1.Giriş

Kabul edilmesi gereken en doğru yaklaşımlardan biri, herhangi bir taahhüt konusu işi tamamlayarak ortaya koymaya talip olan kişi ve kuruluşların, talip oldukları işi öngörülen süre içinde ve öngörülen şekilde yerine getirebileceklerine ilişkin, hizmet alımını arz eden makamda (ihale makamında) uyandıracağı güven duygusudur.

Takdir edilmelidir ki, güven duygusu durduk yerde oluşmaz. Güven duygusunu oluşturan gözlem; kişinin veya kuruluşların işin öngörülen sürede ve zamanda tamamlanabileceğine ilişkin bilgi birikimi, ekonomik güç, aynı veya benzeri bir işin geçmişte tamamlanmasına ilişkin dokümantasyon bilgileri, halen sorumlu olduğu çalıştırılan sigortalıların sigorta primlerinin süresinde ödenip ödenmediği, vergi borcunun bulunup bulunmadığı vb. gibi kanuni mükellefiyetlerin yasaların öngördüğü sürede ve şekilde yerine getirilip getirilemediğine dair referans bilgilerinden oluşmaktadır.

Kamu icraatlarında en doğru düzenlemelerden biri de; (maalesef ve ne yazıktır ki, ülkemizde en fazla tadil edilen mevzuat gruplarından biri olsa da, genel yaklaşımla) kamunun arz edeceği bazı proje bazlı tesis, inşaat ve benzeri işleri, yapabileceklerini taahhüt eden kişi veya kuruluşlardan, bu işleri yapabileceklerini tevsik eden belgelerin ibraz edilmesine ilişkin olarak, (4734 sayılı Kanun'un1 10'uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (c) bendi uyarınca) Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından düzenlenmekte olan "Sosyal Güvenlik - Borcu Yoktur Yazısı/Belgesi" olarak bilinen bir belgenin ibraz edilmesidir.

İhale makamlarınca ihale sözleşmesi imzalanmadan önce istenen, kesinleşmiş hangi borçların kapsama girdiği, varsa borç tutarlarına ilişkin limitler, bu yazılara ilişkin olarak son dönemde yapılan değişikler ve benzeri hususların taraflarca bilinmesinde yarar bulunduğu değerlendirilmektedir.

2. Kapsama Giren Borç Türleri

2.1-İşverenin iş yerinde, 5510 sayılı Kanun'un2 4'üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi (4/a) kapsamında sigortalı çalıştırılması halinde;

2.1.1-İş yerinin muaccel hale gelmiş sigorta primi, sosyal güvenlik destek primi, işsizlik sigortası primi ve bunların gecikme cezası (GC.) ile gecikme zamları (GZ.) varsa diğer fer'ileri,

2.1.2-İhale konusu işler ve özel bina inşaatı işyerlerine ilişkin olarak (1/5/2004 tarihinden sonra bitirilmiş olması kaydıyla) SGK tarafından yapılan araştırma işlemleri sonrasında veya Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler veya Yeminli Mali Müşavirler tarafından yapılan işyeri kayıtlarının incelenmesi sonrasında fark işçilik matrahı esas alınarak yapılan işlemler sonucunda bulunan ve isteklilerce ödenmesi kabul edilen prim, GC, ve GZ. tutarları,

2.1.3-SGK denetim elemanlarınca işin yürütümü için gerekli olan asgari işçilik miktarının tespitine ilişkin düzenlenen raporlarda; önerilen asgari işçilik miktarı üzerinden hesaplanan prim, GC. ve GZ. tutarlarının, idari aşamada kesinleşmiş olan kısımları,

2.1.4-SGK' nun denetim ve kontrolle görevli memurlarınca yapılan fiili denetimler veya işyeri kayıtlarının incelenmesi sonucunda tespit edilen ayrıca, diğer kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatları gereğince yaptıkları denetim, inceleme, soruşturma sonucunda ya da kamu kurum ve kuruluşları ile bankalardan alınan belge, bilgi sonucunda, çalıştığı tespit edilmekle birlikte sigorta primine esas kazançlarının (SPEK) SGK'ye bildirilmemesi veya eksik bildirilmesi nedeniyle tahakkuk ettirilen, sigorta primi, sosyal güvenlik destek primi, işsizlik sigortası primi ve bunların GC. ile GZ. varsa diğer fer' ilerinin idari aşamada kesinleşmiş kısımları,

