Dönemin Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu (WCED) Başkanı olan eski Norveç Başbakanı Gro Harlem Brundtland başkanlığındaki komisyon tarafından hazırlanan ve 1987 yılında Birleşmiş Milletler tarafından yayınlanan Brundtland Raporu, diğer adıyla “Ortak Geleceğimiz” raporunda sürdürülebilir kalkınma: “Bugünün gereksinimlerini, gelecek kuşakların gereksinimlerini karşılama yeteneğinden ödün vermeden karşılayan kalkınma”dır şeklinde tanımlanmıştı.
İlerleyen süreç içerisinde önce Kyoto Protokolü, son olarak da küresel sıcaklığın 1,5Co de tutulmasını amaçlamayan Paris İklim Anlaşması ile sürdürülebilirlik bir dünya politikası olarak benimsendi ve uygulamaya dönük adımlar hızlanmaya başladı.
Türkiye, 22 Nisan 2016’da sözlü şekilde, “gelişmekte olan ülke” olduğunu söyleyerek imzaladığı Paris İklim Anlaşmasını 7 Ekim 2021 tarihli Cumhurbaşkanı kararı ile onaylayarak iç hukuk normu haline getirmiş ve 2053’te net sıfır emisyon hedefi koymuştur.
İklim değişikliği ve sürdürülebilirlik alanında yapılan bu çalışmalara paralel olarak, özellikle son yıllarda yaşanan pandemi, savaşlar ve iklim krizi gibi küresel olaylar, finansal tabloların tek başına şirket performansını değerlendirmede yetersiz kaldığını göstermiş ve yatırımcıların çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) verilerine daha fazla önem vermeye başlamasına sebep olmuştur.
Bu ihtiyaçlar doğrultusunda, 2021’deki COP26 Konferansı’nda Uluslararası Sürdürülebilirlik Standartları Kurulu’nun (ISSB) kurulmasıyla sürdürülebilirlik raporlaması küresel geçerlilik kazanmış, raporlamaların şeffaf, karşılaştırılabilir ve güvenilir olması hedeflenmiştir. Aynı zamanda, sürdürülebilirlik raporlamasına yönelik güvence denetimlerine olan talep de artış göstermiştir.
Ülkemizde bu kapsamda atılan önemli bir adım ise 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda ve 660 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’de yapılan değişikliklerle, “Uluslararası standartlarla uyumlu Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartlarını belirlemeye ve yayımlamaya, gerektiğinde değişik işletme büyüklükleri ve sektörler itibarıyla farklı düzenlemeler yapmaya ve bu konularda denetim yapacakları yetkilendirmeye ve gözetime tabi tutmaya” Kamu Gözetimi Kurumu (KGK) yetkili kılınmıştır.
KGK bu yetkisini kullanarak 29 Aralık 2023 tarih ve 32414 sayılı mükerrer Resmî Gazete’de yayımlanan Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları’nın (TSRS) uygulanmasına karar vermiş, yine aynı tarihli Uygulama Kapsamına İlişkin Kurul Kararıyla aşağıda sayılan işletme türleri arasında olup belirlenen hadleri aşan işletmelerin 01/01/2024 ve sonrasında başlayan hesap dönemlerine ilişkin faaliyet sonuçlarını TSRS’lere uygun olarak raporlamak zorunda olduğunu açıklamıştır.
a) Sermaye Piyasası Kurulu’nun düzenleme ve denetimine tabi şirketlerden;
1) Yatırım kuruluşları,
2) Kolektif yatırım kuruluşları,
3) Portföy yönetim şirketleri,
4) İpotek finansmanı kuruluşları,
5) Merkezi takas kuruluşları,
6) Merkezî saklama kuruluşları,
7) Veri depolama kuruluşları,
8) Sermaye piyasası araçları bir borsada veya teşkilatlanmış diğer piyasalarda işlem gören veya işlem görmeleri amacıyla Sermaye Piyasası Kurulu’nca onaylanmış geçerlilik süresi bulunan izahname veya ihraç belgesi bulunan anonim şirketler,
9) Bir borsada veya teşkilatlanmış diğer piyasalarda işlem görmemekle birlikte halka arz edilmeksizin pay hariç sermaye piyasası aracı ihraç eden (ihraç ettikleri sermaye piyasası araçlarının itfa edildiği hesap döneminin sonuna kadar) veya bu amaçla Sermaye Piyasası Kurulunca onaylanmış geçerlilik süresi bulunan ihraç belgesi olan anonim şirketler,
b) Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun düzenleme ve denetimine tabi işletmelerden;
1) Bankalar,
2) Derecelendirme kuruluşları,
3) Finansal holding şirketleri,
4) Finansal kiralama şirketleri,
5) Faktoring şirketleri,
6) Finansman şirketleri,
7) Varlık yönetim şirketleri,
8) Finansal holding şirketlerinde ve bankalarda 5411 sayılı Kanunda tanımlandığı şekliyle nitelikli paya sahip olan şirketler,
9) Tasarruf finansman şirketleri.
c) Sigorta, reasürans ve emeklilik şirketleri.
