Vergi Usul Kanunu’na (VUK) göre muhasebe sisteminde yeniden değerleme her yıl yapılır ve oranlar da devlet tarafından açıklanır. Yahut belli bir oranı aşıyorsa Enflasyon düzeltmesi yapılır.
Yazımıza aldığımız Türkiye Muhasebe Standartları (TMS) yeniden değerleme modelinin 34. Maddesine göre:
Yeniden değerleme sıklığı, maddi duran varlık kalemlerinin gerçeğe uygun değerlerindeki değişime bağlıdır.
Önemli değişiklikler olursa yıllık olarak yeniden değerleme yapılır.
Önemli değişiklikler olmayan maddi duran varlık kalemleri için bu sıklıkta yeniden değerleme yapılmasına gerek yoktur.
Bu kalemler için sadece üç veya beş yılda bir yeniden değerleme yapılması gerekli olabilir.
(Yazımın devamında fikirlerimin vurucu olması, iz bırakması için değişik bir üslup kullanacağım için özür diliyorum, ama halk lisanı ile bazı fikirler ileri sürdüğüm takdirde daha dikkat çekeceğini düşünüyorum. Yanlış düşünüyorsam, ifade yetersizliğime verin ne olur)
Bu maddedeki, bu açıklamalara buyurun buradan yakın demek geliyor içimden. Yazımın edebi ve ilmi bir yazı olduğunu iddia etmiyorum. Onun için bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu tabirini de kullanmak istiyorum.
Uluslararası bir standart yapmışlar ve bu standardı gerekli gördüğünüzde uygulamayabilirsiniz. Böyle bir hak verildi ise benim düşündüğüm haklarınız da olması gerekir.
Vergi Usul Kanunu’na (VUK) göre muhasebe sisteminde yeniden değerleme her yıl yapılır ve oranlar da devlet tarafından açıklanır. Yahut belli bir oranı aşıyorsa Enflasyon düzeltmesi yapılır.
Bilindiği gibi son enflasyon düzeltmesinden sonra uzun bir müddet enflasyon muhasebesi şartları oluşmadığı için yeniden değerleme veya enflasyon düzeltmesi yapılmamış ve VUK’a göre muhasebe ile BDS ye göre muhasebe arasında büyük farklar oluşmuştur.
Bunun sebebi de VUK düzenlemelerinin maalesef mesleğin içindeki kişiler tarafından değil de masanın öbür tarafında yani devlet tarafında oturanların, piyasa tecrübesi olmayanların yaptığı düzenlemelerdir. (Yazdıklarım suçlama için değildir, devlet sistemi böyle olduğu için yapılan düzenlemeler de tabii böyle olacaktır. Sürç-ü lisan ediyorsak affola.)
Masanın devlet tarafında olup düzenleme yapanlar, mesleğin içinde olanların gördüklerini görebilecek, yaşadıklarını yaşayarak edindikleri tecrübeye sahip olsa idiler tabii ki bu düzenlemeleri yaparlardı. O zaman bağımsız denetim ile veya diğer bir tabirle Uluslararası Standartlarla Vergi muhasebesi arasında farklar oluşmaz veya çok az oluşurdu. Tabloların arasındaki farklar azalabilirdi.
Bu yazdıklarımız VUK düzenlemeleri yapanların, bana göre hatalarıdır.
Gelelim bağımsız denetime, bağımsız denetim standartlarına göre uygulamaya:
1.Maalesef Kamu Gözetimi Kurumu bağımsız denetim standartlarını, yapılan lisans anlaşması gereği aynen tercüme ederek alıyor. Hatta tercümenin kalitesine göre birtakım hatalar olabiliyor ve sık sık standartlarda tercümelere göre yeniden düzenlemeler yapılıyor.
2.Kamu Gözetimi Kurumu ile Vergi Usul Kanunu’na göre düzenleme yapanların bir araya gelip ülke gerçeklerine uygun birtakım değişiklikler yapma yetkisi olmadığını görüyoruz.
3. Oysa yukarıya aldığımız BDS – TMS düzenlemelerine baktığımızda çok basit şekilde her iki muhasebe sistemi arasındaki farkların kolaylıkla giderilebileceği, kafa karıştırmayan düzenlemeler yapılabileceği görülmektedir.
Bana göre ne yapılması gerekiyor biliyor musunuz?
Yeniden değerleme ve enflasyon düzeltmesi konusunda Türk maliyesi çok güzel düzenlemeler yapmıştır. Böylece Türkiye’de yeniden değerleme veya enflasyon düzeltmesi her yıl yapılmaktadır.
Bağımsız denetimde ise yeniden değerleme her yıl yapılmayabilir.
Halbuki bağımsız denetimde de her yıl yeniden değerleme yapılabileceği, yeniden değerleme fonlarının sermayeye eklenebileceği hükümleri getirilirse her iki sisteme göre yapılan muhasebe çalışmaları arasındaki fark azalacak veya hemen hemen yok olacaktır.
Öyle ise Kamu Gözetimi Kurumu yetkilileri ile Maliye Bakanlığı yetkilileri bir araya gelerek aralarındaki farkları giderebilmek için çalışmalıdırlar.
Kamu Gözetimi Kurumu, dünyada uygulanan muhasebe standartlarına aykırı olmayacak şekilde yeniden değerleme ve bazı konularda düzenleme yetkisini Uluslararası Muhasebe Standartlarını düzenleyen kuruluşlardan almalıdır.
İnşallah yazımda belirttiğim fikirlerim göz önüne alınarak birtakım çalışmalar yapılabilir diyorum.
EkoHaber | Cevdet AKÇAKOCA