2.1.5-Kesinleşmiş mahkeme kararı gereğince geriye yönelik olarak verilen, prim belgelerinden dolayı oluşan ve muaccel hale gelmiş sigorta primi, sosyal güvenlik destek primi, işsizlik sigortası primi ve bunların GC. ile GZ. varsa diğer fer' ileri,

2.1.6-Sigortalıların ay içinde bazı iş günlerinde çalıştırılmadığına veya eksik ücret ödendiğine ilişkin belgelerinin SGK'na verilmemesi veya verilmesine rağmen geçerli sayılmaması üzerine tahakkuk ettirilen, sigorta primi, sosyal güvenlik destek primi, işsizlik sigortası primi ve bunların GC. ile GZ., varsa diğer fer' ilerinin idari aşamada kesinleşen kısımları

2.1.7-İşverenlerin varsa alt işverenlerinin çalıştırdıkları sigortalılardan dolayı tahakkuk eden ödenmemiş sigorta primi, sosyal güvenlik destek primi, işsizlik sigortası primi ve bunların GC. ile GZ., varsa diğer fer' ileri,

2.1.8- Ortağı olduğu şirketin sigorta primi, sosyal güvenlik destek primi, işsizlik sigortası primi ve bunların GC. ile GZ., varsa diğer fer' ilerinin şirketin nevi dikkate alınmak suretiyle sorumlu olduğu tutarları,

toplamının ihale tarihi itibarıyla 5.000 TL aşan borçları, kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu olarak kabul edilmektedir.

Kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borçlarının tespitinde; İşveren borçları, işverenin varsa alt işvereninin veya işverenin kendisinin başka bir işverenin alt işvereni olması halindeki ihale tarihi itibarıyla Türkiye genelindeki kapsama giren borçları birlikte değerlendirilmekte olup, bu borçların 5000 TL'nin altında olması halinde borcu yoktur belgesi; üzerinde olması halinde ise borç tutarını gösteren belge düzenlenmektedir.

Örneğin; 4/a kapsamında sigortalı çalıştıran bir işverenin, Kesinleşmiş Sosyal Güvenlik Borcu Yoktur Belgesi almak üzere SGK'nin herhangi bir ünitesine başvurduğunu, başvurduğu ünitede kayıtlı iş yerinden dolayı kapsamda olan borçlardan dolayı toplam 4.500 TL, diğer bir ünitede tescilli bir alt işvereninin ise 2.500 TL kesinleşmiş prim borcunun bulunduğu varsayıldığında, iş yerinin kendi borcu ile alt işvereninin borcunun tutarı toplam olarak7.000 TL olduğundan, (yani, 5.000 TL'yi aştığından) tarafına borcunun olmadığına dair belge verilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Aynı işverenin kendisine ait kapsama giren borçlarının olmaması, ancak alt işvereninin kapsama giren borçlarının 5.000 TL'yi aşması halinde de borcu yoktur yazısı verilememektedir.

2.2-İşverenin işyerinde, hem 5510 sayılı Kanun'un 4'üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, hem de (c) bendi (4/c) kapsamında sigortalı çalıştırılıyor olması halinde;

Bu durumda (4/a) kapsamında çalıştırılan sigortalılardan dolayı, yukarıda (2.1 bendinde) belirtilen kapsama dahil borçların 5.000 TL'yi aşmaması gerekmektedir.

Aynı işyerinde çalıştırılan (4/c) kapsamındaki sigortalılar için de yasal ödeme süresi geçmiş prim, kesenek, ve kurum karşılıkları ile bunların GC., GZ. ve diğer fer' ilerinin 5.000 TL'yi aşmaması halinde taraflarına kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu olmadığına dair belge verilmektedir.

Kapsama giren borçların 5.000 TL'yi geçip geçmediği konusunda gerek (4/a) kapsamındaki sigortalılardan kaynaklanan kapsama giren borçlar gerekse de (4/c) kapsamındaki sigortalılardan kaynaklanan kapsama giren borçlar ayrı ayrı değerlendirilmektedir.

