Ortaklık Sıfatının Sona Ermesine Neden Olan Haller

A- Pay devri,

B- Yasal intikal,

C- Payın itfası,

D- Ortağın şirketten çıkması

E- Ortağın şirketten çıkarılması

F- Ortağın sahip olduğu tüm paylara ıskat uygulanması veya şirketin sona ermesi

A-    PAY DEVRİ

MADDE 595- (1) Esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemler yazılı şekilde yapılır ve tarafların imzaları noterce onanır. Ayrıca devir sözleşmesinde, ek ödeme ve yan edim yükümlülükleri; rekabet yasağı ağırlaştırılmış veya tüm ortakları kapsayacak biçimde genişletilmiş ise, bu husus, önerilmeye muhatap olma, önalım, geri alım ve alım hakları ile sözleşme cezasına ilişkin koşullara da belirtilir.

Burada onaya kadar sözleşme askıdadır.

MADDE 595- (2) Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onayı şarttır. Devir bu onayla geçerli olur.

Burada, devir için, genel kurulun (kural olarak) onayı şarttır. Ancak onaya ilişkin ikinci fıkra emredici değildir. Şirket sözleşmesinde, onayın aranmayacağı devrin kurulmasıyla gerçekleşeceği öngörülebilir.

MADDE 595- (3) Şirket sözleşmesinde başka türlü düzenlenmemişse, ortaklar genel kurulu sebep göstermeksizin onayı reddedebilir.

Burada genel kurulunun onay vermeyi reddetmesi için sebep göstermesi gerekmez. Şirket sözleşmesi hangi hallerde izin verilmeyeceğini öngörebilir.

MADDE 595- (4) Şirket sözleşmesiyle sermaye payının devri yasaklanabilir.

MADDE 595- (5) Şirket sözleşmesi devri yasaklamış veya genel kurul onay vermeyi reddetmişse, ortağın haklı sebeple şirketten çıkma hakkı saklı kalır.

Burada dördüncü ve beşinci fıkra: Devir yasaklanabilir. Yasağa rağmen ortak haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkabilir. Haklı sebeplerin nitelik ve özellikleri ile ilgili bir sınırlama yoktur.

MADDE 595- (6) Şirket sözleşmesinde ek ödeme veya yan edim yükümlülükleri öngörüldüğü takdirde, devralanın ödeme gücü şüpheli görüldüğü için ondan istenen teminat verilmemişse, genel kurul şirket sözleşmesinde hüküm bulunmasa bile, onayı reddedebilir.

Burada Şirket sözleşmesinde ek ödeme ve yan edim yükümü bulunduğu takdirde, şirketi korumak amacıyla devir alanın ödeme gücünün şüpheli olduğu hallerde genel kurulun onayını güvence verilmesine bağlamasına olanak sağlamıştır. Güvence verilmezse ortaklar kurulu onayı reddedebilir. Bu halde genel kurul, sözleşmede hüküm bulunmasa bile onayı reddedebilir.

MADDE 595- (7) Başvurudan itibaren üç ay içinde genel kurul reddetmediği takdirde onayı vermiş sayılır.

Burada bu hüküm ile onayın sessiz kalınarak sürüncemede bırakılması engellenmiştir.

B-   YASAL İNTİKAL

MADDE 596- (1) Esas sermaye payının, miras, eşler arasındaki mal rejimine ilişkin hükümler veya icra yoluyla geçmesi hâllerinde, tüm haklar ve borçlar, genel kurulun onayına gerek olmaksızın, esas sermaye payını iktisap eden kişiye geçer.

Burada söz konusu varsayımlarda pay bir hukukî işlemle değil, kanun gereği geçmektedir. Kanunî geçişte, genel kurulun onayını aramak, emredici olmayan bir hükmü mirasın, eşler arası mal rejiminin ve icra düzeninin önüne geçirmek olur. Bu sebeple, birinci fıkra anılan hallerde payın, genel kurulun onayına gerek olmaksızın hak sahibine geçeceğini kabul edip, hakların kullanılmasına da izin vermiştir.

