Köşemde, İstanbul Finans Merkezi (İFM) Yasa Teklifi Meclis'e sunulduğunda, “İstanbul Dubai'ye rakip olabilir” başlıklı yazımı okumuştunuz. Yazımın yayımından itibaren iki ay geçti. Bu süre içinde 28 Haziran 2022 Tarihli ve 31880 Sayılı Resmî Gazete'de 7412 Sayılı İstanbul Finans Merkezi Kanunu yayımlandı.
Kanun ile özet olarak; yurt dışı yerleşiklere sunulan hizmetler, hizmet ihracatı sayılacak ve bu kapsamda elde edilen kazançların yüzde 75'i kurum kazancından indirilecek. Hizmet ihracı kapsamında alınan bedellerde Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi ve Damga Vergisi istisnası uygulanacak. Yurt dışı tecrübe sahibi personellerin ücretlerinin vergilendirilmesinde yüzde 80'e kadar varan oranlarda Gelir Vergisi istisnası uygulanacak. Defter ve belgeler yabancı para birimiyle tutulabilecek ve düzenlenebilecek.
İstanbul Finans Merkezi'ne harcanan milyarlarca lira sadece Merkez Bankası ve kamu bankalarını aynı yerleşkede toplamak için harcanmadığına göre; Dünya'da dijital varlık şirketlerini bir araya toplayan bir merkez haline gelebilir konulu yazı yazmayı düşünüyordum. Gazetemizde, 19 Temmuz'da “Dijital Varlık Şirketleri Birleşik Arap Emirlikleri'ne akın etti: Dubai Kripto Wall Street oldu başlıklı haberi görünce, yine mi geç kalıyoruz dedim.
Bugün sizlerle İstanbul, “Kripto Wall Street” olabilir mi? sorusuna yanıt arayacağız.
YENİ TEKNOLOJİ VE İFM
Kripto para teknolojisi, son 10 yılda hızlı bir yükseliş gösterdi. Kripto paraların piyasa büyüklüğü 1.2 trilyon dolara ulaşırken, kripto ekosistemine NFT, Fintech gibi alanların eklenmesi ile büyüklüğü daha da artıyor. Londra, Frankfurt veya Singapur gibi geleneksel finans merkezleriyle rekabet etmek için kurulan İFM'nin bu yeni yükselen kripto finans akımını benimsemesi durumunda hedeflerine ulaşması çok daha kolay olabilir. Daha gelişme aşamasında olan kripto piyasalarının merkezi olma iddiasında olan oyuncular çıkmaya başladı bile. Dubai, Estonya, Malta ve İsviçre'de Zug Kantonu gibi bölgeler, kripto regülasyonlarını açık biçimde oluşturarak ya da kripto dostu yaklaşımlarla ve sundukları vergi avantajlarıyla kendi kripto vadilerini oluşturup yatırım çekiyorlar. Kripto alanında çalışan binlerce şirket, bu yerlerde kuruldu bile. Kurulan bu firmaların alanlarına baktığımızda; blockchain'in finansal tarafında uygulaması olan kripto borsası, borçlanma ve fonlama, ödeme sistemleri, kripto cüzdan veya varlık yönetimi gibi konularda faaliyet sürdürüyorlar. Bunlara ek olarak, yeni blockchain veya başka dağıtılmış defter teknolojileri geliştirmeyi amaçlayan firmalar da kripto ekosistemine yeni konsept ve vizyonlar katmak için uğraşıyor.
Türkiye tarafında ise kripto finans alanında yenilikler, 2019 yılında yayınlanan 11. Kalkınma Planı içerisinde yer aldı. 2019 ile 2023 yılını kapsayan plana göre; blockchain tabanlı Dijital Merkez Bankası parası uygulamaya konulacak. Buna ek olarak; Fintech ekosisteminin planlaması ve koordinasyonu için tek bir merkeze bağlanma ve peer2peer (kitlesel) fonlama gibi yeni finansal araçların geliştirilmesi hedeflendi. Kripto ve diğer teknolojik finansal gelişmeler ve İFM'nin geliştirilmesi konuları Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi tarafından yürütülüyor.
Finans Ofisi aynı zamanda İFM içerisinde İstanbul Finans ve Teknoloji Üssü Projesi ile Fintech konusunda proje ve şirketleri desteklemeyi hedefliyor. Finansal teknoloji konusunda teşvik ve destekler açıklanmadan önce kripto ve blokchain konusundaki yasal mevzuatı bitirip, açıklamakta fayda var. Yatırımcı belirsizliği sevmez ve kurallarını önceden bilmediği bir alana yönelmez.16 Nisan 2021 tarihinde T.C. Merkez Bankası'nın Kararı ile kripto paraların ödeme aracı olarak yasaklaması ve diğer konularda (Kripto Borsa, Mining, Merkeziyetsiz Finans) daha yasaklayıcı bir düzenleme gelebileceği endişesi ile yatırımları azaltmaktadır. Çalışması yapıldığı bilinen ancak bir türlü bitirilemeyen düzenlemenin açıklanması ile kafalardaki soru işaretlerinin bitmesi İFM'nin teşviklerinin cazibesini daha da artıracaktır.
Geleceği göremeyen sadece izler…
İFM projesinin Fintech ekosistemine katkı yapacağı şüphesiz, fakat kripto dünyasından hem yurt dışından yatırım çekmek hem de yurt içi projelerini desteklemek için; düzenleme belirsizliği giderilip yasaklayıcı düzenleme gelme endişesini gidermek en önemli adım olacaktır. Kripto ekosisteminin yükselen değeri ile ülke ekonomisine yüksek teknoloji hizmet ihracatı aracılığı ile hizmet ihracatı olanağı sunacağı da ortada. Geleceğin kripto merkezi olmak, aynı zamanda geleceğin finans merkezi olmak anlamına da gelecektir.
Coinmarketcap verilerine göre; raporlanan sonuçlar baz alındığında, ortalama olarak Türkiye'de günlük yaklaşık 1 milyar dolar kripto para işlem hacmi gerçekleşmektedir. Bunun yaklaşık yüzde 14'lük kısmını dolara endeksli kabul edilen Tether oluşturmaktadır. Bu yüksek oranlar ve Türkiye içerisinde dönen hacimler, ülkeye fon girişini de desteklemekle birlikte; finansal teknoloji, sektöre ve ülkeye yeni katma değer katacaktır. Yatırımcıların alternatif enstrümanlara yönelmesi, olası döviz talebinin azaltılması konusunda da güçlü bir etki yaratma kapasitesine sahiptir.
Kripto varlıkların “emtia”, “menkul kıymet” veya “gayrimaddi hak” mı? olduğuna 3 yıldır karar verip, vergilendirilmesi konusunu çözemedik. Kripto para ile ödemeyi yasakladık, savaş nedeniyle ülkemize gelen ev, araba almak ama bedelini kripto para ile ödemek isteyen Rus ve Ukrayna vatandaşlarının büyük kısmına yardımcı olamadık. Dijital varlık şirketlerinin çalışma usul ve esaslarını belirleyen çerçeve yasal düzenlemeyi yapamadık!
Hızlanın beyler atı alan, Dubai'ye gidiyor!
“Değişim, yaşamın kuralıdır. Sadece geçmişe ya da şimdiki zamana önem verenler geleceği kaçırırlar.'' John F. Kennedy
Sözcü | Nedim TÜRKMEN