Her iki sigortalılık statüsü kapsamındaki sigortalılardan kaynaklanan borçların borç limitlerini aşıp aşmadığı konusu da ayrı ayrı değerlendirilmekte olup, esas itibarıyla her iki sigortalılık/borç türünden kaynaklanan borçların her ikisinin de 5.000 TL'nin altında olması icap etmektedir. Başka bir ifade ile, (4/a) veya (4/c) sigortalılarından kaynaklanan borçların, herhangi birinin 5000 TL'yi aşması durumunda borcu yoktur yazısı verilememektedir.

İş yerinde; hem 4/a'lı, hem 4/c'li sigortalı çalıştırılıyor ve aynı zamanda da iş yerinin alt işvereni varsa; bu durumda (4/a) kapsamındaki sigortalılardan kaynaklanan borçlar ile alt işverenin borçlarının birlikte değerlendirilerek limiti aşıp aşmadığına bakılmaktadır.

Örneğin, bir belediyenin, bir şirketin %65 hissesine sahip olduğu ve iş yerinde hem 4/a'lı, hem 4/c' li sigortalı çalıştırıldığı ve başka bir kurum ünitesinde tescilli alt işvereninin olduğu varsayıldığında; 4/a borçları ile alt işveren borçları birlikte değerlendirilmekte olup her iki nitelikteki borçların toplamımın 5.000 TL'yi aşması halinde borcu yoktur yazısı verilememektedir

2.3- İşverenin, 4/a kapsamında sigortalı çalıştıran gerçek kişiliği haiz bir işveren ve 5510 sayılı Kanun'un 4'üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi (4/b) kapsamında sigortalı olması halinde;

-(4/a) kapsamında çalıştırılan sigortalılardan veya üst düzey yöneticisi veya ortağı olduğu şirketin (nevi ve sorumluluğu da dikkate alınmak suretiyle) "2.1" bendinde belirtilen borçlarının 5.000 TL'yi aşan tutarı, (4/b) kapsamındaki sigortalılığından doğan prim borçları (bu bölüm kapsamındakiler için sosyal güvenlik destek primi sorgulanmamaktadır.),

-5510 sayılı Kanun'un 60'ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi (60/1g) kapsamındaki (genel sağlık sigortalısı sayılanların belirtildiği (a) – (f) bendlerinde sayılanların dışında kalan vatandaşlar) genel sağlık sigortası (GSS) prim borçları ile bunların GC. ve GZ.'ları ve fer' ilerinin 5.000. TL'yi aşan borçları,

kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu olarak kabul edilmekte olup bu borçlar, prim borçlarının tespiti bağlamında ayrı ayrı; borç limitinin aşımı bağlamında ise (4/b) sigortalılığından kaynaklanan prim borçları ile (60/1g) kapsamındaki GSS prim borçları birlikte ele alınmaktadır.

2.4- işverenin, 4/b kapsamında sigortalılığı olan gerçek kişi olması halinde;

İşverenin, (4/b) kapsamında sigortalılığı olan gerçek kişi işveren olması durumunda; (4/b) sigortalısı sayılmasından veya sosyal güvenlik destek primi ödeme yükümlülüğünden doğan borçları ve (60-1/g) kapsamındaki GSS prim borçları ile bunların GC. veGZ'larının ve diğer fer' ilerinin 5.000 TL'yi aşan borçları ile üst düzey yöneticisi veya ortağı olduğu şirketin SGK'ye olan sigorta primi, işsizlik sigortası primi bunların GC. ve GZ. ile diğer fer' ilerine ilişkin borçlarından şirketin nevi dikkate alınarak sorumlu olduğu tutarın 5.000 TL'yi aşması halinde bunlar kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu olarak kabul edilmektedir.

Yapılacak hesaplamada isteklilerin; (4/b) sigortalılıklarından kaynaklanan prim borçları ve (60/1g kapsamındaki) GSS prim borçları ile üst düzey yöneticisi veya ortağı olduğu şirketin 4/a'lı sigortalı çalıştırmasından kaynaklanan prim borçlarından sorumlu olduğu tutarlar ayrı ayrı değerlendirilmektedir.

Bu değerlendirmede, (4/b) sigortalılığından doğan prim borçları ve (60/1g kapsamındaki) GSS prim borçları birlikte ele alınmakta olup buna göre; üst düzey yöneticisi veya ortağı olduğu şirketin (4/a) kapsamında sigortalı çalıştırmasından kaynaklanan şirketin nevisi de dikkate alınarak prim borçlarından sorumlu olduğu kısmın 5.000 TL'nin altında olmasının yanı sıra (60/1g kapsamındaki) GSS prim borçlarının birlikte 5.000 TL'nin altında olması durumunda kendilerine "Borcu Yoktur Belgesi" verilmektedir.

3. Kapsama Girmeyen Borç Türleri

4734 sayılı Kamu ihale Kanunu'na göre verilen "Borcu Yoktur Belgeleri"nde; yukarıda belirtildiği gibi, kapsama giren borçlar ihale tarihi itibarıyla ve Türkiye genelinde sorgulanmaktadır.

"Borcu Yoktur Belgesi" düzenlenmesi aşamasında her ne kadar, "kapsama giren borç türlerinin dışında kalan borçlar Borcu Yoktur Belgesi" verilmesine ilişkin işlemlerde dikkate alınmamaktadır." diyerek kestirmek mümkün ise de özellikle belirtilmesinde yarar bulunduğu düşünülmektedir.

Bu bağlamda;

3.1-İsteklilerin ihale tarihi itibarıyla, Türkiye Genelinde;

3.1.1-İlgili kanunları uyarınca tecil ve taksitlendirilmiş veya yeniden yapılandırılmış olup, bozma koşuluna girmeyen, gerek ilgili kanunları gereğince ödenmesi gereken taksitlerin ödeniyor olması ve gerekse de kanunen öngörülen cari ay ödemelerinin yasal süresinde yapılması kaydıyla bu kapsamdaki sigorta primi, sosyal güvenlik destek primi, işsizlik sigortası primi, kesenek, kurum karşılığı borçları ve bunların fer' ileri,

3.1.2-Vadesi geçtiği halde ödenmemiş olmakla birlikte ilgili kanunlar uyarınca ertelenmiş olan prim borçları,

3.1.3-İdari para cezası borçları, tasarrufa teşvik kesintisi ve katkı tutarları, konut edindirme yardımı,

3.1.4-İlgili kanunları gereğince takip ve tahsil görevi SGK'na verilmiş olan özel işlem vergisi, eğitime katkı payı, damga vergisi ve bunlara bağlı gecikme zamları,

3.1.5-Mahkemelerde dava açılmış olmakla birlikte takip ve tahsili durduracak geçici veya nihai bir kararın bulunduğu prim borçları,

3.1.6-6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun3 hükümleri kapsamında, SGK tarafından tesis edilen cebren tahsil işlemlerinin durdurulmasına yönelik ortaya konulan mahkeme kararlarının konusu olan prim borçları,

kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu olarak değerlendirilmemektedir.

SGK'na başvurarak 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında ihalelerde ibraz edilmek üzere "Borcu Yoktur Belgesi" talep eden isteklilerin, yukarıda belirtilen kapsamda borçlarının olduğu durumlarda taraflarına borçlarının bulunmadığına dair belge düzenlenmekte olup diğer borçların sorgulanması aşamasında da bu borçlar kurumca dikkate alınmamaktadır.

Çalışmamızda referans kabul ettiğimiz 2/3/2020 tarihli ve 2020-5 sayılı Genelge'de yapılan değişiklikleri içeren26/12/2024 tarihli ve 2024-16 sayılı Genelge'nin "2"numaralı bölümünde; 2020-5 sayılı Genelge'nin "2-Kapsama Girmeyen Borç Türleri" başlıklı kısmında yer alan bütün örnekler değiştirilerek yeni örnek vakalar derç edilmekle birlikte, alt bentlerde (a-f bentlerinde) belirtilen ve kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu kapsamında değerlendirilmeyen borçlarla ilgili bölüme müdahale edilmemiştir.

