Bu gibi durumlarda ortada bir eksikliğin yada hatanın olduğu fark edilir, söylenir ama bir türlü çözüme kavuşturulamaz, rölantide tutulur, direnilir, sürümcemede bırakılır.
Şu an “Evet, karşılaştığımız öyle çok konu var!” diyerek gülümsediğinizi düşünüyorum. Evet, gerçekten de bu türden çok sayıda konu ve olay var.
Bugüne kadar ki meslek yaşantımda edindiğim önemli tecrübelerden birisi de, kanuni bir düzenleme yapılırken, düzenlemenin kişilerin ve idarenin yorumuna ve insiyatifine açık bırakılmaması. Ancak, bunun aksine çok sayıda düzenleme var. Öyle ki, düzenleme yürürlüğe girer girmez uygulaması ve kapsamı tartışılmaya başlanıyor, ilgili idare ve kişiler ile yargı üçgeni arasında geçen bir ihtilaf başlıyor. İşin ilginç yanı da, açılan davaların tamamına yakın bir kısmı, ilgili idareler aleyhine sonuçlanıyor. Diyeceksiniz ki ne var bunda? Çok şey var! Bir kere dava masrafları var, vekalet ücretleri var, mükelleflerin mağduriyetleri var, ödeyip alamadıkları paralar var, idarelerin üste faiz ödemeleri var, yargının meşgul edilmesi var, yani var oğlu var!
Artık, herkes yoruma dayalı bu yanlış uygulamalardan yoruldu, çok geç kalmadan, mağduriyetler oluşmadan çözüm bekliyor ve istiyor. İdarelerin bu talepleri önemle dikkate alması ve gereğini yapması lazım.
İşte bunlardan birisi de, kentsel dönüşüm alanlarındaki vergi resim ve harç istisnası ile ilgiliydi.
Yaşanan Sorun Tam Olarak Ne?
6306 sayılı Kanunun 7. Maddesinin 9. Fıkrasında yer alan “(9) Bu Kanun uyarınca yapılacak olan işlem, sözleşme, devir ve tesciller ile uygulamalar, noter harcı, tapu harcı, belediyelerce alınan harçlar, damga vergisi, veraset ve intikal vergisi, döner sermaye ücreti ve diğer ücretlerden; kullandırılan krediler sebebiyle lehe alınacak paralar ise banka ve sigorta muameleleri vergisinden müstesnadır.” şeklindeki istisna hükmünün uygulamasında müteahhitler ve Maliye arasında ciddi sorunlar yaşandı, olayın yargıya intikal etmesi üzerine yargı organları Maliye aleyhine, müteahhitler lehine kararlar verdi. İşin ilginç yanı, açılan davaların tamamına yakın bir kısmı Maliye aleyhine sonuçlandı.
Müstekar hale gelen yargı kararlarını dikkate alan Hükümet, 10 Aralık 2018 tarihli ve 3061 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7153 sayılı Çevre Kanunu Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’da yargı kararları doğrultusunda bir düzenleme yaparak, 6306 sayılı Kanun kapsamında yapılacak uygulamalar neticesinde meydana gelen yeni yapıların işi yüklenen müteahhit tarafından 3. kişilere ilk satışı, devri, tescili ve ipotek tesis edilmesi işlemlerinin de tapu harcından istisna olduğuna açıklık getirdi.
