I-GİRİŞ:

7186 Sayılı "Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun" 19 Temmuz 2019 tarih ve 30836 (I. Mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. Kanun bazı düzenlemelere yer vermektedir:

  • Yeni bir yurtiçi-yurtdışı varlık barışı uygulaması,
  • Tahsil imkanı kalmaması nedeniyle kayıttan düşülen kredilerin değersiz alacak olarak matrahtan düşülmesi,
  • Faktoring şirketleri tarafından ayırılan özel karşılık tutarının değersiz alacak olarak dikkate alınabilmesi,
  • Finansal yeniden yapılandırma düzenlemesinde vergi istisnaları
  • Elektrik motorlu otomotiv üretilmesi/tercih edilmesinin vergisel yönden desteklenmesi,
  • Yurt dışı çıkış harcının 50-TL ye artırılması.

Bahsi geçen Kanunun 17. Maddesiyle, 5411 sayılı Kanuna Geçici 32. Madde ilave edilerek banka veya diğer finansal kurumlara borçlu olanların dahil oldukları risk grubundaki diğer borçlularla bir bütün olarak veya kısmen borçlarını yeniden yapılandırmaya imkan tanınmaktadır. Bu çalışma kapsamında finansal yeniden yapılandırma anlaşmalarının detaylarını ele alacağız.

II-FİNANSAL YENİDEN YAPILANDIRMA ANLAŞMALARI

  1. Kapsamı Nedir?

Türkiye’de faaliyette bulunan,

  • Bankalar,
  • Finansal Kiralama Şirketleri,
  • Faktoring Şirketleri Ve,
  • Finansman Şirketleri İle,
  • Bu Maddede Tanımlanan Diğer Finansal Kuruluşlarla

kredi ilişkisinde bulunan ve Kurum tarafından çıkarılan yönetmeliğe göre hazırlanan Çerçeve Anlaşmalarda (Kurumca çıkarılan yönetmelik uyarınca Birlik tarafından hazırlanan ve alacaklı kuruluşlarca imzalanan Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve Anlaşmalarında) belirlenen borçlular, bu kuruluşlar tarafından kullandırılmış olan kredilere ilişkin olarak alınacak tedbirlerle, geri ödeme yükümlülüklerini yerine getirebilmelerine ve istihdama katkıda bulunmaya devam etmelerine imkân verilmesini sağlamak amacıyla, dahil oldukları risk grubundaki diğer borçlularla bir bütün olarak veya kısmen şartlar sağlandığı ölçüde yeniden yapılandırmaya tabi tutulabilir.

Anlaşılacağı üzere, Türkiye’de yerleşik finansal kurumlardan kredi mahiyeti arz eden borçlar için Kurum tarafından hazırlanacak Yönetmelik çerçevesinde Çerçeve Anlaşmalar ile belirlenen borçlular yeniden yapılandırma sınıfına dahil olup, anlaşma yoluna gidebilecektir.

Bu madde uyarınca yapılacak finansal yeniden yapılandırmalara ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılan yönetmelik hükümleri çerçevesinde hazırlanan Çerçeve Anlaşmalar ile belirlenecektir.

Bu madde hükümleri bu maddenin yayımı tarihinden itibaren iki yıl süreyle uygulanacaktır. Yani, iki yıllık süre içinde bahsi geçen alacaklı kurumlar ile anlaşma yoluna gidilebilmesi gerekmektedir. Fakat, bu süreyi iki yıl daha uzatmaya Cumhurbaşkanı yetkilidir.

  1. Kapsama Girebilmek İçin Aranan Özel Şartlar:

Finansal yeniden yapılandırma kapsamına alınacak borçluların mali durumlarının tespit edilmesi ve bu kapsamda borçlarının yeniden yapılandırılması sonucunda borçlarını geri ödeme kabiliyeti kazanacağına kanaat getirilmesi şarttır. Borçlarını geri ödeme kabiliyeti kazanamayacağına kanaat getirilen borçlular finansal yeniden yapılandırma kapsamına alınmayacaktır. Dolayısıyla, borçluların borçlarını geri ödeme kabiliyeti Anlaşma için en önemli özel şartlardan bir tanesidir. Buna karşın, bu hususun nasıl tespit edileceği ise açık ve net değildir.  

