Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin yayınlamış olduğu verilere hiç bakma şansınız oldu mu? Türkiye adeta bir şirket cenneti. Mart 2020 sonu itibariyle yeni kurulan şirket sayısı toplam 28.303, kapanan şirket sayısı toplamı ise 3.978’dir. Biraz geriye gidip 2019 yılı toplam verilerini incelediğimizde ise, yeni kurulan şirket sayısının 85.263, kapanan şirket sayısının 14.050 olduğunu görüyoruz. Üstelik, tek bir şirket boyutunu aşan ancak ortaklaşa yapılması gereken büyüklükteki işlerle ilgili olarak kurulan iş ortaklıkları ve adi ortaklılar da bu sayılara dahil değil. Belli bir işi yapma açısından iş ortaklığı mı yoksa adi ortaklık mı daha avantajlı konusunu ayrı bir yazımda ele alacağım. 

Uygulamada, adi ortaklıklarla ilgili birkaç önemli vergisel sorun bulunuyor. Bunlardan birisi de adi ortaklıkların taşınmaz edinip edinemeyecekleri ve taşınmaz alımlarına ilişkin olarak yüklendikleri KDV’leri indirim konusu yapıp yapamayacaklarıdır.
 

Adi Ortaklık Nedir? Neden Tercih Edilir?

Adi ortaklık, iki ya da daha fazla girişimcinin emeklerini ve mallarını sermaye olarak birleştirerek meydana getirdiği bir ortaklık tipidir. Adi ortaklık sözleşmesi de, iki veya daha fazla kişinin emeklerini veya mallarını kazanç elde etme amacına ulaşmak üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir.

Adi ortaklıklar, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 620 - 645. Maddelerinde düzenlenmiştir. Adi ortaklıkların, Türk Ticaret Kanunu’nda yer alan ortaklıkların aksine tüzel kişilikleri bulunmamaktadır. Yani, tüzel kişiliği olmaması nedeniyle üçüncü kişilere karşı bağımsız bir varlığa sahip değildir.  Bu nedenle kendilerine ait mal varlıkları üzerinde ortaklarının elbirliği mülkiyeti vardır. Ortaklıkla ve ortaklığın mal varlığı ile ilgili hukuki eylem ve işlemlerde tüm ortaklar birlikte hareket etmek zorundadırlar.

Sahibinden ayrı bir varlığı olmayan, şirket kuruluş süreçlerinde kolaylık ve işlev bakımından en rahat olan türlerden biri olan ve en basit şirket modeli olarak ayrışan adi ortaklıklar; kuruluş̧ kolaylığı, tüzel kişiliğinin olmaması ve tescil zorunluluğu bulunmaması nedenleriyle yaygın bir şirket türüdür.
 

Adi Ortaklıkların Vergi Kanunları Karşısındaki Durumu Nasıl?  

Yukarıda da ifade edildiği üzere, adi ortaklıkların tüzel kişilikleri bulunmadığından, kurumlar vergisi mükellefiyetleri bulunmamaktadır. Bunların ortakları gelir veya kurumlar vergisi mükellefidirler. Ortaklar, ortaklık kazancını hisseleri oranında kendi beyanlarına dahil ederek beyan etmek suretiyle vergilendirirler. Ancak, tüzel kişilikleri olmasa da, vergi uygulaması açısından ortaklık adına vergi kimlik numarası verilerek, stopaj gelir (muhtasar) ve KDV yönünden mükellefiyetleri tesis edilir. Yani, adi ortaklıkların KDV ve stopaj gelir vergisi yönünden vergi mükellefiyetleri bulunmaktadır.
 

Adi Ortaklıklar Taşınmaz Edinebilir Mi?

Adi ortaklıkların Türk Ticaret Kanunu kapsamında tüzel kişilikleri bulunmadığından, tapu kütüğünde ortaklık adına taşınmaz tescili yapılamamaktadır. Ancak, adi ortaklık ortaklarının bir taşınmaz satın alarak bunun adi ortaklık adına tapuda tescilini istemeleri halinde, bu taşınmaz adi ortaklık adına değil ortakları adına elbirliği mülkiyeti esasına göre tescil edilebilmekte, düzenlenecek satış resmi senedinde de bu durum belirtilmektedir. Tescilde mülkiyet hanesine adi ortaklık ortaklarının isimleri yazılmakta, pay oranları belirtilmeden (aynı verasette iştirak halinde olduğu gibi) isimler ortak paranteze alınmaktadır. Ortak parantezin karşısına ise "Adi Şirket" ibaresi yazılmaktadır.
 

Taşınmaz Alımı Nedeniyle Ortaklık Adına Düzenlenen Faturadaki KDV, Ortaklık Tarafından İndirim Konusu Yapılabilir Mi?

Evet, indirim konusu yapılabilir.

Adi ortaklık faaliyetlerinde kullanılmak üzere satın alınan taşınmaz/taşınmazlar nedeniyle ortaklık adına düzenlenen faturada ayrıca gösterilen KDV, taşınmazın tapu kütüğüne yukarıda belirtildiği şekilde elbirliği mülkiyet şeklinde tescil edilmesi halinde, indirim konusu yapılabilir.

Konu ile ilgili olarak Gelir İdaresi Başkanlığı da aynı görüşte olup, verdiği bir özelgede;

6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve müteakip hükümlerine göre, birden çok kişinin bir taşınmaz satın alıp bunun adi şirket adına tescilini istemesi halinde, bu taşınmaz adi ortaklık adına değil ortakları adına elbirliği mülkiyeti esasına göre tescil edilmektedir. Diğer bir ifade ile adi şirketin tüzel kişiliği bulunmadığından taşınmazı satın alan gerçek veya tüzel kişilerin adları tapu kütüğüne yazılarak pay oranları gösterilmeksizin, elbirliği halini oluşturan neden "adi şirket" şeklinde tapu kütüğüne tescil edilmektedir. Elbirliği halinde tescil hali, birlikte mülkiyet hali değil, esasında şirket adına tek mülkiyetin tescil halidir. Ayrıca, ortakların taşınmazdaki tasarrufları elbirliği mülkiyet hükümlerine göre yapılabilmekte olup, ortaklar paylarını ancak birbirlerine temlik edebilmekte üçüncü bir kişiye temlik edememektedirler. Bu itibarla, adi şirket adına tapu siciline tescil edilmek istenen taşınmaz, elbirliği mülkiyeti olarak tescil edilmekte ve adi şirket olduğu belirtilmektedir.

Buna göre, ortaklığınızın faaliyetinde kullanmak üzere alacağınız işyerinin tapu siciline yukarıda belirtilen şekilde tescil edilmesi ve ortakların isimlerine ayrı ayrı yer verilmesi suretiyle faturanın ortaklık adına düzenlenmesi şartıyla, söz konusu işyeri alımına ait fatura muhteviyatı KDV'nin adi ortaklık tarafından indirim konusu yapılması mümkündür.’’

Şeklinde idari görüş bildirmiştir (GİB. Trabzon VDB’nin 11.04.2017 tarihli ve 26468226-105[ÖZG-14-2014]-30 sayılı özelgesi).
 

Sonuç Olarak;
Adi Ortaklık adına taşınmazın alınıp alınamayacağı ve Adi Ortaklık adına düzenlenen faturadaki KDV’sinin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı hususları artık netleşmiştir. Bu konuda ortaya çıkan tereddütler tamamen ortadan kaldırılmıştır.

Ozan TOLU

Kaynak: www.bdTurkey.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)