Sosyal Güvenlik Kurumu 2023 Yılı Sayıştay Düzenlilik Denetim Raporu, Sayıştay’ın internet sitesinde yayımlandı.
Bu raporda çok önemli konulara ilişkin bulgular yer alıyor. Bugün sizlere; bu raporda yer alan, seçim öncesi ve sonrasında tartışmalara neden olan belediyelerin SGK’ya olan borçları için taşınmaz verilip verilmeyeceği tartışmasını bitiren 4. bulguyu yorumlamak istiyorum.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun geçici 41’inci maddesi (31.12.2028 tarihine kadar uygulanacaktır) ile birlikte, özelleştirme kapsamına alınan kuruluşlar dahil 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine tabi iktisadi devlet teşekkülleri ve kamu iktisadi kuruluşları ile bunların müesseseleri, bağlı ortaklıkları ve iştirakleri, 4389 sayılı mülga Bankalar Kanunu’na tabi faaliyeti devam eden kamu bankaları, büyükşehir belediyeleri, belediyeler, il özel idareleri ve bunlara ait tüzel kişilerin veya bunlara bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşların, Sosyal Güvenlik Kurumu’na ait olan ve Kuruma bağlı tahsil dairelerince 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen borçları ile kira ve ecrimisil borçlarına karşılık, mülkiyeti bu idarelere ait ve üzerinde herhangi bir takyidat bulunmayan taşınmazlardan Kurum tarafından uygun görülenler Kurumun görevlendireceği üç temsilci ile taşınmazın bulunduğu yerdeki defterdarlık tarafından görevlendirilecek iki temsilciden oluşan komisyon tarafından ve gerektiğinde bilirkişi mütalaası alınmak suretiyle takdir edilecek değeri üzerinden, borçlu kurumun da uygun görüşü alınarak Kurum bütçesinin gelir ve gider hesaplarıyla ilişkilendirilmeksizin Kurumca alınmaktadır.
Bu uygulama borcunu ödemede çok zor duruma düştüğü Sosyal Güvenlik Kurumu’na bağlı denetim elemanlarının inceleme raporu ile tespit edilen ve Kuruma bağlı tahsil dairelerinde 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen borcu ile kira ve ecrimisil borcu bulunan diğer mükelleflerin (tüzel kişiliği bulunanların ortaklarına ait olanlar dahil) taşınmazları için de uygulanıyor.
ALINAN TAŞINMAZLARIN 1/3’Ü SATILMIŞ AMA BU ALIŞ BEDELLERİNE
GÖRE %8 DEMEK!
Sayıştay raporunda; 5510 sayılı Kanun’un geçici 41’inci maddesi kapsamında, 2023 yılı sonuna kadar toplam 1.636 taşınmaz alındığı tespit edilmiş. Bu kapsamda alınan taşınmazlar içinde hizmet gereği için alınanlar bulunsa da çoğu taşınmaz satılmak amacıyla prim borcuna karşılık olarak nakit elde etmek amacıyla alınmıştır. Söz konusu taşınmazların alış bedeli ise toplam 3.250.046.914,60 TL olarak belirlenmiş ve buna karşılık Kurum alacakları terkin edilmiştir. Kurumun geçici 41’inci madde kapsamında satmak amacıyla aldığı taşınmazların sayısı yıllar itibarıyla giderek artmasına rağmen satışı gerçekleştirilen taşınmaz sayısı aynı şekilde artmamıştır. 2012 yılından sonra bu madde kapsamında satış amacıyla alınan taşınmazların neredeyse üçte birinin satışı gerçekleştirilmekle birlikte taşınmazların alım bedelleri itibarıyla değerlendirildiğinde, alınan taşınmazların %8’i satılabilmiştir. Kurum taşınmazlarının elektronik ortamda satışına ilişkin gerekli mevzuat düzenlemesi yapılmasına rağmen 2023 yılı sonu itibarıyla satış sürecini uzatan bazı problemlerle karşılaşıldığı tespit edilmiştir.
Sayıştay, 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen borçlar ile kişi ve ecrimisil borçlarına karşılık satış amacıyla alınacak taşınmazlarda satış kabiliyeti yüksek olan taşınmazların tercih edilmesinin ve taşınmazların fiziki veya elektronik ortamda satışlarının hızlandırılmasının geçici 41’inci maddenin amacına daha uygun olacağı şeklinde değerlendirme yapmıştır.
BORCA KARŞILIK ALINAN TAŞINMAZLAR, HANGİ BELEDİYELERDEN VE HANGİ BEDELLE ALINMIŞ?
Seçimden önce başlatılan ve seçimden sonra iyice alevlenen belediyeler ve belediye şirketlerinin SGK’ya olan 96 milyar TL borcunun kapatılması, daha önce de söylediğim gibi kolay görünüyor. Hiçbir sorunu olmayan taşınmazı kuruma verip, borcu ödüyorsunuz. İktidar sözcüleri, taşınmaz ile borç ödemesini muhalif belediyeler için yapmak zorunda olmadıklarını açıklamışlardı. Yukarıda yer verdiğim Sayıştay Raporu; 2012 yılından bu yana bu işlemin yapıldığını ancak paraya çevirme işleminin parasal karşılığının %8’de kaldığını tespit ederek, fiziki ve elektronik ortamda satışların neden yapılmadığını sorguluyor.
Aslında borca karşılık taşınmaz alınan belediyeler, iktidarın yönettiği belediyeler ve alınan taşınmazların (cami, park, pazar yeri gibi yerler) nakde çevrilme yeteneği yok. Düşünün 3.2 milyar TL’lik taşınmazı borca karşılık almışsınız ama sadece 256 milyon TL’lik nakite dönüşüm gerçekleşmiş. Hal böyle iken, “muhalefet belediyeleri sigorta prim borçlarını ödemiyor o yüzden emekliye zam yapamıyoruz” deniliyor.
Breh breh, pişkinliğin bu kadarına pes...