Artık, Yüklenilip İndirilen KDV Değil, Hurda Satış Bedelinin % 18’i Olarak Hesaplanan Tutar Düzeltilecek.
Maliye Bakanlığı, son dönemde sorumlu vergicilik anlayışıyla mükellef lehine getirdiği uygulamalarına bir yenisini daha ekledi. Mükelleflerin haklı serzenişlere neden olan bir konuyu daha tamamen olmasa da büyük ölçüde çözüme kavuşturdu.

Peki, Sorun Neydi?

KDV Kanununun

- 17/4-g maddesinde; metal, plastik, lastik, kauçuk, kağıt, cam hurda ve atıklarının tesliminin KDV’den istisna olduğu,

- 30/a maddesinde ise, vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna edilmiş (Kanunun 32. Maddesinde sayılan istisnalar hariç) malların teslimi ve hizmet ifası ile ilgili alış belgelerinde veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan KDV’nin indirim konusu yapılamayacağı

hükme bağlanmıştır.

KDV Kanununun 17/4-g maddesinde düzenlenen söz konusu istisna, KDV indirimi tanınan kısmi istisnalar kapsamına girmediğinden, çeşitli nedenlerle hurdaya ayrılıp aynen veya parçalara ayrılarak hurda olarak satılan ATİK’lerin alımında yüklenilip indirilen KDV’lerin KDV beyannamesi üzerinde “İlave Edilecek KDV” satırında gösterilerek hesaplanan KDV’ye ilave edilmek suretiyle düzeltilmesi, bu şekilde düzeltilen KDV’nin ise, gelir ve kurumlar vergisi yönünden gider olarak dikkate alınması gerekmekteydi. Yüklenilen KDV’nin henüz indirilemediği durumlarda ise, Maliye Bakanlığı bu KDV’lerin indirilmemesini, indirim hesabından çıkarılarak, yine doğrudan gider olarak dikkate alınmasını istiyordu. Yıllardan bu yana süre gelen uygulama bu şekildeydi.

Ancak, yapılması istenilen bu düzeltme işleminde bir zaman aralığı bulunmadığından, çok uzun yıllar önce satın alınan ATİK’lerde sorunlara neden oluyor, bazı durumlarda yüklenilip indirilen KDV’nin tespit edilmesi çok zor, hatta imkansız olabiliyordu. Bu durum ise, mükellefleri ve dolayısıyla meslek mensuplarını çok sıkıntıya sokuyordu.

Maliye Bakanlığı, Bu Konuda Mükellefler Lehine Görüş ve Uygulama Değişikliğine Gitti

Maliye Bakanlığı, yıllardan bu yana süre gelen bu yanlış uygulamayı belirli ölçüde mükellef lehine çözümledi. Yeni uygulamayı ise, Tebliğ veya Sirküler ile değil, verdiği bir özelge ile yaptı.

Bu konuda Maliye Bakanlığı tarafından verilen 23.02.2016 tarihli ve 84974990-130(17-2014-36)-7612 sayılı Özelgede;

“Özelge talep formu ve dilekçenin tetkikinde; sabit kıymetlerin bir taraftan sabit bedelleri ile aktif hesaplarda, bir taraftan da maliyetlerde yer alan bedelleriyle birikmiş amortisman hesaplarında yer aldığı ve bedellerinin bilançoda sıfır net bedel olarak yer aldığı belirtilerek, bedelleriyle amortisman süresi geçmiş ve artık işe yaramaz ve kullanılamaz hurda haline gelmiş olan söz konusu sabit kıymetlerin (parçalanıp hurda demir olarak satışa sunulan makine, mastar, kalıp, elektronik atık, telefon cihazı, kablo, ölçüm cihazı vb.) KDV’den istisna olarak satılması halinde, bu teslim nedeniyle yüklenilen KDV’nin indirim veya iadesinin mümkün olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

(…)

Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, söz konusu amortismana tabi iktisadi kıymetlerin aynen veya onarılmak suretiyle üretim amaçlarına uygun olarak, kullanılamayacak durumda olmaları halinde, bunların teslimi KDV Kanununun 17/4-g maddesi uyarınca KDV’den müstesna olacaktır. Kısmi istisna kapsamına giren bu işlem dolayısıyla yüklenilen vergilerinde prensip olarak, işlemin yapıldığı dönemde indirim hesaplarından çıkarılması gerekmektedir. Ancak, iktisadi kıymet hurda haline gelinceye kadar indirim hakkı tanınan işlemlerde kullanılmış olduğundan, yüklenilen vergilerin tamamı değil, hurda olarak satış bedelinin % 18’ine isabet eden kısmı indirim hesaplarından çıkarılacaktır.

