İşçi ve işverenler arasında başlıca ihtilaflardan biri de fazla çalışma alacağına ilişkindir. Hizmet akdiyle çalışmaya devam eden işçiler, bu alacaklarının ödenmediği iddiasıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na müracaat imkanına sahip. Mezkur Bakanlığın Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı, görevlendirdiği müfettişler marifetiyle işçilerin fazla çalışma ve diğer şikayet konularını kapsamlı bir şekilde inceleyerek tutanağa bağlıyor ve nihayetinde rapor düzenliyor. Müfettişler tarafından tanzim edilen tutanaklar, yasa gereği aksi sabit olana kadar geçerli. Peki, tanzim edilen müfettiş tutanağı Yargıtay’ın yerleşik kararıyla çelişiyorsa durum ne olacak? İşte bu konu, emsal nitelikteki Yargıtay kararı muvacehesinde bu yazımızda değerlendirildi.
 

Kararı veren daire başkanlığı: Yargıtay 

9. Hukuk Dairesi 

Karar bilgileri: Esas No:2024/1076, 

Karar No: 2024/4533

Yasal dayanağı: 4857 sayılı İş Kanunu’nun ‘Fazla Çalışma Ücreti’ başlıklı 41. maddesinde; “Fazla çalışma, kanunda yazılı koşullar çerçevesinde, haftalık 45 saati aşan çalışmalardır. 63. madde hükmüne göre denkleştirme esasının uygulandığı hallerde, işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık iş süresini aşmamak koşulu ile bazı haftalarda toplam 45 saati aşsa dahi bu çalışmalar fazla çalışma sayılmaz.”  Aynı kanunun ‘Yetkili makam ve memurlar’ başlıklı 92. maddesinde; “Çalışma hayatını izleme, denetleme ve teftişe yetkili iş müfettişleri tarafından tutulan tutanaklar aksi kanıtlanıncaya kadar geçerlidir” yer alan hükümler, uygulamanın yasal dayanağını teşkil ediyor.
 

KARARIN KONUSU

İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verildi, akabinde de karar, davacı vekili tarafından istinaf edildi. Bölge Adliye Mahkemesi kararında; davaya konu müfettiş raporunda dâhili davalı işçilerin ara dinlenme kullanmadığı, haftada 3 saat fazla çalışma yaptıklarının tespit edildiği, raporda işyeri kayıtlarının incelendiği, davacı tanığının beyanı ve dosya kapsamına göre davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı şirketin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildi. 

Bunun üzerine mezkur Yargıtay Dairesi’ne intikal ettirilen davada; davacı vekili özetle; teftiş raporunun gerçeği yansıtmadığını ve geçersizliğinin tespiti gerekirken haksız olarak davanın reddedildiğini, işyerinde çalışan dört işçinin de puantaj kayıtlarının tutulduğunu, yaptıkları fazla çalışma ve tatil günleri çalışma karşılığı ücretlerin ödendiğini, eksik incelemeyle tanık beyanlarının hükme esas alındığını ileri sürdü. Davacı vekili; teftiş raporuna konu dört işçinin üç vardiya ile çalıştığını, yerleşik içtihatlara göre üç vardiya sisteminde fazla çalışma ücreti tahakkuk etmeyeceğini, teftiş raporunun bu yönden hukuka aykırı olarak tanzim edilmesine rağmen sırf tanık beyanları esas alınarak davanın reddinin hatalı olduğunu iddia etti. Ayrıca, fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları incelenmeden hüküm kurularak yazılı belgeye karşı yazılı belge ile ispat kuralının bertaraf edildiğini, yerleşik içtihatlara göre işçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığının araştırılmadığını ileri sürdü. 

‘FAZLA ÇALIŞMA DEĞİL’

Fazla mesai uyuşmazlıklarına ilişkin İş Kanunu’nda yeterli bir açıklık olmadığından uygulamada Yargıtay kararları yol gösterici oluyor. Buna göre, inceleme konusu Yargıtay’ın 9. Hukuk Dairesi kararında, üçlü vardiya sisteminde fazla çalışma yapılmasının mümkün olup olmadığı, özellikle müfettiş tarafından üçlü vardiya sisteminde fazla çalışma tespiti yapılması halinde bu tespitin geçerli olup olmadığına ilişkin karara bağlanmış olduğundan büyük ehemmiyet arz ediyor. 

Bu açıdan kararda Yargıtay özetle; “Dosya kapsamına göre davalı işçilerin üçlü vardiya düzeninde çalıştıkları uyuşmazlık konusu değildir. Dairemizin yerleşik uygulaması gereğince üçlü vardiya sisteminde fazla çalışma yapılmasının fiilen mümkün olmadığı kabul edilmektedir. Her ne kadar davacı şirkete ait işyerinin istasyon bölümünde çalışan işçilerin ara dinlenme kullanmadan ve işin başından ayrılmadan çalıştıkları taraf tanıklarınca belirtilse de her şeyden önce, üçlü vardiya sisteminde 8 saatlik zaman diliminde zorunlu ihtiyaçlar nedeniyle en az yarım saatlik ara dinlenmesi yapıldığının kabulü gerekmektedir. Zira ara dinlenmenin mutlaka işyeri dışında kullanılmasının aranmaması gerektiği dikkate alındığında, davalı işçilerin fazla çalışma ücretine hak kazanacak şekilde fazla çalışması bulunmadığı görülmektedir. Açıklanan nedenle davanın kabulü yerine reddine karar verilmesi hatalı olmuştur”  sonucuna varıyor.

ÜÇLÜ VARDİYA SİSTEMİNDE FAZLA ÇALIŞMA YAPILAMAZ

Üçlü vardiya sisteminin uygulandığı işyerinde işçilerin fazla mesailerinin verilmediğine ilişkin şikayetlerine binaen yapılan teftiş neticesinde, müfettiş tarafından işçilerin fazla mesai yaptığı tutanakla tespit edildi. Buna rağmen inceleme konusu bu Yargıtay kararında; Yargıtay’ın üçlü vardiya  şeklindeki çalışma düzeni uygulanan işyerlerinde çalışma saatlerinin belirli olması nedeniyle fazla çalışma yapılmasının mümkün olmadığı yönündeki yerleşik kararına binaen müfettiş tutanağı geçerli kabul edilmedi. Kararda; işçilerin ara dinlenme kullanmadan ve işin başından ayrılmadan çalıştıkları taraf tanıklarınca belirtilse de her şeyden önce, üçlü vardiya sisteminde 8 saatlik zaman diliminde zorunlu ihtiyaçlar nedeniyle en az yarım saatlik ara dinlenmesi yapıldığının kabulü varsayıldı. Bu varsayımda ara dinlenmenin mutlaka işyeri dışında kullanılmasının aranmaması gerektiği dikkate alındı. Netice itibarıyla müfettiş tutanağıyla tespit edilse bile üçlü vardiya şeklindeki çalışma düzeni uygulanan işyerlerinde 8 saatlik zaman diliminde zorunlu ihtiyaçlar nedeniyle en az yarım saatlik ara dinlenmesi yapıldığı yönündeki varsayımdan hareketle fazla çalışma yapıldığı kabul edilmiyor. Bu yönde yerleşik Yargıtay kararları bir kez daha pekişti. İşçi ve işverenlerin gereksiz ihtilaf yaşamaması için bu kararı göz önünde bulundurması, işverenlerin üçlü vardiya sistemi dahi olsa çalışanların zorunlu ara dinlenmelerini kullandırtmaları ve belgelemeleri her iki tarafın da lehine olacak. 

İstanbul Ticaret Odası Gazetesi | İsa KARAKAŞ