MADDE 596- (2) Şirket, iktisabın öğrenilmesinden itibaren üç ay içinde esas sermaye payının geçtiği kişiyi onaylamayı reddedebilir. Bunun için, şirketin, payları kendi veya ortağı ya da kendisi tarafından gösterilen üçüncü bir kişi hesabına, gerçek değeri üzerinden devralmayı, payın geçtiği kişiye önermesi şarttır.

Burada; Payı, yukarıdaki üç halden biri ile kazanan kişi, şirket yönünden uygun olmayabilir. İkinci fıkra, bu sebeple, şirkete, payı kazanan kişiyi reddetmek yetkisini tanımıştır. Böylece menfaatler dengesi kurulmuştur. Red, tek başına yapılamaz; başka bir deyişle, şirket sadece payı edinen kişiyi reddederek süreci sona erdiremez. Şirketin söz konusu kişiyi reddedebilmesi, yani ortak olarak kabul etmediğini bildirebilmesi için, ona payı gerçek değerinden almayı önermesi ve alacak kişiyi de göstermesi gerekir. Şirket kendisi alabileceği gibi ortağını veya üçüncü kişiyi de önerebilir. Bu hükümle, şirketin red yetkisini kullanıp payı eski ortağı bakımından iktisaden değersiz bir konuma getirmesine engel olunmuştur. Hüküm nesnel adaleti sağlamakta ve paya ekonomik değer kazandırmaktadır.

MADDE 596- (3) Ret kararı, devrin gerçekleştiği günden itibaren geçerli olmak üzere geriye etkilidir. Ret, bu konudaki kararın verilmesine kadar geçen süre içinde alınan genel kurul kararlarının geçerliliğini etkilemez.

Burada birinci fıkraya göre, paylar ve paylara bağlı haklar payları kanunen kazanan kişiye geçtiği için üçüncü fıkra kaleme alınmıştır. Üçüncü fıkra geçişin askıda olduğunu da göstermektedir.

MADDE 596- (4) Şirket, üç ay içinde esas sermaye payının geçişini açıkça ve yazılı olarak reddetmemişse onayını vermiş sayılır.

C-   PAYIN İTFASI

MADDE 585-  (1) Şirket, kurucuların, kanuna uygun olarak düzenlenmiş bulunan, sermayenin tamamını ödemeyi şartsız olarak taahhüt ettikleri, ticaret sicili müdürlüğünde yetkilendirilmiş personelin huzurunda imzaladığı şirket sözleşmesinde limited şirket kurma iradelerini açıklamalarıyla kurulur. Esas sermaye pay bedellerinin ödenmesi, ödeme yeri, ifa borcu, ifa etmemenin sonuçları, bedelleri tamamen ödenmemiş payların devri hususlarında bu Kanunun anonim şirketlere ilişkin hükümleri kıyasen uygulanır.  Ancak nakden taahhüt edilen payların itibari değerlerinin en az yüzde yirmi beşinin tescilden önce ödenmesi şartı limited şirketler bakımından uygulanmaz. 588 inci maddenin birinci fıkra hükümleri saklıdır.

Bu nedenle TTK m. 481- 483 hükümleri uyarınca limited şirketlerde sermaye borcunu yerine getirmeyen ortak için ıskat uygulaması yapılabilir. Buna göre TTK m. 482/2 uyarınca şirket müdürleri, mütemerrit ortağın paylarını satmaya yetkilidirler.

Burada  Iskat, sermaye borcu ödenmeyen paya uygulandığından her zaman ortaklık sıfatının sona ermesi sonucunu doğurmaz. Bu nedenle ancak ortağın sahip olduğu tüm paylara ıskatın uygulanması ile ortaklık sıfatı sona erecek ve ortaklıktan kaynaklanan haklar da kaybedilecektir. Diğer bir ifade ile şirketin kanunî kuruluşuna uygun olarak düzenlenmiştir. Ayrıca, ödemeye çağrı, temerrüt, ıskat, bedelinin tamamı ödenmemiş pay gibi çeşitli zorluklara, çekişmelere ve kötüye kullanmalara yol açan ve kabuk şirketlerin kurulmasını cesaretlendiren esas sermayenin taksitlerle ödenebilmesi sistemine son verilmiştir.