İstisna hükmünün değişiklikten sonraki şekli ise aynen aşağıda yer alıyor:
“(9) Bu Kanun uyarınca yapılacak olan ve Bakanlık, TOKİ, İller Bankası Anonim Şirketi, İdare ve dönüşüme konu yapıların inşası işini yüklenen müteahhit ile malik ve en az bir yıldır kiracı veya sınırlı ayni hak sahibi olarak riskli yapıyı kullanan gerçek kişiler veya özel hukuk tüzel kişilerinden birinin taraf olduğu;
a) Bu Kanun kapsamındaki taşınmazların dönüşüme tabi tutulmadan önce ilk satışı, devri, tescili ve ipotek tesis edilmesi işlemleri ile bu Kanun kapsamında yapılacak uygulamalar neticesinde meydana gelen yeni yapıların malik, işi yüklenen müteahhit ve en az bir yıldır kiracı veya sınırlı ayni hak sahibi olarak riskli yapıyı kullanan gerçek kişiler veya özel hukuk tüzel kişilerine ilk satışı, devri, tescili ve ipotek tesis edilmesi işlemleri,(2)
b) Bu Kanun kapsamındaki bir yapıdan dolayı, bu Kanun kapsamındaki parsellerde veya alanlarda veya söz konusu parsel ve alanların dışındaki parsellerde yeni bir yapı yapılması ya da mevcut bir yapının satın alınması veya ipotek tesis edilmesi işlemleri,
c) Kanun kapsamında yapılacak uygulamalar neticesinde meydana gelen yeni yapıların işi yüklenen müteahhit, Bakanlık, TOKİ, İller Bankası Anonim Şirketi, İdare ve bunların iştirakleri tarafından gerçekleştirilecek ilk satışı, devri, tescili ve ipotek tesis edilmesi işlemleri,
ile bu bentlerde belirtilen yapıların dönüşümüne ilişkin olarak Kanun uyarınca yapılacak diğer işlemler noter harcı, tapu harcı, belediyelerce alınan ücret ve harçlardan, veraset ve intikal vergisi, döner sermaye ücreti ve diğer ücretlerden, bu işlemler nedeniyle düzenlenecek kâğıtlar, resmî dairelerin mal ve hizmet alımlarına ilişkin ödemeler sebebiyle düzenlenen kâğıtlar da dahil olmak üzere damga vergisinden, bu Kanun kapsamındaki yapıların maliklerine ve malik olmasalar bile bu yapılarda kiracı veya sınırlı ayni hak sahibi olarak en az bir yıldır ikamet ettiği veya bunlarda işyeri bulunduğu tespit edilenlere bu amaçlarla kullandırılan krediler dolayısıyla lehe alınacak paralar, banka ve sigorta muameleleri vergisinden istisnadır. Bu Kanun kapsamındaki iş, işlem ve uygulamalar, Bakanlık, TOKİ, İller Bankası Anonim Şirketi ve İdarenin, sermayesinin yarısından fazlasına sahip oldukları şirketleri tarafından yürütülüyor ise, bu şirketlerce yapılan iş, işlem ve uygulamalarda da bu fıkrada belirtilen vergi, harç ve ücret muafiyetleri uygulanır.“
Buraya kadar her şey yolunda değil mi? Evet, yolunda ama asıl sorun bundan sonra başladı!
Tapu, İstisna Uygulaması İle İlgili Dağıtımlı Bir Yazı Yayınladı, Sorun Başladı!
6306 sayılı Kanun kapsamına;
- Riskli yapı,
- Riskli alan,
- ve rezerv alan giriyor.
Ancak, Tapu, yeni istisna uygulamasının usul ve esaslarını açıkladığı 14 Aralık 2018 tarihli ve 4054481 sayılı Dağıtımlı Genel Yazısı’nda, “Kanunun 7/9. Maddesinde yer alan istisna hükmünde sadece riskli yapı ifadesinin geçmesi, diğer riskli alan ve rezerv alandan bahsedilmemesi nedeniyle, istisna düzenlemesinin sadece riskli yapılar ve bunların yerine yapılan yeni yapılar için uygulanabileceği, riskli alan ve rezerv alanda yapılan yeni yapılar için istisnanın uygulanamayacağını” açıkladı.
Yazıda yer alan görüşün tek dayanağı ise, Kanunda sadece “YAPI” kelimesinin geçmesi, “ALAN” kelimesinin geçmemesi. Ne kadar güzel ve mantıklı bir yorum değil mi?
Tapu, böylece Kanunda yapılan istisna düzenlemesini yorumla daha da daraltarak uygulamaya başladı. Başta KONUTDER, GYODER ve İNDER olmak üzere inşaat sektörü temsilcileri, Kanunun her 3 alanda yapılan yapıları kapsadığını, getirilen istisnanın riskli yapı, riskli alan ve rezerv alan olarak kabul edilen yerlerde yapılan yeni yapıların tamamını kapsadığını belirterek, genelge ile getirilen yanlış uygulamanın düzeltilmesini istedi.
Ancak, Tapu, genelgeyi uygulamaya devam etti, riskli yapılar ile bunların yerine yapılan yeni yapıların satışında vergi, harç ve ücret istisnasını uygularken, riskli alan ve rezerv alan olarak kabul edilen yerlerde yapılan yeni yapılarda söz konusu istisnayı uygulamadı. Yani, herkes 6306 sayılı Kanun kapsamındaki yapılarda vergi, resim ve harç istisnasında sorunlar tam olarak bitti derken, Tapu bu yeni sorunu ortaya çıkardı. Riskli yapılar yerine yapılan yeni yapılar için sorun bitti, ancak riskli alan ve rezerv alanlarda yapılan yeni yapılarda sorun tekrar başladı. Şirketler ve müteahhitler ihtirazi kayıtla harç ve damga vergisi ödemesi yaparak dava açmaya başladılar. Çünkü, bu konuda yapacakları başka da bir şey kalmadı!
