Adalet her alanda toplumun en büyük güvencesidir. Vatandaş mahkemelere güvenini kaybettiğinde kendisini savunmasız ve boşlukta hissedecektir. Adil ve güçlü bir adalet yapısı vatandaşı, karşısında kim olursa olsun güçlü kılar...
Alman kralı 2. Frederik’le ilgili yaşanan bir öykü bilinir. Kral ülkesini gezerken güzel bir vadi beğenir ve oraya saray yapmak ister. Adamlarına o bölgenin satın alınması talimatını verir.
Ancak o bölgenin içinde bir değirmen vardır. Değirmenin de satın alınması gerekir. Değirmenin sahibine değerinin 2-3 katı fiyat verilmesine karşın sahibi satmaya yanaşmaz.
Değirmen sahibinin bu ısrarı nedeniyle, kralın huzuruna çıkarılır. Kral, neden satmadığını sorar. Değirmenci “ Değirmen bana atadan kaldı, ben de orayı çocuklarıma bırakacağım”… der.
Kral, kendisinin kral olduğunu isterse değirmeni bedava alabileceğini söylediğinde, değirmenci…
Alamazsınız. Berlin'de hakimler var der.
Bu olayın yaşandığı yıl 1750 yılıdır. Değirmenci ne kadar kendinden emin ve güven içinde, çünkü sırtını dayadığı ve inandığı bir adalet var.
Bu öyküden sonra Anayasa Mahkemesi’nin verdiği son ek motorlu taşıtlar vergisiyle ilgili karar aklıma geldi.
Anayasamızın 73 maddesi hükmü şöyledir…”. Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikalarının sosyal amacıdır.”
Yasada herkes derken, eşitliği ve genelliği, mali güç derken de varlık durumunu belirtmiştir. Vergiler:
--gelir üzerinden alınan vergiler
--harcama üzerinden alınan vergiler(KDV-ÖTV gibi)
--servetler üzerinden alınan vergiler olarak ayrılır.
Eğer vergi elde edilen gelirlerden alınacaksa, gelir elde eden herkesin gelire orantılı alınacaktır. Bu tüm gelir unsurlarını kapsamaktadır. Harcamalardan alınacaksa, vatandaşın yaptığı harcama oranında herkesten alınacaktır. Servetten alınan vergiler de maddi ve maddi olmayan varlıkların tamamını içermelidir. Örneğin motorlu taşıtlar vergisi, bina vergisi, arsa arazi vergisi menkul kıymetlerden alınan vergiler vesaire.
Sadece varlıkların belli bir bölümünden vergi alıp, diğer varlıklardan alınmaması, yukarıda belirttiğimiz anayasanın 73 üncü maddesiyle çelişecektir.
Devlet zorunlu durumlarda bir kaynağa ihtiyacı olabilir. Bu nedenle ek vergi talep de edebilir. Ancak varlıkların sadece bir kısmından bunu talep edip, diğer varlıklardan talep edilmemiş olması, eşitlik ve genellik ilkesine uygun düşmemektedir.
Tüm bu nedenlerle, Anayasa Mahkemesinin motorlu taşıtlar ek vergisiyle ilgili kararının doğru olmadığını düşünüyorum. Yanılmıyorsam 2003 yılında aynı nedenlerle Anayasa mahkemesine başvurulmuş ve yüksek mahkeme bu vergiyi reddetmiştir.
Aynı şekilde, kurumlar vergisi istisna kazançlarının bir bölümünden ek vergi ile ilgili mahkemelerin önünde dosyalar bulunmaktadır. Esasen bu vergide yukarıda anlattığımız gerekçelere göre reddedilmesi gereken bir vergidir. Son karardan sonra bu vergiyle ilgili de benzer bir karar verileceği kanaatindeyiz.
Böylesi kararları görünce, kendimizi değirmenci gibi hissedebiliyor muyuz? Sorun bu…