D-   ORTAĞIN ŞİRKETTEN ÇIKMASI

· Sözleşme ile Düzenlenen Çıkma Halleri

a)- Şirket Esas Sözleşmesinden Doğan Ortaklıktan Çıkma

MADDE 638- (1) Şirket sözleşmesi, ortaklara şirketten çıkma hakkını tanıyabilir, bu hakkın kullanılmasını belirli şartlara bağlayabilir

Burada; Hükmün uygulanabilmesi için hile yapılmasına gerek yoktur. Aynî sermayeye emsaline nazaran yüksek fiyat biçilmiş olması veya işletme veya aynın niteliğinin (meselâ, arsa iken bina; sosyal amaçlı yapı iken üretim birimi;

Mesken iken turistik tesis gösterilmesi gibi) veya durumunun (meselâ, imar durumu yokken varmış gibi gösterme; imar durumunu olduğundan iyi gösterme; imar durumu hakkında belirtme yapmama gibi) farklı gösterilmesi veya başka bir tarzda yolsuzluk yapılması (kurucular kabul etmemişken etmiş göstermek; mahkeme bilirkişisi yerine özel bilirkişiden rapor almak vs. gibi) yeterlidir.

Hüküm kusur esasına dayalıdır. Bu, özellikle "emsaline nazaran yüksek" ibaresi yönünden önem taşır. Madde kaleme alınırken "yükseklik", "açık", "önemli derecede yüksek", "aşırı" gibi sıfatlara bilinçli olarak yer verilmemiştir. Bunun iki sebebi vardır: Bir taraftan bu sıfatların yorum güçlükleri doğuracağı, diğer taraftan da ölçümü altındaki farkların yasal kabul edileceğinden endişe edilmiştir. Oysa mahkeme konuyu hem kusur araştırması hem de takdir hakkı bağlamında karara bağlar. Kusursuz sorumluluk, değerlendirme, emsal belirleme hatalarının bile sorumluluk doğurmasına yol açardı. Aktif dava ehliyeti şirkete, pay sahiplerine ve alacaklılara aittir. Pasif dava ehliyeti somut olaya göre belirlenir.

b)- Şirket Birleşmesi Durumunda Ortaklıktan Çıkma

MADDE 141- (1) Birleşmeye katılan şirketler, birleşme sözleşmesinde, ortaklara, devralan şirkette, pay ve ortaklık haklarının iktisabı ile iktisap olunacak şirket paylarının gerçek değerine denk gelen bir ayrılma akçesi arasında seçim yapma hakkı tanıyabilirler.

Burada; Ortaklar isterlerse, ortak olma durumlarını ilke gereği devralan veya yeni kurulan şirkette devam ettirirler, isterlerse birleşme sözleşmesinde öngörülen ayrılma akçesini alarak şirketten ayrılırlar.

Ayrılma akçesinin nakit olması şart değildir. Karşılık olarak başka bir şirketin payı/pay senedi veya bir diğer menkul değeri, meselâ değiştirilebilir tahvil verilebilir. Böylece, üç köşeli birleşmelere de kanunen olanak tanınmış olmaktadır. Ayrılma akçesinin nakden ödendiği hallerde, bunun serbestçe tasarruf edilebilecek yedeklerden alınması, yoksa sermayenin iadesi şeklinde olmaması gerekir

MADDE 141- (2) Birleşmeye katılan şirketler birleşme sözleşmesinde, sadece ayrılma akçesinin verilmesini öngörebilirler.

Burada iki durum vardır.  Birinci durum arzu etmeyen ortaklar ayrılma akçesini alarak şirketten çıkabilirler. kinci durum arzu edilmeyen, devamlı sorun çıkaran azınlığı ve/veya ortağı, ayrılma akçesini ödeyerek şirketten çıkarma hakkını büyük çoğunluğa vermektedir. Çünkü bu karar sermayenin yüzde doksanının oylarıyla alınacaktır.

