRKMEN