Gelir İdaresi Başkanlığı, Sayın Cumhurbaşkanı tarafından açıklanan koronavirüs salgınına ilişkin ekonomik kararlardan kendisini ilgilendiren muhtasar ve katma değer vergisi beyannamelerinin ertelenmesine ilişkin olarak aşağıdaki açıklamaları yapmıştır. Korona virüs salgınından doğrudan etkilenen mükelleflerin nisan, mayıs ve Haziran aylarında ödemeleri gereken muhtasar (ücret, kira, serbest meslek kazancı dâhil olmak üzere muhtasar beyanname ile beyan edilen tüm tevkifatlar) ve katma değer vergilerinin (katma değer vergisi ve katma değer vergisi tevkifatına ilişkin olanlar) ödemelerinin 6 ay ertelenmesine ilişkin olarak gerekli çalışmaların yapıldığını ifade etmiştir. Bu kapsamda bahse konu ödemeleri 6 ay süre ile ertelenecek mükelleflerin faaliyet alanları ana hatları ile aşağıdaki şekilde belirlenmiştir.
MÜCBİR SEBEP HALİNDEN FAYDALANACAK MÜKELLEF GRUPLARI…
1. Perakende Ticaret ve Alış Veriş Merkezleri: Market, büfe, bakkal, şarküteri, manav, dondurmacı, tuhafiye, kasap, inşaat malzemeleri satışı, küçük ev eşyaları ile beyaz eşya satışı, mobilya satışı, ev tekstili, kitap ve kırtasiye, gazete ve dergi, ayakkabı ve giyim eşyası perakende satışı, oyuncakçı, tıbbi ve ortopedik ürünler, eczane, kuyumcu, çiçekçi, pazarcılar, balıkçılar, pastane ve fırınlar, kişisel bakım ve kozmetik ürünlerinin satışı vb. her türlü ürünün perakende olarak satışına yönelik faaliyetler ile alışveriş merkezleri ve buralarda perakende satış faaliyetinde bulunanlar.
2. Demir Çelik ve Metal Sanayii
3. Otomotiv
4. Lojistik-Ulaşım
5. Sinema ve Tiyatro Faaliyetleri
6. Konaklama
7. Yiyecek ve İçecek Hizmetleri
8. Tekstil ve Konfeksiyon Faaliyetleri
9. Etkinlik ve Organizasyon
DOĞRUDAN ETKİLENENLER EKSİK, DOLAYLI ETKİLENENLER NE YAPACAK?
Maliye Bakanlığınca mücbir sebep halinde kabul edilerek, Muhtasar ve Katma Değer Vergisi ödemeleri 6 ay ertelenecek mükellef grupları belirlenirken çok ciddi hatalar yapıldığı ve listenin eksik belirlendiği çok net görülmektedir. Şöyle ki; listede eczanelerin mücbir sebep halinde sayılmasının gerekçesini anlamak mümkün olmadığı gibi, perakende ticaret yapan işletmeleri kapsama alıp, toptan ticaretin mücbir sebepten etkilenmediği sonucuna varmak hangi ticari aklın ürünüdür? Listede diş kliniklerinin, kuaför, berber, güzellik salonlarının, spor işletmelerinin yer almamış olması da çok ciddi bir eksikliktir.
Mücbir sebep halinden doğrudan etkilendiğine karar verdiğiniz sektörlere hizmet veren, iş güvenliği şirketleri, mali müşavirler, teknik ve idari danışmanlık şirketleri bu sektörlerden hiç tahsilat yapamayacaklarına göre, bu iş kolları için de mücbir sebep hali oluşmayacak mıdır?
Hangi sektörün koronavirüs'den ne kadar etkilendiğini tespit etmek için belirli bir sürenin geçmiş olması, cirolarına, işten çıkardığı işçi sayılarına bakmamız gerekecektir. Biz bunlara bakıncaya kadar da, iş işten geçmiş olacaktır. Bu yüzden bütün mükellefleri vergisel ödevlerin yerine getirilmesi açısından mücbir sebep halinde kabul edip ona göre bir yol haritası belirlemekte sayısız fayda vardır.
Küçümsemek sonumuz olur
Keşke, salgınının ekonomik etkilerinden işletmeleri muhtasar ve katma değer vergisi ödemelerini 6 ay erteleyerek kurtarabilsek. Şuanda dünyada bu virüs nedeniyle yaşanan ekonomik çöküşü ortadan kaldırmak için devletler milyar dolarlık çok büyük paketler açıklayıp, vatandaşlarına her türlü güvenceyi verdiği bir ortamda, biz hala sorunun büyüklüğünü kavrayamadık.
İşletmelerin emanetçi olduğu katma değer vergisinde ödemelerin ertelenmesi, katma değer vergisi kadar işletmelere kredi kullandırmak anlamına gelir. Bu çok yanlış bir yoldur. Yapılması gereken; Mart, nisan, mayıs ve haziran aylarına ilişkin olarak çalıştırılan işçilerle ilgili gelir vergisi tevkifatı alınmaması, sigorta primlerinin de devlet tarafından karşılanması ve hiçbir çalışanın işten çıkartılmamasını sağlamak olmalıdır. Bu önlemler de yeterli olmayacaktır. İşletmelere uzun vadeli kredi paketleri hazırlanarak nakit problemi çözülmelidir. Türkiye, çok büyük bir ülkedir. Hiç kimse para yok diyemez. İstenildiğinde her zaman yaratılabilen kaynak, böyle bir zamanda bulunamıyor ise, niyet sorgulaması yapmak en doğal hakkımızdır.
İşsiz sayısının 20 milyonu bulacağı bir ülkede, sokağa çıkmayı bırakın, evinizde rahat oturabileceğinizi düşünüyorsanız, düşünmeyin derim, mümkün olmayacaktır.