· Kanunen Düzenlenen Çıkma Halleri

a)- Haklı Nedenle Ortaklıktan Çıkması

MADDE 638- (2) Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere kararlar verilebilir.

Bu husus yasada emredici olarak düzenlenmiş olup, haklı sebeple çıkma hakkı mutlak ve vazgeçilmez niteliktedir.  Bu nedenle şirket sözleşmesi ile kaldırılması veya sınırlandırılması mümkün değildir.  Haklı sebeple çıkma hakkının sadece bazı ortaklara tanınması, hakkın bazı şartların gerçekleşmesi halinde kullanılacağı ya da bu hakkın hiçbir şekilde kullanılamayacağına yönelik hakkı sınırlayan veya hakkın özüne dokunan sözleşme hükümleri geçersizdir.

Burada; ortağa haklı sebeplerin varlığında, çıkma davası açabilmesi olanağını sağlamıştır. Aksi halde, ortak, onu ortak olmaya yönelten şartlar ortadan kalktığında şirkette kalmaya mahkum edildikten başka, şirketten ayrılmasını gerektiren sebepler doğduğu hallerde de şirketten ayrılamaz duruma düşürülür. Bu ise şahıs şirketlerinde bile kabul edilemez. Onun için haklı sebeplerle çıkma davası şahıs şirketlerine özgü ve varlığı zorunlu bir kurumdur.

b)- Katılım Yolu ile Ortaklıktan Çıkması

MADDE 639- (1) Ortaklardan biri şirket sözleşmesindeki hükme dayanarak çıkma istediği veya haklı sebeplerden dolayı çıkma davası açtığı takdirde, müdür veya müdürler gecikmeksizin diğer ortakları bundan haberdar ederler.

MADDE 639- (2) Diğer ortaklardan her biri, haberin kendisine ulaştığı tarihten itibaren bir ay içinde;

a) Şirket sözleşmesinde öngörülen haklı sebep kendisi yönünden de geçerliyse, kendisinin de çıkmaya katılacağını müdürlere bildirmek,

b) Açacağı bir dava ile haklı sebepler dolayısıyla çıkma davasına katılmak, Hakkına sahiptir.

MADDE 639- (3) Çıkan tüm ortaklar, esas sermaye payları ile orantılı olarak, eşit işleme tabi tutulurlar.

MADDE 639- (4) Şirket sözleşmesindeki hüküm sebebiyle veya haklı bir sebebin varlığı dolayısıyla bir ortağın şirketten çıkarılması hâlinde bu hüküm uygulanmaz.

Burada; Çıkmaya katılma düzenlemesinin amacı, çıkma hakkının dürüstlük kuralına aykırı veya şantaj olarak kullanılmasını ve ortağın şirkete ait öz kaynaklardan tek başına yararlanmasını önleyerek, çıkan ortakların sermaye payları ile orantılı olarak eşit işleme tabi tutulmalarını sağlamaktır. Netice itibari ile ortaklar arasında menfaatler dengesi gözetilmiştir.

c)- Tüm Ortakların Karar ile Ortaklıktan Çıkması

Ortaklardan birinin şirket esas sözleşmesinde düzenlenen sebebe dayanarak çıkma bildiriminde bulunması veya haklı sebeplerin varlığı halinde çıkma davası açması durumunda tüm şirket ortakları tarafından çıkmaya katılma iradesinin gösterilmesi mümkündür. Ortakların tümünün onayı gerekir. Yani karar oy birliği ile alınması gerekir. Böylece şirket genel kurulla sona erdirilebilir.

d)- Hâkim Şirketin Hâkimiyetini Hukuka Aykırı Bir Şekilde Kullanması Halinde Ortaklıktan Çıkması