4. Borçların Dönemi

4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında olan kurum ve kuruluşların gerçekleştirdikleri ihaleler sonucunda; ihaleyi üstlenen işverenlerden, SGK'den alacakları sosyal güvenlik prim borcu bulunmadığına ilişkin tasdikli belgenin ihale sözleşmesinin imzalanma tarihinden önce sunulmasını isteyebilmektedirler.Yapılan çoğu ihalelerde ihale tarihi ile sözleşme tarihi arasında belli bir süre geçebilmekte olup, işverenlerin ihale tarihinden öncesine ait olmak üzere kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu kapsamına giren borç türlerinden borcunun bulunması ve bu borcun ihale sözleşmesinin imzalanma tarihine kadar ödenmesi halinde taraflarına yine borcu yoktur belgesi verilebilmektedir.

5. Ortak Girişimlerde (İş Ortaklığı ve Konsorsiyum) Durum

Bilindiği gibi, ortak girişimler birden fazla gerçek veya tüzel kişi tarafından oluşturulabilmekte olup, "İş ortaklığı" ve "Konsorsiyum" olarak iki şekilde oluşabilmektedir. (4734/14. Md.)

İş ortaklığı; üyelerinin hak ve sorumluluklar bakımından işin tümünü birlikte yapmak üzere;

Konsorsiyum ise, üyelerinin hak ve sorumlulukları bakımından her üyenin kendi uzmanlık alanları ile sınırlı tutulmak üzere bir araya gelinerek,

oluşturulan tüzel kişiliklerdir.

Bu bağlamda;

-ihaleyi üstlenen tüzel kişiliklerden ihale sözleşmesinin imzalanmasından önce, iş ortaklığı veya konsorsiyum olup olmadıklarını,

-iş ortaklıklarında pilot ortağın kim olduğu, taahhüdün yerine getirilmesinde hak ve sorumlulukların müşterek ve müteselsil olduğu,

-konsorsiyumlarda koordinatör ortağın kim olduğu ve taahhüdün yerine getirilmesinde her üyenin işin hangi kısmını taahhüt etti ise hak ve sorumlulukların her üyenin taahhüt ettiği kendi uzmanlık alanı ile ilgili olduğu,

belirtilmek suretiyle yapılan noter tasdikli anlaşma istenebilmektedir.

Bu durumlar dikkate alınarak;

İş ortaklıklarında; her üyenin borcunun olup olmadığı ayrı ayrı sorgulanmakta ve ortaklardan her birinin kapsama giren borcunun bulunmaması halinde borcu yoktur belgesi verilmekte olup, ortaklardan birinin borcunun bulunması halinde ise verilmemektedir.

Konsorsiyumlarda ise; her bir üyenin ayrı ayrı teminat yatırması ve her bir üyeye ayrı ayrı istihkak ödenmesi ve her bir üyenin ayrı ayrı iş yeri tescillerinin yapılmış olması kaydıyla, kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcunun olmadığına ilişkin belge her bir üye nezdinde, diğer ortak üyelerin borcunun bulunup bulunmadığına bakılmaksızın düzenlenebilmektedir.

6. Ticari Şirketler ve Ortaklıklarda Durum

Tüzel kişilik, kendisini meydana getiren kişilerin dışında, ayrı bir varlığa ve iradeye sahip kuruluşlar olup, karar organları aracılığı ile hak ve borç altına girebilmeleri mümkün bulunmaktadır. Doğacak hak ve sorumluluklar, tüzel kişiliği oluşturan gerçek kişileri değil, bizatihi tüzel kişiliğin kendisini bağlamaktadır.

Ticari şirketler, kollektif, adi komandit, paylı komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketler şeklinde kurulabilmekte olup, ticari şirketler ortakları ile ayrı ayrı kişiliğe sahiptirler. Bu nedenle, ortakların kendilerine ait iş yerlerinden kuruma borçları olsa bile, ortağı oldukları şirketlerin kuruma borçlarının bulunmaması halinde, ilgili şirketlere borçları bulunmadığına dair belge verilebilmektedir.

Gerçek kişi işverenlerin, kendilerine ait iş yerinden borçlarının bulunmamasına rağmen, ortağı oldukları şirketin borcunun bulunması durumunda, (ortağı olduğu şirketin nevi dikkate alınarak) sorumluluğu oranındaki borç ödenmeden kendisine ait iş yerinden dolayı borcu yoktur yazısı verilememektedir.

