Yeni bir EYT dalgası gelebilir

Gazetedeki yazılarım nedeniyle çok sayıda okuyucumuzdan mesaj alıyorum. Son 1-2 aylık sürede çok sayıda okuyucumuz basında da kısmi olarak yer alan 2024 yılında emekli olalım mı, hizmet borçlanmalarımızı 2024’te mi 2025’te mi yapalım şeklinde sorular soruyor. Bu iki önemli konuda okuyucularımızı bilgilendirmek istedim .

Genel Açıklama

2008 reformu kapsamında 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte, 2008/Ekim (dahil) ayı itibariyle emekli aylığı hesaplama parametreleri yeniden be- lirlenmiş, aylık bağlama oranı her yıl için %2  olarak kabul edilmiştir. Geçmiş dönem kazançlarının güncellenmesinde 4447 sayılı Kanunla getirilen yöntem korunmakla birlikte, gelişme hızı (GH) oranının 2000-2008/Eylül arasında uygulandığı şekilde tamamı yerine emeğin milli gelir içindeki payı dikkate alınarak yüzde 30’unun dikkate alınması benimsenmiştir. Böylece bir önceki döneme göre aylık bağlama oranı düşürüldüğü  gibi, kazançların güncellenmesinde kullanılan katsayı da işçiler aleyhine düşürülmüştür.

2008/Ekim (dahil) ayı itibariyle emekli aylıklarının hesaplanmasında üçlü bir  hesaplama dönemi başlamıştır. Buna göre;

31.12.1999 tarihine kadar olan hizmetler için kısmi aylık

1.1.2000- 30.9.2008 dönemindeki hizmetler için kısmi aylık

1.10.2008 sonrasındaki hizmetler için kısmi aylık hesaplanmakta, bu aylıkların güncellenmiş toplamları ise sigortalıya bağlanacak güncel aylığı vermektedir.
 

Emekliliğe 2024 ve 2025 Yılında Başvuru Yapılmasının Aylığa Yansıması

Emeklilik başvuru tarihi, 5510 sayılı Kanuna göre sigortalıya bağlanacak aylığın hesabı açısından önem taşımaktadır. Geçmiş dönem kazançlarının ve kısmi aylık larının güncellenmesinde, başvuru yapılan takvim yılı ve dönemi esas alınmakta dır. Bu kapsamda 2024 yılı için emeklilik başvuru tarihi, ayrı bir önem kazanmıştır. Aylıkların hesaplanması ile ilgili mevzuat çerçevesinde 2024 ve 2025 yılı emeklilik başvurusuna göre aylıklar çok önemli miktarda değişiklik göstemektedir.

Burada konuyla ilgili mevzuatı çok ayrıntılı bir şekilde açıklayarak okuyucularımızı sıkmak istemiyorum. 2024 ve 2025 yıllarında emeklilik başvurusunun aylığa etkisi, prime esas kazanç seviyesine göre,emeklilik hakkını elde eden kişilerin bu tarihten sonra ne kadar süre çalışmayı arzu edip etmediklerine göre ,konuyla ilgili önümüzdeki süreçte herhangi bir yasa değişikliği yapılıp yapılmayacağına göre farklılaşmaktadır.

Bu açıklamalar çerçevesinde Mevcut durumu veri kabul ederek   Konuyu iki örnekle  açıklamaya çalışacağım.

1.Örnek: Asgari Ücretle çalışan Fatma Hanım’ın 2024 ve 2025 aylıkları

22.3.1997 tarihinden beri özel sektörde asgari ücret seviyesinden toplam 10.000 prim günü bulunan Fatma Hanım, 31.12.2024 tarihinde emeklilik başvurusunda bulunmuştur. Fatma Hanım’a ek ödeme ve 2025/Ocak zammı dahil 14.554,90 TL aylık bağlanmıştır. (2024 yılı enflasyonu yüzde 38, büyüme yüzde 4 kabul edilmiştir.)

Fatma Hanım 2024’te değil de bir gün sonra yani 1.1.2025 tarihinde emeklilik başvurusu yaparsa,  aylığı ek ödeme dahil 10.702,95 TL olacaktır. Ancak bu kök aylık, alt sınır aylığı olan 12.500 TL olarak ödenecektir.