MADDE 202- (1) a) Hâkim şirket, hâkimiyetini bağlı şirketi kayba uğratacak şekilde kullanamaz. Özellikle bağlı şirketi, iş, varlık, fon, personel, alacak ve borç devri gibi hukuki işlemler yapmaya; kârını azaltmaya ya da aktarmaya; malvarlığını ayni veya kişisel nitelikte haklarla sınırlandırmaya; kefalet, garanti ve aval vermek gibi sorumluluklar yüklenmeye; ödemelerde bulunmaya; haklı bir sebep olmaksızın tesislerini yenilememek, yatırımlarını kısıtlamak, durdurmak gibi verimliliğini ya da faaliyetini olumsuz etkileyen kararlar veya önlemler almaya yahut gelişmesini sağlayacak önlemleri almaktan kaçınmaya yöneltemez; meğerki, kayıp, o faaliyet yılı içinde fiilen denkleştirilsin veya kaybın nasıl ve ne zaman denkleştirileceği belirtilmek suretiyle en geç o faaliyet yılı sonuna kadar, bağlı şirkete denk değerde bir istem hakkı tanınsın.

MADDE 202- (1) b) Denkleştirme, faaliyet yılı içinde fiilen yerine getirilmez veya süresi içinde denk bir istem hakkı tanınmazsa, bağlı şirketin her pay sahibi, hâkim şirketten ve onun, kayba sebep olan, yönetim kurulu üyelerinden, şirketin zararını tazmin etmelerini isteyebilir. Hâkim istem üzerine veya resen somut olayda hakkaniyete uygun düşecekse, tazminat yerine bu maddenin ikinci fıkrası hükümlerine göre, davacı pay sahiplerinin paylarının hâkim şirket tarafından satın alınmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir başka bir çözüme karar verebilir.

MADDE 202- c) Alacaklılar da, (b) bendi uyarınca, şirket iflas etmemiş olsa bile, şirketin zararının şirkete ödenmesini isteyebilirler.

MADDE 202- d) Kayba sebebiyet veren işlemin, aynı veya benzer koşullar altında, şirket menfaatlerini dürüstlük kuralına uygun olarak gözeten ve tedbirli bir yöneticinin özeniyle hareket eden, bağımsız bir şirketin yönetim kurulu üyeleri tarafından da yapılabileceği veya yapılmasından kaçınılabileceğinin ispatı hâlinde tazminata hükmedilemez.

MADDE 202- e) Pay sahiplerinin ve alacaklıların açacağı davaya, kıyas yoluyla 553, 555 ilâ 557, 560 ve 561 inci maddeler uygulanır. Hâkim teşebbüsün merkezinin yurt dışında bulunması hâlinde tazminat davası bağlı şirketin merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinde açılır.

MADDE 202- (2) Hâkimiyetin uygulanması ile gerçekleştirilen ve bağlı şirket bakımından açıkça anlaşılabilir haklı bir sebebi bulunmayan, birleşme, bölünme, tür değiştirme, fesih, menkul kıymet çıkarılması ve önemli esas sözleşme değişikliği gibi işlemlerde,

Genel kurul kararına ret oyu verip tutanağa geçirten veya yönetim kurulunun bu ve benzeri konulardaki kararlarına yazılı olarak itiraz eden pay sahipleri;

Hâkim teşebbüsten, zararlarının tazminini veya paylarının varsa en az borsa değeriyle, böyle bir değer bulunmuyorsa veya borsa değeri hakkaniyete uygun düşmüyorsa, gerçek değerle veya genel kabul gören bir yönteme göre belirlenecek bir değerle satın alınmasını mahkemeden isteyebilirler. Değer belirlenirken mahkeme kararına en yakın tarihteki veriler esas alınır. Tazminat veya payların satın alınmasını istem davası, genel kurul kararının verildiği veya yönetim kurulu kararının ilan edildiği tarihten başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrar.