7. Başvuru ve İbraz Edilecek Belgeler

İşverenlerin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 10'uncu maddesi uyarınca kurumdan borcu yoktur yazısı talep etmeleri durumunda; kurumun internet sayfasından alacakları veya ilgili sosyal güvenlik il /merkez müdürlüğünden temin edebilecekleri "4734 Sayılı Kanun'un 10'uncu Maddesine Göre Borcu Yoktur Belgesi Verilmesine İlişkin Talep Formu"nun düzenlenerek iş yerinin tescilli olduğu kurum ünitesine başvurulması gerekmektedir.

Söz konusu formun, 2020-5 sayılı Genelge ekinden (Ek.3) veya SGK'nin internet sitesinden (www.sgk. gov.tr) temin edilmesi mümkün bulunmakta olup, bu form dışında başka bir form kullanılmamaktadır.

Kurumda tescilli işyeri olmayanların, kurumun herhangi bir ünitesine başvurmaları mümkün bulunmaktadır.

İşverenler tarafından düzenlenecek formlarda; önceden ilişiksizlik belgesi aldıkları iş yerinin belirtilmemesi, buna karşılık Türkiye genelinde, devredilen, ortaklık, üst düzey yöneticilik durumu sona eren, halen faal olmamakla birlikte kurum kayıtlarında "İz" olmayan, (4/a) kapsamında borçlarının olabileceği dikkate alınarak bu iş yerlerinin belirtilmesi ayrıca, temsile yetkili kişilerin kimlik bilgileri ve imza sirkülerinin ve ortak olunan iş yerlerine ait Ticaret Sicil Gazetesinin, üst düzey yöneticilerin göreve başlama ve ayrılma tarihlerinin ibraz edilmesi icap edilmektedir.

8. Değerlendirme

İlgililer açısından bilinmesinde gerek vardır ki, Kamu hizmeti yapmakta olan kurum ve kuruluşlar, hizmet almak istedikleri kurum ve kuruluşların bahse konu işleri sağlıklı tamamlayabilip tamamlamayacaklarına ilişkin bilgileri (ve diğer gerekli bilgileri) birbirlerinin kullanımlarına açık ortak datalarından kolaylıkla temin edebilmekte, gerekmesi halinde de talep ederek elde edebilmektedirler. Ki bu kamu kaynaklarının riske edilmemesi açısından doğru ve gerekli bir uygulama olup, ekonomik açıdan güçsüz olan bir kuruluşa kotaramayacağı bir işi ihale etmenin kamu zararına yol açabileceğini daima dikkatte tutmak icap etmektedir.

Bu bağlamda, 4734 sayılı Kamu ihale Kanunu kapsamında ihaleleri üstlenen işverenlerden, kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcunun bulunmadığını gösterir belge (muhtemelen diğer ilgili bakanlıklarda- örneğin Hazine ve Maliye Bakanlığı da vergi borcunun olup olmadığı konusunda- araştırma yapabilir/yapabilmektedir.) talep edilmesinde kamu yararı bulunmaktadır.

Bu bağlamda, 2020-5 sayılı Genelge'de, sigorta primine esas kazancın üst sınırının 3 katı/bazı durumlarda 6 katı olan borç limitleri, kamu yararı açısından yeniden belirlenmiş olup, bu oran, yeniden yapılan düzenlemeyle (2024-16 sayılı Genelge'de de belirtildiği üzere) 5.000 TL'ye indirilmiş bulunmaktadır.

Kamu yararı kapsamında değerlendirilebilecek bir başka durum, bazı borçların önceden ayrı ayrı (asıl işveren borçları ile alt işveren borçları gibi) değerlendirilmekte iken yeni uygulama ile borç limitlerinin birlikte değerlendirilmesidir.

Diğer taraftan, ihaleyi üstlenen işverenlerin ihale tarihi itibarıyla kapsama giren borçları olsa dahi, bu borçların ihale sözleşmesinin imzalanma tarihine kadar geçecek süre içinde ödenmesine izin verilmesine ilişkin uygulama halen sürdürülmekte olup, bu durumun eleştiriye müstahak olduğu değerlendirilmektedir.

İhalelere iştirak aşamasında birçok işverenin ihaleye katıldığı ancak, bir işverenin üstlendiği ihaleden dolayı ve sadece o işverenden (onun da mevcut borçlarını ihaleyi aldığı belli olduktan sonra, sözleşme tarihine kadar ödemesine izin verilerek) kamu borçlarının tahsil edilmesi nedeniyle kamu kazancının da aynı oranda azalmasına neden olunduğundan, bu konudaki eleştirel yaklaşımlar pek de haksız görülmemektedir.