ç) Borsa İstanbul Piyasalarında faaliyet göstermesine izin verilen; yetkili müesseseler, kıymetli madenler aracı kurumları, kıymetli maden üretimi veya ticaretiyle iştigal eden şirketler.
Bu işletmelerden, aşağıdaki eşik değerlerden en az ikisini 2022 ve 2023 yıllarında aşan işletmelerin, 01/01/2024 ve sonrasında başlayan hesap dönemlerine ilişkin faaliyet sonuçlarını TSRS’lere uygun olarak raporlamaları gerekmektedir.
- Aktif toplamı 500 milyon TL
- Yıllık net satış hasılatı 1 milyar TL
- Çalışan sayısı 250
Bu eşik değerlerden bağımsız olarak tüm bankaların (TMSF bünyesindeki bankalar hariç) faaliyet sonuçlarını TSRS’lere uygun olarak raporlamaları zorunludur.
Bugün itibariyle TSRS raporlaması yapmak zorunda olan işletme sayısının 500 civarında olduğu tahmin edilmektedir.
Peki, bu hükümlülüğü yerine getirmemenin sonuçları nelerdir?
TSRS 1 Sürdürülebilirlikle İlgili Finansal Bilgilerin Açıklanmasına İlişkin Genel Hükümler’in 60’ıncı paragrafında şu hüküm yer almaktadır:
"İşletme, genel amaçlı finansal raporların bir parçası olarak TSRS’lerin gerektirdiği açıklamaları sağlamak zorundadır.”
Aynı standardın EK-A bölümünde şu hüküm yer almaktadır:
“Genel amaçlı finansal raporlama, -bunlarla sınırlı olmamak üzere- işletmenin genel amaçlı finansal tablolarını ve sürdürülebilirlikle ilgili finansal açıklamalarını içerir”
Söz konusu hükümlerden anlaşılacağı üzere TFRS esaslı finansal raporlama ile TSRS esaslı sürdürülebilirlik raporları bir bütündür. TSRS’lere uygun rapor hazırlanmaması, TFRS’lere uygun rapor hazırlanmaması hükümlerini doğurur ve işletme aşağıdaki durumlarla karşılaşır.
-Kâr dağıtamaz,
- Sermaye artıramaz veya azaltamaz,
- Finansman sağlayan şirketlere mali tablolar sunulamaz,
Raporlar Hangi Tarihte Yayınlanacak?
Normalde sürdürülebilirlik raporlarının diğer finansal raporlar ile birlikte yayınlanması gerekmektedir. Ancak Uygulama Kapsamına İlişkin Kurul Kararı’nın Geçici 2. maddesinde bir işletmenin TSRS’leri uyguladığı ilk yıllık raporlama döneminde, sürdürülebilirlikle ilgili finansal açıklamalarını, ilgili finansal tablolarını yayınladıktan sonra raporlamasına izin verilmektedir. Bu geçiş muafiyetlerine ilişkin olarak işletmelerin sürdürülebilirlik raporlarını yayınlama tarihi, ara dönem finansal raporlar yayınlayıp yayınlamadıklarına göre aşağıda belirtilen şekilde farklı değerlendirmelere tabi tutulmaktadır.
- İlgili mevzuatı gereği zorunlu ara dönem finansal rapor hazırlaması gereken işletmelerin, TSRS uyumlu ilk yıllık sürdürülebilirlik raporunu, ikinci çeyrek veya altı aylık ara dönem finansal raporlarıyla aynı tarihte yayınlaması gerekmektedir.
- İhtiyari olarak ara dönem finansal raporlama yapan işletmelerin, TSRS uyumlu ilk yıllık sürdürülebilirlik raporunu, raporlama döneminin sonundan itibaren dokuz ayı geçmemek şartıyla, ikinci çeyrek veya altı aylık ara dönem genel amaçlı finansal raporuyla aynı tarihte yayınlaması gerekmektedir.
- Ara dönem finansal rapor sunmayan işletmelerin, TSRS uyumlu ilk yıllık sürdürülebilirlik raporunu, TSRS’lerin ilk kez uygulandığı yıllık raporlama dönemi sonundan itibaren dokuz ay içerisinde yayınlaması gerekmektedir.