Burada, Hâkimiyet, hâkim şirkete bu gücü bağlı şirketlere karşı hukuka aykırı olarak kullanması hakkını vermez. Her hukuka aykırı kullanmada olduğu gibi, buradaki hukuka aykırı kullanmaya da sonuç bağlanmıştır. Hukuka aykırılık, hâkimiyetin kullanılması ve uygulanması bağlamından doğmaktadır. Hukuka aykırılık, işlemin, alınan kararın veya uygulanan ya da uygulanmasından kaçınılan önlemin bağlı şirketin kaybına sebep olmasından ve şirkete, pay sahiplerine ve şirket alacaklılarına zarar vermesinden ve şirket yönünden haklı bir sebebi bulunmamasından kaynaklanmaktadır.

E-   ORTAĞIN ŞİRKETTEN ÇIKARILMASI

•       Sözleşme ile Düzenlenen Çıkma Halleri

a)- Esas Sözleşmeden doğan nedenler ile Ortaklıktan Çıkarılma

MADDE 640- (1) Şirket sözleşmesinde, bir ortağın genel kurul kararı ile şirketten çıkarılabileceği sebepler öngörülebilir.

Burada, Birinci fıkrada bir ortağın şirketten çıkarılabileceği sebeplerin şirket sözleşmesinde öngörülmesine olanak tanınmıştır. Bu suretle bir taraftan şirkete, kendisi yönünden önemli olan sebeplerin varlığında şahsında bu sebepler gerçekleşen ortağı şirketten çıkarma ve istediği ortamı yaratma hakkı tanınmış diğer taraftan da ortaklar açısından hukuk güvenliği sağlanmıştır. Ortaklar hangi hallerde şirketten çıkarılacaklarını bilerek hareketlerini ona göre ayarlayacaklardır.

MADDE 640- (2) Çıkarma kararına karşı ortak, kararın noter aracılığıyla kendisine bildirilmesinden itibaren üç ay içinde iptal davası açabilir.

MADDE 621/1-h) Bir ortağın haklı sebepler dolayısıyla şirketten çıkarılması için mahkemeye başvurulması ve bir ortağın şirket sözleşmesinde öngörülen sebepten dolayı şirketten çıkarılması.

Örnek Şirket ortağının belli bir yaşa gelmesi, belirli bir ortaklık süresinin dolması, yurt dışına taşınması, şirket için önemli olan mesleki nitelikleri veya yetenekleri kaybetmesi, belirli ekonomik bir örgüte üye olması gibi durumlar.

b)- Şirket Birleşmesi Durumunda Ortaklıktan Çıkarılması

MADDE 141- (2) Birleşmeye katılan şirketler birleşme sözleşmesinde, sadece ayrılma akçesinin verilmesini öngörebilirler.

Burada ortaklara ayrılma akçelerinin ödenerek ortaklıktan çıkarılması amaçlanmıştır.

Ayrıca; şirket birleşmesine karşı olan azınlığın yüzde doksan çoğunluk kararıyla şirketten çıkarılabileceği, şirkette kalmasının çoğunluk tarafından istenmediği pay sahibinin şirketten çıkarılmasının bu hüküm ile sağlanabileceği gaye edilmiştir.

Bunun yanında, Şirket tür değişmesinde ve bölünmesinde ortaklıktan çıkarma hakkı verilmemiştir.

MADDE 183- (1) Tür değiştirmede ortakların şirket payları ve hakları korunur. Oydan yoksun Paylar için sahiplerine eşit değerde paylar veya oy hakkını haiz paylar verilir.  Yasa bunu demekle ortağın ortaklıktan çıkarılmayacağına hükmetmiştir.
 

· Kanunen Düzenlenen Çıkarılma

a-   Haklı Sebeple Ortağın Çıkarılması

MADDE 640- (3) Şirketin istemi üzerine ortağın mahkeme kararıyla haklı sebebe dayanılarak şirketten çıkarılması hâli saklıdır. Burada; ortağın ortaklıktan çıkarılmasını mahkemeden talep edebilecek ve ortak, ancak mahkeme tarafından verilecek kararla ortaklıktan çıkarılabilecektir.

Söz konusu haklı nedenler başlıca şunlardır.

