Birkaç gündür Ankara'da idim.
Özellikle bağımsız denetim konusunda incelemeler ve görüşmeler yapmak için gittim. Bir kere kesinlikle Bağımsız Denetimin otorite olarak bağlı olduğu KGK'ya ve tanıdığım bazı görevlilere uğradım. Daha sonra piyasada faaliyet gösteren bağımsız denetim dernekleri ve bağımsız denetim kuruluşlarından bazılarının yetkilileri ile görüştüm.
Bunlardan edindiğimi düşündüğüm sonuçlardan bahsedeceğim. Bu arada özellikle bu Corona virüs, gerek görüşmelerime ve gerekse piyasaya çok fena vurmuş. İki – 3 günde toplam 8 görüşmem olacaktı. Bunun 4 adedini görüşeceğim kişilerin grip olduklarını söyledikleri için iptal etmek zorunda kaldım.
Şimdi gelelim bağımsız denetime.
Yazılarımı takip edenler bilir, 2006 yılından itibaren yeni Türk Ticaret kanunu taslağı ve taslaktaki bağımsız denetim düzenlemelerine karşı idim. Çünkü o yıllarda bağımsız denetim konusu gerek dünyada ve gerekse Türkiye'de yeni idi. Oturmamıştı. Bağımsız denetimi ileri sürenler veya bu konuda çalışanlar genellikle dünya çapındaki büyük denetim firmaları idi. (Demek ki ben de ihtiyarlamışım ve yeniliklere kapalı hale gelmişim diyebiliriz.)
Bağımsız Denetim konusunda yanlış hatırlamıyorsam 14 civarında yazı yazmıştım. Dünya'da ve Türkiye'deki uygulamalardan bahsetmiştim. Bu yazılar halen www.cevdetakcakoca.com veya www.akcakocaymm.com.tr sitelerinde veya yazılarımdan alıntı yapan bir çok mesleki sitede bulunuyor. İsteyen araştırabilir veya bunları bulup okuyabilir. KGK sisteminin ve bağımsız denetim konusunun nerelerden nerelere geldiği bu yazılarımın da incelenmesi ile daha da kolay anlaşılır.
Yeni Türk Ticaret Kanununun yayımlanmasından sonra Kamu Gözetimi Kurumunun kurulması ve bu kurumun hakikaten iyi niyetli çalışmaları ile bağımsız denetim, ülkemizde yerini bulmaya başladı. Eğitimler durmuyor, çok ciddi olarak yapılıyor. İnsanlar, elemanlar yetiştiriliyor. Kamu Gözetimi Kurumu da standartları ve usulleri yayınlıyor. Her geçen gün, yayımlanan standartların tercüme hataları da ortadan kalkıyor. Bunlar hakikaten olumlu gelişmeler ve açıklamalar.
Bağımsız denetim mevzuatı gittikçe daha kolay anlaşılır ve uygulanabilir hale geliyor. Kamu Gözetimi Kurumu, bağımsız denetim kuruluşlarını çok sıkı denetliyor. Denetleme sonucu da bulduğu hatalara karşı hiiiç acımadan çok ağır cezalar veriyor. Bu denetlemeler ve cezalar, bir çok bağımsız denetçiyi ve şirketi meslekten soğutur hale gelmiştir. Bunu da belirtelim. İnsanları meslekten soğutmadan yetiştirebilmek, kurulmuş şirketleri yaşatmak ve bağımsız denetimin istenen sonuçları vermesini sağlamak için Kamu Gözetimi Kurumunun da bana göre bazı basit görevleri var. Nedir bunlar derseniz?

1. KGK kapsamlı bir denetim örnek dosyası hazırlamalıdır. Siz KGK olarak mevzuatı yayımladınız ama TFRS, Bobi FRS veya ileride gelecek konularda herhangi bir örnek denetim dosyası, çalışma kağıtları dosyası yayımlamadınız, ondan sonra da ben bu yaptığınızı uygun bulmadım diyerek firmaları ağır nakdi cezalara çarptırıyorsunuz. Bu yanlış, bana göre KGK'nın (1) numaralı görevi örnek bağımsız denetim ve çalışma kağıtları dosyası yayınlamasıdır. Aksi takdirde, sistem standart hale gelmez, oturmaz ve yargıya gidildiği takdirde kaybedeh sistem olur. Bir daha tekrarlıyorum. KGK örnek bağımsız denetim ve çalışma kağıtları örnek dosyası hazırlayıp yayınlamalıdır. Yoksa kurum tarafından yapılan incelemeler ve varılan sonuçlar, şahıslara bağlı olacaktır. O denetçi yasayı ve tebliği öyle yorumluyordur, ben ise başka türlü yorumluyorumdur. Sonuçta konu, adalete intikal ederse, bir zamanlar Maliyenin hemen hemen bütün davaları kaybetmesi gibi, KGK da çok büyük oranda dava kaybeder hale gelebilir. Böyle bir olgu da sistemi ağır şekilde yaralar.

2. KGK bağımsız denetime tabi firmalarda bağımsız denetim eğitimi almış elemanların çalışma mecburiyetini koymalıdır. Şimdi, bağımsız denetçi firmaya gidiyor. Firmada bağımsız denetim eğitimi almış kimse yok. Ondan sonra da bağımsız denetim standartlarına uygun kayıtlar, mizan, bilanço istiyor, tabii her şey eksik. Bu konuda daha fazla yazmıyorum, ama KGK yetkilileri bunu düşünüp bunun da hal çaresini bulmalıdırlar.

3. Başta söylediğim gibi bağımsız denetim derneklerinin eğitim verdiğini memnuniyetle gördüm. KGK'nın eğitimlerinin güzel olduğunu gördüm. Bağımsız denetim dernekleri dışında eğitim vermek üzere muhtelif kuruluşların yetkilendirildiğini gördüm. Bunlardan bir kısmına da katıldım. Son eğitimlerin öncekilere göre fersah fersah daha iyi olduğu kanaatine vardım. Bu eğitim çalışmalarının artarak devamını ve daha iyileşmesini bekliyorum.

4. KGK'ya bağlı olarak bağımsız denetim yapanların halka ve borsaya açık şirketleri de denetleyebilmesi için çalışmalar yapılmalıdır.


5. Böylece Türk denetim şirketleri de en az yabancı denetim şirketlerinin kalite, bilgi ve kapasitesine ulaşabilmeli, yabancı firmaların Türk denetim firmalarına inancı artabilmeli ve Türk denetim şirketlerinin de yabancı denetim şirketlerinin elde ettiği hasılat ve karı elde edebilmesi sağlanmalıdır.

Ankara seyahatimin kısa bir özetini yaptım. Sizlere düşüncelerimi sunmaya çalıştım. İnşallah faydalı bir yazı olmuştur.