Buna göre, iktisadi kıymetin hurda olarak satılması halinde hurda satış bedelinin genel vergi oranı ile çarpılması suretiyle bulunacak miktarın, satışın yapıldığı dönem beyannamesinin “Tevkifat Uygulanmayan İşlemler”, “İlave Edilecek KDV” satırında beyan edilerek indirim hesaplarından çıkarılması ve aynı tutarın gelir/kurumlar vergisi uygulamasında gider hesaplarına alınması gerekmektedir.”

Buna göre, hurda olarak satılan ATİK’ler için, artık geçmişe gidilerek bunlar için yüklenilen KDV’nin tespit edilmesi gerekmemekte,  hurda satış bedelinin genel vergi oranı (% 18) ile çarpılması suretiyle bulunacak miktarın, satışın yapıldığı dönem beyannamesinin “Daha Önce İndirim Konusu Yapılan KDV’nin İlavesi” satırında beyan edilerek indirim hesaplarından çıkarılması ve aynı tutarın gelir/kurumlar vergisi uygulamasında gider hesaplarına alınması gerekmektedir. KDV Genel Uygulama Tebliğinin (I/C-2.1.3.3.3.2) bölümünde, "Hurda" kavramının; her türlü metal, plastik, lastik, kauçuk, kâğıt ve cam hurdasını, bunların hurda halindeki karışımlarını, aynen veya onarılmak suretiyle üretim amaçlarına uygun olarak kullanılamayacak haldeki metal, plastik, lastik, kauçuk, kâğıt ve cam karakterli her türlü ham, yarı mamul ile mamul maddeyi ifade ettiği belirtilmiştir.

Örneğin, 2008 yılında 1 Milyon TL. + 180 Bin TL. KDV ödenerek satın alınan bir makinenin 2017 yılı Nisan ayında hurdaya ayrıldığını ve 50 Bin TL. bedelle hurda olarak satıldığını varsayalım.

Değişiklikten önceki uygulamaya göre, makinenin alımı sırasında yüklenilip indirilen 180 Bin TL. KDV’nin, hurda olarak satışının yapıldığı Nisan ayı KDV beyannamesinin “Daha Önce İndirim Konusu Yapılan KDV’nin İlavesi” satırında beyan edilerek indirim hesaplarından çıkarılması ve aynı tutarın gelir/kurumlar vergisi uygulamasında gider hesaplarına alınması gerekmekteydi.

Yeni uygulamaya göre ise, 180 Bin TL.nin değil, (50 Bin TL. x % 18=) 9 Bin TL.nin2017 yılı Nisan ayı KDV beyannamesinin “Daha Önce İndirim Konusu Yapılan KDV’nin İlavesi” satırında beyan edilerek indirim hesaplarından çıkarılması ve aynı tutarın gelir/kurumlar vergisi uygulamasında gider hesaplarına alınması gerekmektedir.

Yeni uygulamanın önceki uygulamaya göre örnekteki mükellefe sağladığı avantaj, vakit kaybı vb.nin ötesinde (180 Bin TL. – 9 Bin TL.=) 171 Bin TL.dir.

Yeni Uygulamanın Değerlendirilmesi ve Kişisel Görüşümüz

Her zaman ATİK ile normal alınıp satılan mal arasında bir fark olması gerektiğini düşünen ve buna inanan birisi olarak  Maliye Bakanlığı’nın verdiği söz konusu özelge ile, yıllardır süre gelen yanlış bir uygulamayı düzeltmesini olumlu ve doğru buluyoruz. Yukarıdaki örnekte yer alan tutarlara bakıldığında, mükellef 180 Bin TL. yerine sadece 9 Bin TL. KDV‘yi düzeltecek, 171 Bin TL.yi ise düzeltmeyecektir. Bu son derece önemli bir değişikliktir. Burada aksayan tek nokta, hurda bedeli üzerinden hesaplanacak olan düzeltilecek KDV tutarının, genel oranda (% 18) hesaplanmasıdır. Bize göre, ATİK’in tabi olduğu oranda hesaplansa daha iyi olurdu.

Kişisel görüşümüze göre, indirim hakkı tanınan işlemlerde kullanılan, işletmede mal ve hizmet üretiminden ticaretine kadar tüm aşamalarda yaratılan katma değere katkıda bulunan ATİK’lerin zayi olduğu veya hurda olarak satıldığı durumlarda, hiç KDV düzeltmesi yapılmamalı, zayi olma veya hurda olarak satılma tarihinde henüz indirilemeyen KDV’lerin bulunduğu durumlarda ise sadece bu KDV’lerin indirimine izin verilmemelidir.

Sonuç olarak; yapılan bu uygulama değişikliği, işletmelerde artık kullanılması mümkün olmayan ATİK’lerin bilançolarda takibini ve gereksiz bir şekilde yer kaplamasını önleyecek nitelikte olup, son derece doğru ve yerindedir.

Saygılarımla.

                                                                                                         
Abdullah TOLU 

Yeminli Mali Müşavir
[email protected]