Gerek çağın getirdikleri ve gerekse de 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, zor da olsa ülkemize bağımsız denetim kavramını getirdi. 6102 sayılı TTK uygulaması 10 yılı, bağımsız denetim uygulaması da 7 yılı geçmek üzere.
Türkiye’mizde maalesef vergi ve denetimde ikili bir sistemle karşı karşıyayız. Bizde vergicilik esas, dünyada ise bağımsız denetim esas. Dünyaya uyum sağlamak adı altında ülkemize bağımsız denetimi getirdik. Zaten daha önce İstanbul Borsası ve SPK uygulamasından dolayı bağımsız denetim yabancımız değildi.
Dünyadaki bağımsız denetimi uygulamakla
a. Bilanço ve gelir tablolarında dünyaya uyum sağlayacaktık
b. Yabancı yatırım çekecektik
c. Finansal tablolarda bir takım hilelerin önüne geçecektik
d. Denetim konusu daha da ciddi bir hal alacaktı
Dünyadaki uygulanan bağımsız denetime baktığımızda, çok ciddi denetim standartlarına rağmen yine de muhasebe hileleri ve finansal tablo hileleri olduğunu görüyoruz. ABD’deki denetim rezaletinden uzun uzun bahsetmeye lüzum yok. Bu rezalet sonucu Arthur Andersen gibi yılların denetim firması kepenk kapattı. Hileleri önlemek için yeni yasalar çıkarıldı. Sarbon-Oaxley gibi. Hilelerin önüne geçildi mi, denetim standartları istendiği gibi oldu mu? Üzerinde konuşulur.
Ülkemizde, SPK uygulamaları ile denetim standartları tatbik edilmeye başlanmıştı. Bağımsız denetim konusu gündeme gelince bilindiği üzere çok ciddi bir kuruluş olan Kamu Gözetimi Kurumu kuruldu ve standartların çıkarılması, takibi, bağımsız denetimin incelenmesi gibi işler bu kuruma bağlandı.
Keşke, devletimiz insanlarımıza ve özel sektör kurumlarımıza itimat edebilseydi de bizde de bağımsız denetim, dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi derneklerin elinde olsa idi. Yahut keşke ülkemizde, devlet ile özel sektör ve muhasebeciler ve denetçiler arasında birbirine itimatsızlık olmasa idi. Keşke, ülkemizde kayıtdışı ekonomi olmasaydı.
İnşallah bunlar bir gün olur, ama bizim nesil veya bizden sonraki nesil bunu görebilir mi bilemiyorum.
Türkiye, özellikle (e) uygulamalar konusunda dünyanın birçok ülkesinden daha ileride ama %100 doğruluk ve %100 kayıt içilik konusunda ne durumda? Hadi gelin onu konuşmayalım olmaz mı?
Bağımsız denetim konusunda neler yapıyoruz?
Neler yapacağız? Hakikaten güzel şeyler yapıyoruz ama bazan da MIŞ GİBİ YAPIYORUZ.
a. Bağımsız denetimin en önemli prensibi, bağımsız denetime tabi firmaların kayıtlarını bağımsız denetim esaslarına göre yapması, finansal tablolarını dönüştürmesi ve bağımsız denetime uygun finansal tablolarını bağımsız denetçinin incelemesine sunmasıdır?
b. İşte burada bir mış gibi yapma olayı ile karşılaşıyoruz. Finansal tablolarını kaç firma bağımsız denetime uygun halde hazırlayacak durumda, SPK ya tabi borsaya açık şirketler dahil acaba kaç firmanın muhasebesi finansal tablolarını bağımsız denetime uygun halde çıkarıyor, bunu yapabilecek elemanları var mı? SPK ve KGK bu konuda bir araştırma yaptı mı?
c. Bilindiği gibi finansal tabloları firmaların hazırlaması yasalar gereğidir ve bağımsız denetçiler onların hazırladığı tabloları denetler, bağımsız denetçi tablo hazırlamaz veya hazırlanmasına yardım etmez. Acaba öyle mi? Kim kral çıplak diyecek?
d. Bağımsız denetim sonucu rapor hazırlanabilmesi için ÇALIŞMA KAĞITLARI çok önemlidir. Çalışma kağıtları tamamlanmadan raporu yazamazsınız.
e. Bir zamanlar yeminli mali müşavirlerin tam tasdik ve KDV iadesi yapmaya başladıkları 30 sene önce de böyle bir durumla karşı karşıya idik. İncelediğiniz firma size cevap vermezse vergi dairesine müracaatın dışında yapabileceğiniz bir şey yoktu. Şimdi bağımsız denetimde de karşı firma veya banka size cevap vermediği zaman yapabileceğiniz bir şey yok.
f. En ufak bir çalışma kağıdı eksikliğinde, özellikle KGK, bağımsız denetçilere ve bağımsız denetim kuruluşlarına çok ağır cezalar veriyor. Hem de yasa hükümlerini tam yerine getirmeden.
g. KGK bağımsız denetçinin hatasını düzeltmesi için önce bir süre vermek mecburiyetinde olduğu halde bu kurala uymuyor, doğrudan doğruya savunma alarak cezalandırma yoluna gidiyor.
h. Bağımsız denetime tabi olan firma, hiçbir şekilde KGK ile muhatap olmuyor, bu cezalardan haberdar olmuyor.
i. Kamu Gözetimi Kurumu sitesine girdiğinizde, gerek denetçiler ve gerekse denetim şirketleri listesinde yüzlerce ve binlerce ceza ve faaliyeti askıya alınan veya gayri faal denetçi ve denetim firması görüyorsunuz.
j. İşte bu olay bağımsız denetimde mış gibi yapmaktır diye düşünüyorum.
Eskiden çıkan ve halen de çıkmakta olan bir dergi vardı. Orada biz bize benzeriz diye bir sayfa bulunuyor ve ülkemizdeki gariplikleri yazmaya çalışıyordu.
Mış gibi yapmak derken ben aynı zamanda biz bize benzeriz diyorum. Bakın bugünlerde borsaya tabi bir şirketteki yolsuzluktan ve uluslararası bir şirketin denetlemesine rağmen ortaya çıkan yolsuzluktan bahsediliyor.
Yapmayın beyler, ağalar, kardeşler, mış gibi yapmayalım, biz bize benzeriz, burası Türkiye gibi lafları unutalım da artık bu kadar yıldan sonra bağımsız denetimin aksaklıklarını önleyerek dünyaya örnek bağımsız denetim yapalım.
EkoHaber | Cevdet AKÇAKOCA