Finansal yeniden yapılandırma kapsamına alınacak borçluların mali durumunun tespiti ve finansal yeniden yapılandırmanın uygulanabilirliğine ilişkin değerlendirme; bağımsız denetim kuruluşlarına, Çerçeve Anlaşmaları kapsamında belirlenecek yeterli bilgi ve uzmanlığa sahip kuruluşlara veya borçlu tarafından kabul edilmesi hâlinde alacaklı kuruluşlara yaptırılır.

Ayrıca, kredilerin teminatlarının ya da alacaklı kuruluşlar tarafından iştirak olarak edinilecek borçluların varlık ve yükümlülüklerinin gerçeğe uygun değerine ilişkin değerleme, taraflardan birinin talep etmesi durumunda, Sermaye Piyasası Kurulunca değerleme yapmaya yetkilendirilmiş kuruluşlar tarafından yapılır. 6362 sayılı Kanuna göre kurulan yatırım fonları için sermaye piyasası mevzuatında yer alan değerlemeye ilişkin düzenlemeler saklıdır.

  1. Anlaşmalar Kapsamında Alınacak Tedbirler Nelerdir?

Finansal yeniden yapılandırmalarda; kredilerin vadelerini uzatmak, kredileri yenilemek, 6361 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi hükümleri saklı kalmak kaydıyla ilave kredi vermek, anapara, faiz, temerrüt faizi, gecikme cezaları ve kâr payları ile kredi ilişkisinden doğan diğer her türlü alacağı indirmek veya bunlardan kısmen veya tamamen vazgeçmek, teminat azaltmak, anapara, faiz veya kâr payı alacaklarını; kısmen veya tamamen iştirake çevirmek, özel amaçlı şirketler ile 6362 sayılı Kanuna göre kurulan yatırım fonlarına aynî, nakdî  ya da tahsil şartına bağlı bir bedel karşılığı devir veya temlik etmek, borçlu ya da üçüncü kişilere ait aynî değerler karşılığında kısmen veya tamamen tasfiye etmek, satmak, bilanço dışına çıkarmak, diğer alacaklı kuruluşlar ve alacaklılarla birlikte hareket ederek protokoller yapmak gibi gerekli görülen tedbirler alınır.

 Finansal kiralama sözleşmelerine konu mallar için 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 307 nci maddesi hükümleri ise kıyasen uygulanacaktır.
 

  1. Anlaşma Ve Sözleşmelerin Vergisel Durumu:

Yapılan Çerçeve Anlaşmaları ve bu Anlaşmalar kapsamında düzenlenen Sözleşmelerde belirlenen esaslar uyarınca;

a) Yapılacak işlemler cezaevi harcı ve 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununa göre alınan harçlardan (yargı harcı dahil) ve düzenlenecek kâğıtlar (Çerçeve Anlaşmaları ve Sözleşmeler dahil) 1/7/1964 tarihli ve 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa göre alınan damga vergisinden,

b) Alacaklı kuruluşlar tarafından her ne nam altında olursa olsun tahsil edilecek tutarlar 13/7/1956 tarihli ve 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu gereği ödenecek banka ve sigorta muameleleri vergisinden,

c) Kullandırılan ve kullandırılacak krediler kaynak kullanımını destekleme fonundan,

müstesnadır.

Bu fıkrada yer alan istisnalar, alacaklı kuruluşların Çerçeve Anlaşmaları ve bu Anlaşmalar kapsamında düzenlenen Sözleşmeler kapsamındaki işlemleri dolayısıyla doğrudan veya dolaylı edindikleri varlıkları ve teminatlarıalacaklı kuruluşların kendi aralarında veya borçluya devri hariç, elden çıkardıkları hâllerde uygulanmayacaktır.

Dolayısıyla, bu kurumların cezalı tarhiyat ile karşılaşmamaları adına bu kapsamda temin ettikleri varlıkları ve her türlü teminatı diğer alacaklı kurumlar ile borçlu haricinde 3. Kişilere devrinde bu istisnaları dikkate almayacaklardır.
 