Maliye Uyardı, Tapu Yeni Bir Genelge Çıkararak Yanlış Yorum ve Uygulamasını Düzeltti, Önceki Yazısını Yürürlükten Kaldırdı
Maliye, 29 Temmuz 2019 tarihli ve 108471 sayılı yazısı ile Tapu’yu uyararak, rezerv alan ve riskli alan olarak kabul edilen alanlarda yapılan yeni yapıların da istisna kapsamında olduğunu belirtti.
Tapu da, bu uyarı üzerine çıkardığı 17 Eylül 2019 tarihli ve 2019/10 (1804) sayılı Genelgesi’nde;
“6306 sayılı Kanun kapsamında yapılan uygulamalar neticesinde meydana gelen yeni yapılar ile Gelir İdaresi Başkanlığı’nın yazısı gereğince rezerv yapı alanı ve riskli alan ilan edilen bölgede inşa edilen yeni yapıların 10 Aralık 2018 tarihinden itibaren işi yüklenen müteahhit, Bakanlık, TOKİ; İller Bankası Anonim Şirketi, İdare ve bunların iştirakleri tarafından üçüncü kişilere gerçekleştirilecek satış, devri, tescili ve ipotek tesis edilmesi işlemleri yukarıda belirtilen vergi, harç ve ücretlerden muaftır.”
Şeklinde açıklama yaparak, yanlış yoruma dayalı hatalı uygulamasını düzeltti.
Ayrıca, Genelgede, rezerv alan ve riskli alan olarak kabul edilen alanlarda yapılan yeni yapıların da istisna kapsamında olduğuna ilişkin uygulamanın, istisnanın yürürlüğe girdiği 10 Aralık 2018 tarihinden itibaren geçerli olduğu özellikle belirtilerek, bugüne kadar bu kapsamda fazladan ödenen vergi, harç ve ücretlerin iadesinin yolu da açıldı. Bu kapsamda ihtirazi kayıtla ödeyip dava açanlar mahkemelere bu genelgeyi sunarak davanın lehlerine sonuçlanmasını talep edebilirler ve mahkeme kararına göre yatırdıkları vergi, harç ve ücretleri talep edebilirler. Ödeyip de dava açmayanlar ise, ilgili vergi dairesine başvurarak bu Genelgeyi ibraz edip, kendilerinden haksız yere tahsil edilen harç, vergi ve ücretleri talep edebilirler.
İyi ki Maliye Var!
Rahmetli Hocam Prof. Dr. Şükrü KIZILOT, bu gibi durumlarda hep “İyi ki Danıştay Var” derdi, çünkü o zamanlarda sorunlar hep Danıştay tarafından çözülürdü. Ancak, Maliye artık çok değişti, mükellef odaklı ve öncelikli çalışıyor, konular mümkün olduğu kadar yargıya taşınmadan bir bir çözülüyor. Bunun artarak devam edeceğine de eminiz.
Ben de “İyi ki Maliye Var” diyorum.
Tek Eksiklik, 775 Sayılı Gecekondu Kanunu’nun Kapsama Alınmaması
Bize göre, kentsel dönüşümle ilgili vergi, harç ve ücret istisnasında tek eksik kaldı, o da, aynı istisnanın 6306 sayılı Kanunla aynı mahiyetteki 775 sayılı Gecekondu Kanunu’na da tanınması.
Söz konusu istisna düzenlemesinin 6306 sayılı Kanunda yapılırken, aynı mahiyette 775 sayılı Kanunda yapılmamış olması (bize göre tamamen yorum hatası nedeniyle), 775 sayılı Gecekondu Kanunu kapsamında işlem yapan müteahhitlere karşı bir haksız rekabet oluşturdu ve oluşturmaya da devam ediyor. Bu konudaki haksızlığın da, bir an evvel giderilmesini bekliyoruz.
Sonuç olarak;
Tapu, Kanuna aykırı bir yorumla bizzat kendi yarattığı sorunu, Maliye’nin uyarısı üzerine düzeltti. İnşaat sektörü, bir yanlış uygulamadan daha kurtuldu!
Abdullah TOLU | Ogün