·        Bağlılık, Sır Saklama Yükümlülüğünün ve Rekabet Yasağının İhlali ile Güveni Kötüye Kullanması Nedeniyle Ortağın Çıkarılması

Örneğin Şirket ortakların veya şirkette çalışanların bağlılık, rekabet etmeme ve sır saklama gibi konularda ihlâlleri gibi hal ve davranışlarıdır.

·        Ortağın Şahsi Borçları Nedeniyle Çıkarılması

Örneğin Ortaklardan birinin şahsi alacaklısının, borçlu ortağın şirket içindeki payına, ortağın şirket bilançosundan kendisine düşen kâr payına haciz koyarak alacağını karşılama imkânı bulunmaktadır.

·        Şirketin Çalışmasını Engelleyen Ortağın Çıkarılması

Örneğin aynı zamanda müdür olan ortağın şirkete uğramaması, şirket işleri ile meşgul olmaması, ortağın ortaklıkla bağdaşmayacak işlemlerde bulunması gibi hal ve hareketlerdir.

·        Ortağın Kendisinden Beklenen Yükümlülükleri Yerine Getirmemesi Nedeniyle Çıkarılması

Örneğin, Şirketin amacının gerçekleştirilmesi yolunda ortaklara ortaklık hukukundan  kaynaklanan birtakım yükümlülükler düşmektedir. Ortakların bu yükümlülüklerini ihlal etmesi veya yerine getirmemesi ortaklığın devamını çekilmez kılabilir.

·        Ortaklığın Amacının İmkânsızlaşması

Örneğin Şirket kurulduğunda amaç ve konusu yasalara uygun olup, daha sonra söz konusu amaç konusu yasaklanırsa, bu durumda şirketin amaç ve konusunu değiştirmek gerekir. Eğer değiştirilmez ise şirket sona erer.

Burada, şirkete haklı sebeplerin varlığında ortağı şirketten çıkarma davası açma hakkı tanıyarak denge sağlanmıştır. Ortağın şirketten çıkarılması için birinci fıkrada öngörüldüğü üzere esas sözleşmede hüküm bulunmayabilir veya öngörülen hükümlere rağmen haklı bir sebep oluşmuş bulunabilir. Bu hallerde çıkarma davası şirketin devamını, huzur içinde çalışmasını sağlar.

b-   Hâkim Şirketin Satın Alma Hakkı Kapsamında Çıkarılma

MADDE 208- (1) Hâkim şirket, doğrudan veya dolaylı olarak bir sermaye şirketinin paylarının ve oy haklarının en az yüzde doksanına sahipse;

Azlık şirketin çalışmasını engelliyor, dürüstlük kuralına aykırı davranıyor, fark edilir sıkıntı yaratıyor veya pervasızca hareket ediyorsa, hâkim şirket azlığın paylarını varsa borsa değeri, yoksa 202 inci maddenin ikinci fıkrasında öngörülen şekilde belirlenen değer ile satın alabilir

Burada, Azlığın paylarını satın alarak ortağı çıkarma hakkı, her hâkim şirkete tanınmamıştır. Ancak doğrudan veya dolaylı olarak bir sermaye şirketinin paylarının ve oy haklarının en az yüzde doksanına sahip olan hâkim şirketlere tanınmıştır. Satın alma hakkını kullanacak hâkim şirketin, sadece yüzde doksan oranında oy hakkına sahip olması yeterli olmayıp aynı zamanda yüzde doksan oranında paya da sahip olması gerekmektedir. Bu nedenle bu hak, ancak yüzde onluk azınlık pay sahiplerinin paylarının satın alınması şeklinde gündeme gelecektir. Madde uyarınca her azınlık pay sahibi değil ancak şirketin çalışmasını engelleyen, dürüstlük kuralına aykırı davranan, fark edilir sıkıntı yaratan veya pervasızca hareket eden azınlık pay sahipleri çıkarılabilecektir. Bu nedenle hâkim şirketin satın alma hakkının mutlak bir hak olmadığını, ancak şirket faaliyetlerinin azlık tarafından zorlaştırılması halinde kullanılabilen bir hak olduğunu belirtmek gerekir.

c-   Ortağın Hâkim Kararı ile Resen Çıkarılması

Hâkim şirketin hâkimiyetini kötüye kullanması ve denkleştirme yapmaması halinde bağlı şirketin her bir ortağının hâkim şirket ve onun yönetim kurulu üyelerine karşı dava açarak şirketin zararlarının tazminini isteyebilir. Açılan davada hâkim, davacının talebi halinde ya da re ‘sen, zararların tazmini yerine pay sahibinin payının gerçek değeri üzerinden satın alınmasına ya da duruma uygun düşen başka bir çözüme karar verebilir. Burada da hâkimin taleple bağlı olmadığı açıkça düzenlenmiştir. İşte hâkimin, davacı tarafından talep edilmemiş olmasına rağmen, hakkaniyete ve duruma uygun görmesi nedeniyle re ’sen davacı ortağın paylarının hâkim şirket tarafından gerçek değeri üzerinden satın alınmasına karar vermesi hali, ortak için mahkeme kararıyla ortaklıktan çıkarılma halidir

F-   ORTAĞIN TÜM PAYLARINA ISKAT UYGULANMASI VEYA ŞİRKETİN SONA ERMESİ

MADDE 636- (3) Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir.

Burada, Mahkeme tarafından TTK m. 636/3 hükmü uyarınca ortağın çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir başkaca bir çözüme karar verilebilmesi için şirketin feshi talepli bir dava açılmış olmalıdır.

Madde metninde “istem yerine” çıkarılmaya veya başkaca çözümlere karar verilebileceği belirtildiğinden, hâkim öncelikle talep edildiği gibi şirketin feshini gerektirir bir haklı sebebin olup olmadığını inceleyecektir. Bu kapsamda hâkim; şirketin yapısını, ortak sayısını ve ortaklar arasındaki ilişkileri dikkate alarak ileri sürülen sebebin şirketin feshi için haklı sebep oluşturup oluşturmadığını değerlendirmelidir. Hâkim, ancak şirketin feshini gerektirir bir haklı sebebin varlığına kanaat getirirse ve şirketin yaşatılmasını uygun bulduğu takdirde, fesih kararı vermek yerine talep edilmemiş olsa da ortağın çıkarılmasına veya duruma uygun düşen başkaca bir çözüme karar verebilecektir. Düzenleme bu açıdan taleple bağlılık ilkesinin istisnasını oluşturmakta ve hâkime geniş yetki tanımaktadır. Mahkeme tarafından şirketin feshine veya ortağın çıkarılmasına karar verilmeden önce dava konusu haklı sebebi yaratan durumun ortadan kaldırılması için başkaca bir çözüm yolunun olup olmadığı araştırılmalıdır.

G-   İKİ ORTAKLI ŞİRKETLERDE ÇIKARMA KARARI

İki ortaklı şirketlerde, bir ortağın diğer ortağı şirketten çıkarabilmesi için TTK m. 621/1-h uyarınca karar alması gerekmektedir.

MADDE 621 (1)- h Bir ortağın haklı sebepler dolayısıyla şirketten çıkarılması için mahkemeye başvurulması ve bir ortağın şirket sözleşmesinde öngörülen sebepten dolayı şirketten çıkarılmas

Ağırlaştırılmış nisabın düzenlendiği TTK m.621 hükmü, sermaye çoğunluğu ve oy çoğunluğu esas alınarak düzenlenmiştir. Bu nedenle çıkarma kararının alınabilmesi için ortak sayısı bakımından bir çoğunluk aranmamakta olup kişi çoğunluğunun sağlanması, ortağın çıkarılması için bir şart değildir.

Eğer bir ortak, temsil edilen oyların en az üçte ikisi ve aynı zamanda da sermayenin salt çoğunluğu şartını sağlayabiliyorsa bu ortak, tek başına karar alarak diğer ortağı şirketten çıkarabiliyor. Yahut ta haklı sebeple çıkarma davası açmak üzere karar alması gerekmektedir.

YMM/BD HASAN SANCAK

Kaynakça

6102 sayılı TTK