  1. Kurumlar Vergisi İstisnalarının Uygulanma Şekli:

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu (KVK)’nun 5/1f maddesine göre bankalara, finansal kiralama ya da finansman şirketlerine borçları nedeniyle kanunî takibe alınmış veya Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna borçlu durumda olan kurumlar ile bunların kefillerinin ve ipotek verenlerin sahip oldukları taşınmazlar, iştirak hisseleri, kurucu senetleri ve intifa senetleri ile rüçhan haklarının, bu borçlara karşılık bankalara, finansal kiralama ya da finansman şirketlerine veya bu Fona devrinden sağlanan hasılatın bu borçların tasfiyesinde kullanılan kısmına isabet eden kazançların tamamı ile bankaların finansal kiralama ya da finansman şirketlerinin bu şekilde elde ettikleri söz konusu kıymetlerden taşınmazların (6361 sayılı Kanun kapsamında yapılan finansal kiralama işlemlerinde kiracının temerrüdü sebebiyle kanuni takipteki finansal kiralama alacakları karşılığında tarafların karşılıklı mutabakatıyla kiralayanın her türlü tasarruf hakkını devraldığı finansal kiralama konusu taşınmazlar dâhil) satışından doğan kazançların %50'lik, diğerlerinin satışından doğan kazançların %75'lik kısmı kurumlar vergisinden istisnadır.

Kanuna göre ise 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan istisna hükmü, kanuni takibe alınma şartı aranmaksızın alacaklı kuruluşlara ilgili varlıklarını Çerçeve Anlaşmaları ve düzenlenen Sözleşmeler kapsamında devreden kurumlar ile bu suretle ilgili varlıkları devralan söz konusu alacaklı kuruluşların bu varlıkları satışından doğan kazançları hakkında da uygulanacaktır.

Buna göre, borçlu kuruluşlar tarafından Çerçeve Anlaşma ve Sözleşme kapsamında alacaklı kuruluşlara devredilen taşınmazlar, iştirak hisseleri, kurucu senetleri ve intifa senetleri ile rüçhan haklarının devrinde istisna şartları arasında yer alan “kanuni takibe geçme” şartı aranmaksızın istisna hükümleri aynen uygulanacaktır.

Aynı şekilde alacaklı kuruluşlar olan bankalar, 21/11/2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanununun 3 üncü maddesinde geçen şirketler, borçlulara doğrudan kredi kullandırmış olan yurt dışında kurulu bankalar ve finansal kuruluşlar, Türkiye’ye doğrudan yatırım yapan çok taraflı bankalar ve kuruluşlar, alacak tahsiline yönelik olarak bu alacaklılar tarafından kurulacak özel amaçlı şirketler ile aynı amaçla 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa göre kurulan yatırım fonları tarafından bu kapsamda elde edilen taşınmazlar ile diğer kıymetlerin satışında da kanuni takip yoluyla elde edilme şartı istisna için aranmayacaktır. İstisna için kanunda sayılan diğer şartlar ise aynıdır.

Fakat, KVK’nın 5/1f maddesinde bu kıymetlerin sadece bankalara, finansal kiralama ya da finansman şirketlerine veya bu TMSF ye devri (veya bunlar tarafından devri) istisna imkanı sağlamaktadır. Bu nedenle, burada ifade ettiğimiz kurumlar/kuruluşlar dışında, borçlulara doğrudan kredi kullandırmış olan yurt dışında kurulu bankalar ve finansal kuruluşlar, Türkiye’ye doğrudan yatırım yapan çok taraflı bankalar ve kuruluşlar, alacak tahsiline yönelik olarak bu alacaklılar tarafından kurulacak özel amaçlı şirketler ile aynı amaçla 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa göre kurulan yatırım fonları da kanuni takip yapmaksızın bu kıymetleri satarken veya kendilerine devir yapılırken istisna uygulanacaktır.
 

  1. KDV İstisnası:

3065 sayılı KDVK’nın 17/4r maddesine göre kurumların aktifinde en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler ile bankalara, finansal kiralama ve finansman şirketlerineborçlu olanların ve kefillerinin borçlarına karşılık taşınmaz ve iştirak hisselerinin (müzayede mahallerinde yapılan satışlar dahil) bankalara, finansal kiralama ve finansman şirketlerine devir ve teslimleri ile bu taşınmaz ve iştirak hisselerinin finansal kiralama ve finansman şirketlerince devir ve teslimi KDV’den istisnadır.