2.Örnek: Asgari Ücretin 5 Katı Ücret Alan Ahmet Bey’in 2024 ve 2025 aylıkları

Özel sektörde yönetici olan Ahmet Bey, genel olarak asgari ücretin 5 katı ortalama kazançla prim ödemiştir. 10.000 günle 31.12.2024 tarihinde emeklilik ta lebinde bulunan Ahmet Bey’e ek ödeme ve 2025/Ocak zammı dahil 62.320,76 TL aylık bağlanmaktadır. Fakat Ahmet Bey bir gün sonra, yani 1.1.2025 tarihinde başvuru yaparsa, emekli aylığı ek ödeme dahil 45.697,71 TL’ye düşmektedir. Hesaplamada 2024 enflasyonu %38, büyüme %4 kabul edilmiştir.

Yukarıda yer alan açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde özellikli durumlar hariç emeklilik hakkını elde eden  kişilerin bağlanacak emekli aylığı açısından 2024 yılında emekli olmalarının kendilerine çok önemli bir avantaj sağlayacağını ifade edebilirim.

(*)Yukarıda verilen her iki örnekteki rakamlar  2024 yılı enflasyon ve büyüme rakamlarının kesinleşmesi ile netleşmiş olacaktır.
 

Bu Durum EYT’de İkinci Dalga Sonucunu Doğurabilir

Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) olarak adlandırılan 7438 sayılı Kanunla emeklilik yaşı kaldırıldığı için emekliliğe hak kazanan sigortalılardan bugüne kadar yaklaşık 2 milyon kişi  emekli olmuş bulunmaktadır. Ancak bu yasaya rağmen özel ve kamu sektöründe belirli ücret seviyesinin üzerinden çalışanlar, EYT düzenlemesine rağmen aktif sigortalı olarak çalışmaya devam etmektedir. Ancak  2024 yılı ile takip eden yıllarda emekliliğe başvurmak arasında yukarıda ifade edildiği şekilde yüzde 30’ları aşan bir farkın doğacak ol ması, bu kesimi de emekliliğe zorlayacaktır. Bu da EYT’de ikinci dalga anlamına gelmektedir ki, bu durumda;

Bu yeni dalga ile Sosyal Güvenlik Aktüeryal Denge açısından zaten düşük olan aktif/pasif oranının daha da kötüleşmesi,

İşgücü piyasası dengelerinin hem çalışan hem de işveren aleyhine bozulması,

İşverenler için yetişmiş insan kaynağı kaybı,

Yine işverenler için ani kıdem tazminatı yükü anlamına gelmektedir.
 

Hizmet Borçlanması

2025 yılı itibariyle asgari ücrette meydana gelecek artış sosyal güvenliğe yönelik birçok parametreyi de etkilemektedir. Bunlardan birisi de hizmet borçlanması tutarlarıdır. Hizmet borçlanması sayesinde sigortalılar, sigortalılık süresi ve/veya prim ödeme gün sayılarını artırabilmekte ve böylece daha erken emekli olabilmektedirler. Dolayısıyla 2025 yılına girmeden hizmet borçlanmalarının yapılması yerinde olacaktır.

Hizmet borçlanması türlerinden en fazla başvuruda bulunulanlar doğum borçlanması, askerlik borçlanması ve yurtdışı hizmet borçlanmasıdır. Asgari ücret artışıyla birlikte bu borçlanmaların tutarı da artacaktır.

Doğum, askerlik ve yurtdışı hizmet borçlanmaları dışında vatandaşlarımızın fazla bilmediği başka hizmet borçlanması türleri de bulunmaktadır. Bunlarda da 2025 yılından itibaren borçlanma tutarları ciddi oranda artacaktır. Buna göre borçlanılabilecek diğer süreler şöyledir;

· Memurların aylıksız izin süreleri

· Sigortalı olmaksızın doktora öğrenimi veya tıpta uzmanlık için geçirilen süreler

· Avukatlık stajında ve hekimlerin fahrî asistanlıkta geçen süreleri

· Sigortalı iken herhangi bir suçtan tutuklanan veya gözaltına alınanlardan bu suçtan dolayı beraat edenlerin tutuklulukta veya gözaltında geçen süreleri

· Seçim kanunları gereğince görevlerinden istifa edenlerin, istifa ettikleri tarih ile seçimin yapıldığı tarihi takip eden ay başına kadar açıkta geçirdikleri süreleri

· Kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışan sigortalıların, kısmi süreli çalıştıkları aylara ait eksik süreleri

Kaynak: Olay | Fatih ACAR