Doğu cephesinde epey zamandan beri bazı değerlerin değişimi dünyaya ekonomik yön tayin eder oldu. Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ)'nün güçlenmesi ve buna paralel olarak Rusya Ve Çin arasındaki petrol ve enerji antlaşmaları ile yine Çin ve Hindistan arasındaki büyük antlaşmalar neticesinde Batı gözünü bu bölgeye çevirerek kıymetli bir geleceğin uyanışına varmışlardır.

Bilişim ve teknoloji devrini sanayi ve imalat sektöründen devralan Batı, dolayısı ile terk ettiği üretim tandansını doğu blokuna bırakarak bir anlamda uzay teknolojisine ulaşırken bir anlamda da rantiyeci bir sınıf modeli yaratmıştır.
Tam da bu aşamada geleceğin korkulu rüyası “savaş,kıtlık,salgın ve ölüm” realitesine doğru gidildiğinin bilincinde gezegeni keşfe çıkarak bu gerçeği yok etme arayışına girmişlerdir.
Olumlu veya olumsuz seyreden AB ekonomileri, küresel gelişmelerin kendi ülkelerindeki ekonomik toparlanma için de risk oluşturduğunu vurgulayarak,  Euro Bölgesi'ndeki yavaşlamanın etkilerinin şimdiden imalat ve ihracatta görüldüğünü kaydederler. Dolayısı ile rekebatçi özelliklerini sağlayarak, ticaret dengesini geliştirmek farkındalığını bir kez daha hatırlamışlardır.
Bu sebeple resesyonunun kıyısında bocalayan EURO BÖLGESİ yüksek işsizlik, azalan büyüme, fiyatların düşmesi yönündeki reel riskle birlikte, gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerindeki yavaşlık, salgın, çatışmalar sürerken küresel ticaret görüşmelerinin gecikmesi istikrarsızlık ve belirsizliğin “tehlikeli sahnesine katkı yapıyor.”
Çin 'i çevreleyerek Rusya vesayetinden uzak tutmaya çalışan ABD 'nin ve AB 'nin, stagflasyon dönemine girmesi bu arzularını başaramaz noktasına getirmiştir.Türkiye de işsizlik oranının yine yeniden çift haneye çıkması bunun en tabi göstergelerinden biridir.Lakin hakkını yememek lazım ki sınırlarının ötesinden resmi 1.7 milyon, resmi olmayan ise 2.0 milyon göçmen ile uğraşmak da işin bir başka cephesini oluşturmaktadır.
G-20 dönem başkanlığı ve Orta Vadeli Programlar ve Antartika da 29.devlet olarak laboratuar kurma girişimleri gibi bilimsel çalışmalar ve bilişim,teknoloji alanındaki inovasyon çalışmaları, askeri mühimmat alanındaki gelişmeler,yollar,köprüler,tekstil,turizm v.s. v.s. çalışmalar ışığında;
Goldman Sachs'ın eski Portföy Yönetimi Başkanı İngiliz Ekonomist Jim O'Neill, Türkiye'nin, Meksika, Endonezya, Nijerya'nın da "MINT" içerisinde, "yeni devler" arasında yer aldığını kaydetmiştir.

Türkiye'de Batılı bir anlayışla işleri yürütme arzusu ile  İslam'ın bileşiminden ve Türk siyasetinden kaynaklanan tamamen bu ülkeye has zorluklar mevcut.
Genel olarak ise yolsuzlukla mücadele ,enerji politikalarının doğru analiz edilerek belirlenmesi ve yine kendi ekonomik-siyasi klüplerini oluşturulması, en mühim öncelikler olarak öne çıkıyor. 
Bu başlatılan büyük girişimler uygulanabilirse büyüme oranları gözle görülür ölçüde artabilir.
 Ve fakat MINT ülkeleri dünyanın en büyük 10 ekonomisine katılabilir mı?” sorusuna O’Neill, “Evet, öyle düşünüyorum ama 30 yılı alabilir” cevabını veriyor.



Kaynak: 
Dünya               : 'Kur savaşına Çin'de katılabilir'
David Cameron  : Birleşik Krallık,Başbakan
Jim O'Neill        :Ekonomist