25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 17 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasının (r) bendinde yer alan istisna hükmü, ilgili varlıkların Çerçeve Anlaşmaları ve düzenlenen Sözleşmeler kapsamında alacaklı kuruluşlara devir ve teslimi ile bu suretle ilgili varlıkları devralan alacaklı kuruluşların bu varlıkları devir ve tesliminde de uygulanır.

Bu nedenle, KDVK’nda sadece bankalara, finansal kiralama ya da finansman şirketlerine devri (veya finansal kiralama ve finansman şirketleri tarafından devrine) istisna imkanı sağlanmaktadır. Fakat, burada geçen kurumlar dışında, borçlulara doğrudan kredi kullandırmış olan yurt dışında kurulu bankalar ve finansal kuruluşlar, Türkiye’ye doğrudan yatırım yapan çok taraflı bankalar ve kuruluşlar, alacak tahsiline yönelik olarak bu alacaklılar tarafından kurulacak özel amaçlı şirketler ile aynı amaçla 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa göre kurulan yatırım fonları da bu kıymetleri satarken veya kendilerine devir yapılırken istisna uygulanacaktır.
 

vii-Vazgeçilen Alacak Konusu:

Sözleşme hükümleri uyarınca tahsilinden vazgeçilen alacak tutarları 213 sayılı Kanun hükümlerine göre alacaklı için “değersiz alacak”, borçlu için ise “vazgeçilen alacak” olarak dikkate alınması gerekmektedir.

Alacaklı kuruluşlar tarafından dahil oldukları risk grubunda bulunan borçlularla yapılan yeniden yapılandırma işlemlerinde bu fıkra hükümleri uygulanmaz. Bu nedenle, borçlular nezdinde vazgeçilen alacak olarak dikkate alınacak tutarlar borçlular tarafından üçün yıl sonunda zararla mahsup edilemeyen tutarın kazanca ilave edilmesi mümkün olmayacaktır. Dolayısıyla, borçluların böyle bir Anlaşma ile 3. Yıl sonunda vergi yükü ile karşılaşmaları önlenmiş oldu.
 

viii-Diğer Özel Hususlar:

Sözleşmelere göre borçları yeniden yapılandırılan borçlular tarafından alınmış olan teşvik belgelerinin süreleri ve ihracat taahhüt süreleri ile 28/3/2002 tarihli ve 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun geçici 20 nci maddesi çerçevesinde sağlanan kefaletleri de içermek üzere kredi garanti kurumları tarafından verilen garanti ve kefaletlerin süreleri, sözleşmeler ile belirlenen süreler kadar uzatılmış sayılır.

Bu madde hükümlerine göre finansal yeniden yapılandırma kapsamına alınan bir borçlunun borçlarının Sözleşmenin imza tarihini izleyen yılın başından itibaren iki yıl içerisinde tekrar finansal yeniden yapılandırmaya konu edilmesi hâlinde, bu madde hükmünde belirtilen vergi istisnaları ve teşvikler uygulanmaz.

Bu durumda, borçlular açısından vergi kanunlarında yer verilen (genel kanunda yer alan) istisnalardan yararlanmalarını engelleyen bir hukuki durumun bulunmadığını düşünüyoruz. Kurumlar ancak bu Kanun ile sağlanan, özel kanun ile temin edilen istisna ve teşvikleri kullanamayacaktır. Bu durum ise sadece borçlular için getirilmiş olup, alacaklı kurumları içermemektedir.

Sözleşmeler ile uygulamaya konulan işlemlerin gerçekleşmemesi hâlinde dahi, uygulanmış olan vergi, fon ve harç istisnaları geri alınmaz.

Bu maddeye göre yapılan Çerçeve Anlaşmaları ve bu Anlaşmalar kapsamında düzenlenen Sözleşmeler için sağlanan vergi istisnaları ve teşvikler, bu madde kapsamında düzenlenen sözleşmelere istinaden yapılacak işlemlere birinci fıkrada yer alan süreyle sınırlı olmaksızın uygulanır.