6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda (TTK) anonim şirkette sermaye kaybı ve borca batıklık halinde alınacak önlemleri düzenleyen hükümlerin esas amacı sermaye şirketlerinde alacaklıların temel güvencesini şirket sermayesinin tam olarak teşekkülünün ve korunmasının sağlanmasıdır.
TTK’ya göre sermaye kaybı ve borca batıklığın saptanmasında sermayenin yanı sıra, kanuni yedeklerin de dikkate alınması gerekir. Bu değişiklik, şirketin mali durumunun bozulması halinde daha erken müdahale etmeyi ve tedbir almayı gerektireceğinden olumlu bir değişikliktir. Sermayenin ortaklık sona erinceye kadar korunmasını amaçlayan en önemli ve en çok tartışılan düzenlemeye TTK md. 376/1-2’de rastlanmaktadır.

TTK m. 376 (1) Şirketin finansal durumunun bozulduğu hallerde alınması gereken tedbirleri düzenler. Söz konusu hükmün ilk iki fıkrası, sermayenin belirli oranlarda kaybedilmesi halinde yönetim kurulunun görevlerini düzenlediğinden sadece bu iki fıkra sermayenin korunmasına ilişkindir.

TTK’da gerek sermaye kaybı, gerekse borca batıklık halinde yapılacak işlemler yönetim kuruluna görev olarak yüklenmiştir. Ek olarak TTK’da batıklık durumunun varlığından mahkemeye bildirimde bulunulması, yönetim kurulunun devredilemez görev ve yetkileri arasında sayılmıştır.

6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 376’ncı maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar
Bilindiği üzere Ticaret Bakanlığı “6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 376’ncı Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ (TTK 376) ile 6102 sayılı TTK’nın 376’ncı maddesi kapsamında sermayenin kaybı veya borca batık olma durumlarında uyulacak usul ve esasları düzenlemiş, son dönemlerde ülkemiz ekonomisinde yaşanmakta olan gelişmeler de dikkate alınarak TTK 376 Tebliğinde 26 Aralık 2020 tarihi itibarıyla önemli değişiklikler yapılmıştır.
TTK 376 Tebliği,

1) Anonim şirketleri,
2) Limited şirketleri ve
3) Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketleri kapsar.
TTK m. 376’nın uygulanmasına ilişkin değişiklik sonrasındaki son durum aşağıda sunulmuştur.
 

Sermaye kaybı

- Genel kurulun toplantıya çağrılması;
Son yıllık bilançodan, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az yarısının ya da üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde yönetim organı, genel kurulu hemen toplantıya çağırır. Genel kurulun gündem maddeleri arasında, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının karşılıksız kaldığı belirtilir.

Sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az yarısının ya da üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı durumlarda farklı bir gündem ile toplantıya çağrılmış olsa dahi bu husus genel kurulda görüşülür.

- Sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az yarısının karşılıksız kalması halinde genel kurul;

Sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az yarısının karşılıksız kalması durumu zararın sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının yarısına eşit veya bu tutardan çok ve üçte ikisinden az olmasıdır. Bu durumda yönetim organı genel kurula uygun gördüğü iyileştirici önlemleri sunar.
Yönetim organı, son bilançoyu genel kurula sunarak şirketin finansal yönden bulunduğu durumu bütün açıklığıyla ve her ortağın anlayabileceği şekilde anlatır. Bu hususta genel kurula rapor da sunulabilir.

Yönetim organı, şirketin mali durumundaki kötüleşmeyi ortadan kaldırmak veya en azından etkilerini hafifletmek amacıyla, uygun gördüğü sermayenin tamamlanması, sermaye artırımı, bazı üretim birimlerinin veya bölümlerinin kapatılması ya da küçültülmesi, iştiraklerin satışı, pazarlama sisteminin değiştirilmesi gibi iyileştirici önlemleri alternatifli ve karşılaştırmalı olarak aynı genel kurula sunar ve açıklar.

Genel kurul, sunulan iyileştirici önlemleri aynen kabul edebileceği gibi değiştirerek de kabul edebilir ya da sunulan önlemler dışında başka bir önlemin uygulanmasına karar verebilir.

- Sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kalması halinde genel kurul

Zararın sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisine eşit veya bu tutardan çok olması halinde toplantıya çağrılan genel kurul,

1) Kanunun 473 ile 475’inci maddelerine göre sermaye azaltımı yapılmasına,
2) Sermayenin tamamlanmasına,
3) Sermayenin artırılmasına karar verebilir.

Sermayenin azaltılması

Sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az üçte ikisi zarar sebebiyle karşılıksız kalan şirketin genel kurulu, sermayenin üçte biriyle yetinmeye karar verdiği takdirde sermaye azaltımı Kanunun 473 ile 475’inci maddelerine (Esas sermayenin azaltılması) göre yapılır. Sermaye ve kanuni yedek akçeler toplamının en az yarısının özvarlık içerisinde korunması şartıyla sermaye asgai sermaye tutarına kadar indirilebilir. Bu kapsamda yapılacak sermaye azaltımında yönetim organı alacaklıları çağırmaktan ve bunların haklarının ödenmesinden veya teminat altına alınmasından vazgeçebilir.

Sermayenin tamamlanması

Sermayenin tamamlanması, bilânço açıklarının ortakların tamamı veya bazı ortaklar tarafından kapatılmasıdır. Kanuni yedek akçelerin yitirilen kısımlarının tamamlanmasına gerek yoktur. Sermayenin tamamlanmasına karar verilmesi halinde her ortak zarar sebebiyle karşılıksız kalan tutarı kapatacak miktarda parayı vermekle yükümlüdür. Her ortak, payı oranında tamamlamaya katılabilir ve verdiğini geri alamaz. Bu yükümlülük, sermaye konulması veya borç verilmesi niteliğinde olmayıp karşılıksızdır. Ayrıca yapılan ödemeler, gelecekte yapılacak sermaye artırımına mahsuben bir avans olarak nitelendirilmez.

Sermayenin tamamlanmasında, anonim ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler bakımından kanunun 421’inci maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi, limited şirketler bakımından ise 603 ve devamı maddeleri uygulanır.

Sermayenin tamamlanamaması, bazı ortakların kendi istekleriyle tamamlama yapmasına engel oluşturmaz.

Bilanço zararlarının kapatılması için getirilen yükümlülükler uyarınca yapılan ödemeler öz kaynaklar içerisinde sermaye tamamlama fonu hesabında toplanır ve takip edilir. Sermayenin tamamlama fonu yalnızca zararların mahsup edilmesi suretiyle kullanılabilir.

Ekonomim.com | Veysi SEVİĞ