Örneğin, ihaleye on işverenin iştirak etmesi ve ihaleyi bir işverenin üstlenmesi halinde; ihaleye katılım aşamasında, on işverenin, onunun da kamuya olan borçlarını ödetilmesi imkânı mevcutken, sadece bir işverene borcunun ödettirilmesi ile yetinilmemesinin icap ettiği düşünülmektedir.Öte yandan, 28/3/2007 tarihli ve 56154 sayılı "Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" un 23'üncü maddesi ile 4734 sayılı Kanun'un 10'uncu maddesinin sonuna bir fıkra eklenerek Kurum Sosyal Güvenlik Başkanlığının olumlu görüşü ile sosyal güvenlik prim borcunun kapsamını ve tutarını; Gelir İdaresi Başkanlığının görüşünü alarak da vergi borcunun tür ve tutarını belirlemeye yetkili kılınmıştır.

Yapılan bu değişiklere ilave olarak 14/8/2007 tarihli 26613 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan uygulama yönetmeliklerinin "İhale dışı bırakılma" başlıklı maddesinde yapılan değişiklikle ihale dışı bırakılma kuralları da belirlenerek uygulamaya konulmuştur.

9. Sonuç ve Öneriler

Yukarıda özetlenen hususların uygulamada doğuracağı (aşağıda belirtilen) sonuçlar aynı zamanda önerilerimiz olup önemsenmesinde ilgililer açısından yarar bulunmaktadır.

-4734 sayılı Kanun kapsamında ihalelere katılacak işverenlerin SGK'ye olan borçlarının limitleri oldukça düşürülmüş olması nedeniyle borçlarının ödenmesinde limit tutarlarının göz önünde bulundurulmasında oldukça titiz davranmaları gerekmektedir.

-Hangi borçların ayrı ayrı, hangilerinin birlikte ele alınarak değerlendirildiğine dikkat edilmesi icap etmektedir.

-Borcu yoktur yazılarının düzenlenmesi konusunda hangi borçların dikkate alınarak sorgulanacağı, hangilerinin kapsama girmemesi nedeniyle sorgulanamayacağı konusunda önceden bilgi sahibi olunmasında, muhtemel hatalı işlemlere zamanında itiraz edilebilmesini teminen yarar bulunmaktadır.

-2020-5 sayılı Genelgenin "II- 2-Kapsama giren borç türleri" bölümündeki bütün örnekler, 2024-16 sayılı Genelge ile değiştirilmiş olup, örneklerle ilgili yorum yapılarak belli bir sonuca ulaşılmasına ilişkin değerlendirmelerde bu durumun dikkate alınması olası hatalı uygulamaları önleyecek, yapılacak itirazlarda gerekçe teşkil edecektir.

-Borcu yoktur yazılarının düzenlenmesinde en kritik noktalardan olan, borç sorgulamasının ihale tarihi itibarıyla yapılacağı, ihale tarihinden önceki döneme ait kapsama dahil borçların sözleşme tarihine kadar ödenmesi halinde de isteklilere borcu yoktur belgesi düzenleneceği hem uygulayıcılar hem de istekliler tarafından unutulmamalıdır.

-Başvurularda, Kurum tarafından öngörülen formun kullanılması gerekmektedir.

-Uygulamada tereddüde düşülen konularda 2/3/2020 tarihli, 2020-5 sayılı Genelge ile 26/12/2024 tarihli, 2024-16 sayılı Genelge'lere başvurulmasında yarar bulunmaktadır.

Mustafa İTİŞKEN

SGKB/SPGM İşveren İşlemleri Daire Başkanlığı

(e.) Şube Müdürü, İşveren İşlemleri ve Kamu Yönetimi Uzmanı

MDERGI/8673A.015

(NİSAN 2025 Sayı: 256)

____________________________________________

1 22/1/2002 tarihli ve 24648 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır

2 16/6/2006 tarihli ve 26200 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.

3 28/7/1953 tarihli ve 8469 sayılı Resmî Gazetede yayımlanmıştır

4 4/4/2007 tarihli ve 26483 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır